Kış hastalıklarından korunmak için 15 altın kural
Havaların soğumasının solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığını artırdığını ifade eden uzmanlar, solunum yolunu etkileyen hastalıkların...
Havaların soğumasının solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığını artırdığını ifade eden uzmanlar, solunum yolunu etkileyen hastalıkların kapalı ortamlarda hızla yayılabildiğine, nefes darlığı, balgam ve öksürük gibi belirtilerle kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Necla Songür, belirtileri, sıklıkla griple karıştırılan üst solunum yolu enfeksiyonlarının ihmal edildiğinde, ciddi rahatsızlıklara yol açabileceği uyarısında bulundu.
Havadaki ısı değişimi, viral ve bakteriyel enfeksiyonların ortaya çıkmasını kolaylaştıracağını hatırlatan Prof. Dr. Necla Songür, özellikle astım ve solunum yolu alerjisi olan kişilerin her türlü solunum yolu enfeksiyonlarına karşı alerjisi olmayan kişilere göre çok daha fazla dikkat etmesi gerektiğini çünkü bu kişilerin gribe daha kolay yakalanabileceğini söyledi. Prof. Dr. Necla Songür, "Grip, mevcut alerjileri tetikler ve kişi hem grip hem de alerji ile mücadele etmek durumunda kaldığı için vücudun savunma sistemi düşer. Savunma sistemindeki zayıflama, hastalığın daha geç iyileşmesine ve daha fazla ilaç kullanımına neden olduğundan kronikleşme durumunda yaşam kayıplarına bile yol açabilir" dedi.
Alerjik hastalıklar da tetiklenebilir
Kış mevsiminde grip, sinüzit, larenjit, bronşit ve zatürre gibi alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklıkla görüldüğünü, solunum yolu enfeksiyonlarında halsizlik, kırgınlık, boğaz ağrısı, hapşırma, öksürük, ateş, burun akıntısı gibi belirtiler ortaya çıktığını kaydeden Prof.Dr.Songür, "Bu aylarda yaşanan alerjiler de benzer belirtilerle ortaya çıkabilir. Yağışlara bağlı olarak nem oranın artması ve mevsime özgü bazı polenler de alerjik hastalıkları tetikler. Alerjik bünyesi olan kişilerin mümkün olduğunca açık havada vakit geçirmemesi ve özellikle ormanlık, çimenlik, ağaçların bol olduğu yerlerde uzun süre bulunmaması önerilir" diye konuştu.
Enfeksiyona karşı yeterli su tüketimi
Vücut direncini yüksek tutmanın en önemli yollarından biri de dengeli beslenme olduğunun altını çizen Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Necla Songür şöyle devam etti:
"Öğünler atlanmadan karbonhidrat ve protein dengesi gözetilerek beslenme düzeni ayarlanmalıdır. Özellikle taze meyve ve sebze tüketimine önem verilmelidir. Ayrıca günde ortalama 2,5 litre su tüketilmelidir. Toksin atımını ve vücudu canlandırmak için hayati önem taşıyan su, solunum yolunun nemli kalmasını da sağlar. Solunum yolunda oluşan kuruma, enfeksiyonlara zemin hazırlamaktadır. Kış aylarında sıklıkla görülen grip tedavi edilmediğinde hızla alt solunum yollarına ilerleyerek virüse bağlı zatürreye neden olabilir. Griple karıştırılıp tedavisinde geç kalındığı zaman da zatürre hayati tehlike yaratabilir. 3 gün geçmeyen yüksek ateş ve durum bozukluğu da zatürrenin en önemli belirtileri arasındadır. "
Açık havada vakit geçirmek önemli
Havalar soğuk olsa da açık havada zaman geçirmenin hem güneşten daha fazla yararlanmaya, hem de mevsimsel depresyondan korunmaya yardımcı olacağını kaydeden Prof. Dr. Necla Songür, bazı hormonların, bu mevsimde güneşin azalmasıyla birlikte daha çok salgılandığını, bunun da kişiyi daha depresif bir duygu durumuna soktuğu bilgisini paylaştı.
15 altın kural
Prof. Dr. Necla Songür, kış aylarında dikkat edilmesi gereken 15 aytın kuralı ise şöyle sıraladı:
"Vücut direncini güçlendirmek için balık, süt, yumurta, kırmızı ve beyaz et gibi proteinden zengin gıdaların tüketin, Yeşil yapraklı mevsim sebzeleri, süt ve yoğurt gibi kalsiyum ağırlıklı besinleri sofradan eksik etmeyin. Depolarda bekletilmiş ve dondurulmuş gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durun. Mevsimine uygun meyve-sebzeleri yiyin. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için probiyotik, vitamin ve mineral takviyeleri alın. Günde en az 6-7 saat uyumaya çalışın. Gün içinde fırsat buldukça açık havada temiz havadan ve güneşten faydalanın. Haftada en az 5 gün spor yapın. Alerjik bünyeliyseniz, yüzmeyi tercih edin. Hava şartlarına uygun kıyafet seçin, ısı değişimlerinin olduğu süreçte ne çok kalın ne de çok ince giyinin. Sonbahar aylarının başında grip ve zatürre aşısı yaptırın. Ellerinizi sık sık yıkayın. Grip ya da soğuk algınlığı geçiren kişilerle temastan kendinizi koruyun. Sık dokunulan eşyaları sürekli temizleyin. Ev işyeri gibi uzun süre zaman geçirilen ortamları havalandırın.Kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durun."