UZMAN DOKTOR  UYARDI

UZMAN DOKTOR UYARDI

Antalya Belek'te düzenlenen Gastroenteroloji Derneği toplantısında konuşan uzmanlar sık sık kabızlık olan hastaların kalın bağırsak kanseri olabileceğini söyleyerek uyardı. Kabızlık saklamak utanılacak bir hastalık değildir.

Kabız olan hastaların, bu hastalıktan utanarak doktora başvurmadığını ifade eden Prof. Dr. Serhat Bor, "Yıllarca, "ayakyolu', "wc', "hela', "tuvalet" gibi kelimeler kullanıldı. Güzel Türkçe'mizde bir düzine kelime varken, "lavabo" diye bir kelime icat ettik. Lavaboya değil, tuvalete gidiyoruz. Bu kelimeden bile utanç duyar bir noktaya geldik" dedi.

Türk Gastroenteroloji Derneği'nin ev sahipliğinde düzenlenen, "36. UGH 2019 Mezuniyet Sonrası Eğitim" toplantısı, Belek'te bulunan bir otelde gerçekleştirildi. 7. Ulusal Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresi ise ilk kez bu yıl 36. UGH 2019 bünyesinde yapıldı.

Kongre hakkında bilgi veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, düzenledikleri kongrenin, 36'ncı Ulusal Gastroenteroloji Haftası olduğuna değinen Bor, bu haftada Türkiye'deki gastroenterologların, iç hastalıkları ve aile hekimi uzmanlarının bir araya geldiğini söyledi. Bor, sindirim sistemini ilgilendiren tüm yenilikleri tartıştıklarını, bilimsel gelişmeleri ise paylaştıklarını kaydetti.

Kabızlık konusuna değinen Bor, kabızlığın bilimsel tanımının, haftada 3'den daha az sayıda dışkılamak olduğunu belirtti. Bor, bazı hastaların, "Her gün 3 defa tuvalete gidiyorum" şikayetiyle hastaneye başvurduklarını da ifade etti.

"Tuvalet kelimesinden bile utanç duyar hale geldik"

Bor, "Yıllarca, "ayakyolu', "wc', "hela', "tuvalet" gibi kelimeler kullanıldı. Güzel Türkçe'mizde bir düzine kelime varken, "lavabo" diye bir kelime icat ettik. Lavaboya değil, tuvalete gidiyoruz. Bu kelimeden bile utanç duyar bir noktaya geldik. Hal böyle olunca insanların kabızlık veya altına büyük abdesti kaçırmayla ilgili konularda büyük bir tabu nedeniyle hekime başvurmadığını görüyoruz. Örneğin kabız hastaların yaklaşık 3'te 1'i kabızlıklarını engelleyebilmek için parmakla boşaltıyorlar. Bu kadar ciddi vakalar var. Bunlar hiçbir zaman doktora gitmiyorlar. Kabızlık bir kader değildir. Kabız hastaya illa çok fazla sayıda tetkik yapmamıza da gerek yok" dedi.

Ağır kabızlık vakalarının mutlaka gastroenteroloji uzmanına başvurması gerektiğine işaret eden Bor, hafif kabızlık sıkıntısı yaşayan hastaların aile hekimleri ve iç hastalıkları uzmanına gitmesi gerektiğini belirtti.

"Hastalar kabızlıktan utanıyor"

Vatandaşların kabız olduklarında doktora gitmeye utandığını, gittiklerinde ise çoğu şikayetlerini gizlediklerini dile getiren Prof. Dr. Serhat Bor, "Bana kabızlık şikayetiyle gelen bir hastanın eşi odadan çıktığında, "size söyleyemedim ama ben altıma da kaçırıyorum. İyi ki eşim çıktı" dediğini biliyorum. İşin ilginç tarafı eşi de bana altına kaçırma şikayetiyle gelmişti. İkisi de utanmaktan birbirlerine söyleyememişler. Bunu doktorunla paylaşması lazım. Bize bilgiyi tam vermeliler ki, bizde tam bir şekilde aktarmalıyız" diye konuştu.

"Taciz, kabızlık nedenidir"

Kabızlığın altında yatan nedenlerden birinin, "sosyo-psikolojik" sorun olduğunun altını çizen Bor, "Örneğin taciz, bir kabızlık nedenidir. Psikiyatrik açıdan çok önemli bir konudur. Uzun yolculuklara giden hastaların birçoğu tuvalete gitmek istemiyorlar. Tuvalet seçmek, kabızlığın en önemli nedenlerinden bir tanesidir" ifadelerini kullandı.

Kabızlığın tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulunan Bor, sözlerine şöyle devam etti:

"İshal olana kahve verilir ya, işte güzel olan kahve ishal yapar. Bunu söylemek gerekiyor. İnsanlar sabah kahvaltısının ardından içtikleri kahveden sonra bir büyük bardak su içecek. 10 dakika kadar tuvalette oturacak. Nefes egzersizi yapacak. Bunu dışkılasın, dışkılamasın her gün yapmak ve beyine yazmak gerekiyor. Beyine bu kodlanmalı. Bunun ötesine ilaçlar başlıyor. Piyasada bir sürü ödenen ilaç var. Bunların içinde Laktiloz bir miktar etkili. Diğer ilaçlar ödenmiyor. Hastaya maliyeti aylık 200-300 lira. Hasta bu ilacı alamıyor. Polietilen Glikol, ödenmeye ilaç kategorisinde. Bu bizi çok üzüyor. Yurt dışında çıkmış çok güzel, yeni ilaçlar var. Bu ilaçların hiçbiri Türkiye'ye gelemiyor, çünkü pahalılar. Biz hastaya, "yurt dışından temin edin" diyoruz. Kabızlık ciddi bir sorundur. Bu konu halkımız ve sağlık otoritesi tarafından hak ettiği değeri alamıyor. Her 11 yetişkinden 1'si kabızdır. Bu, çok yüksek bir oran. İlaçların hızlıca geri ödeme sistemine alınması ve Türkiye'ye henüz gelmemiş başarılı ilaçların hızlıca ülkeye getirilmesi gerekmektedir"

Bu hastalar risk altında

Bazı hastaların risk altında olduğunu söyleyen Bor, "45-50 yaşından sonra kabızlık ani başlamışsa, makattan kanaması varsa, açıklanamayan kilo kaybı, ateşi, 1'nci derece akrabasında bağırsak kanseri ya da polip alınmışsa, iltihabi bağırsak hastalığı dediğimiz durumlar varsa, bu kişiler mutlaka en yakın gastroenteroloji grubuna başvurması gerekir. Altta kalın bağırsak kanseri olabilir. Kalın bağırsak kanseri tıpta korunulabilir tek kanserdir. Kalın bağırsak kanserini bir polipken alırız, aldığımız zamanda o kişinin bir ömür boyu kanser olma riskini sıfırlarız" sözlerine ekledi.

 

 

İlgili Haberler

Kaynak:Haber Kaynağı