Ahmet Yıldız
Seçim hilelerine hazır mısınız
Erdoğan'ın "sandık"a bu güveni nereden gelmektedir?
Tayyip Erdoğan'ın bütün meşruiyetini, dolaysıyla gücünü seçimden/sandıktan aldığı açık; her sıkıştığında sandıktan söz etmesi boşuna değildir. Evet demokrasi yalnızca sandık değildir, ama eninde sonunda sandıktır da! En güçlü diktatörler ya da tüm halk hareketleri bile sandığa gitmek zorunda kalmışlardır.
Bir yıl içinde üç seçim var. Yara bere içindeki Tayyip Erdoğan, var gücüyle yıkılmadan bu seçimlere ulaşmaya çalışıyor..."Tencere tava, gerisi hava" tekerlemesinin çok ciddi bir deyim olduğunu bilmeliyiz: "Sen tencere çaladur; ben sandıkta işi bitireceğim"demektedir.
Erdoğan'ın "sandık"a bu güveni nereden gelmektedir?
Bir seçimde eğer "sandık"tan eski gücüne yakın çıkarsa yandı gülüm keten helva demenin vaktidir...
O halde, halk direnişinin tüm üyeleri kendilerini sandığa ve de sandık güvenliğine odaklamalıdırlar.
Ancak önlem alabilmemiz için sandıkta bin bir türlü hilenin döndüğünü, AKP kadrolarının bu konuda hem deneyimli hem de ahlaki olarak yatkın olduklarını, bu nedenle her yola başvuracaklarını önce bilmemiz gerekiyor.
2011 seçimlerinden sonra başta Can Ataklı, ciddi şüpheleri dile getirmişti ve ilginçtir, muhalefet liderlerinin seçimden sonra söyledikleri: "Önümüze bakalım!" lafıyla üstü örtülmüştü. O halde genel hatlarıyla:
1 - Parmaklara boya sürülmesi yeniden uygulanmalı,
2 - İçişleri Bakanlığına devredilen şaibeli seçmen listesi oradan alınmalı yeniden yargıç denetimine verilmeli,
3 - Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığının, Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü (SEÇSİS) Projesi derhal iptal edilmeli,
4 - Bir Amerikan bankası olan şaibeli JP Morgan'ın kredisiyle Sun Microsystems adına yerel ortaği Koç grubunun (ne kadar ilginç!) kurduğu, oyları sanal sisteme aktaran bilgisayar programı derhal iptal edilmelidir.
5- "Medya" patronluğunu düzenleyecek yasa çıkarmalı. Basın yayın işleriyle uğraşacak iş adamlarının başka ticari faaliyetleri yasaklanmalı; ısrar edenlerin lisansları iptal edilmeli; böylece yeni seçim, bağımlı olmayan temiz "medya"yla yapılmalı.
6- Düzenlemeler bitince % 10 seçim barajı % 3'e indirilip genel seçime gidilmeli.
Bunların yapılması bu muhalefetle zor olabilir. Yine de çözümler var görünmektedir: Sol gazetesinde Kemal Okuyan bu konuda çok ciddi saptamalar yapmakta, can havliyle gerçekleri anlatmaya çalışmaktadır.
OLAYLAR MÜNFERİT DEĞERLENDİRİLMEMELİ
Kemal Okuyan, "Genelde, seçim hilesinin tek ve 'mistik' bir yöntemle gerçekleştirildiği sanılmaktadır. Oysa, çok sayıda yöntemin aynı anda hayata geçirildiği ortadadır" diyerek önemli noktalara değinmektedir:
- Öncelikle AKP'nin ne yapıp edip sandıktan başarılı çıkacağı inancıyla mücadele edilmelidir,
- Seçim hilesi en çok seçmen kayıtlarıyla oynayarak ve "mükerrer" oy kullandırarak yapılmaktadır,
- AKP, özellikle kendisine oy vermeyecekler üzerinde tuhaf oyunlar oynamakta, sahte üye kaydedip itiraz etmeyenleri engellemiş olmakta, habersiz ikametgah değişiklikleriyle kafalar karıştırılmakta, böylece "sanal" kişilerin oradan oraya taşınması sağlanmaktadır.
- "Bingo" durum işte bu sahte seçmen yazımındadır. Süreç nüfus müdürlüklerinde başlamakta seçim kurullarında devam etmektedir. (Parayla verilen üzeri mühürlü o pusulaları Keçiören'de etrafa saçılmıştı.)
- Toplam 200 bin sandık vardır. Her sandıkta bir muhalif kişinin oyu engellenmiş olsa bu 200 bin oy demektir gerçeğini asla unutmamak gerekir.
- Toplam 200 bin sandık vardır. Her sandıkta 10 mükerrer oy kullanılsa 2 milyon oy demektir! Uyduruk adreslere, metruk konutlara, ölülere, çocuklara seçmen kağıdını acaba hayaletler mi hazırlamaktadır? Aysberg'in boyutlarını kimse bilebilir mi?
- Sandıkta görevli üç-beş polisin "mükerre oy" kullanmasını 2,3,4..le çarparsak 1 milyon- 2 milyon gibi muazzam sayılara ulaştığını görebiliriz!
- Ana muhalefet partileri zaman geçince sandığı terk etmekte; ondan sonra, mükerrer oy kullanma, oy sayımı ve bunun çizelgeye aktarımında kim bilir neler olmaktadır!
- Bunları iktidar yerel örgütleriyle yapmaktadır.
- Ortaya çıkarılan her hile "münferit bir adli olay" olarak değerlendirmekten vaz geçilmeli, derinine inilmelidir!
Peki bütün bunları kim yapabilir? Elbetteki örgütlü halk ve de muhalefet partileri.
Ancak ne yazık ki bir aydır dünyayı ayağa kaldıran halk eylemleri Tayyip'den Pensilvanya'ya dek herkesi, sarsmış, korkutmuş da MHP ve CHP'ye daha etki edememiştir!