KENDİ ADINI VERDİĞİ HASTALIĞI TANITTI

KENDİ ADINI VERDİĞİ HASTALIĞI TANITTI

Kendi adını verdiği hastalığı Rusya'da kongrede anlattı.

KRONİK böbrek hastaları ile ilgili yaptığı bilimsel çalışmalarla adını tıp literatürüne yazdıran Türk bilim adamı Prof. Dr. Yahya Sağlıker, Rusya'nın St. Petersburg kentinde 'nefroloji haftası' nedeniyle yapılan kongrede kendi adını verdiği 'Sağlıker Sendromu' hastalığını anlattı.

HASTALIĞA KENDİ ADINI VERDİ

'Behçet Sendromu'yla literatürlerde yer alan ilk Türk bilim adamı Hulusi Behçet'ten sonra, Prof. Dr. Yahya Sağlıker de 2005 yılında, 'Sağlıker Sendromu'nu tıp literatüre geçirtti. Prof. Dr. Sağlıker, Türkiye'nin dışında Japonya'dan, Kanada'ya, Avustralya'dan Arjantin'e kadar araştırma için hastaları bulundukları yerde ziyaret ederek hastalıkla ilgili araştırmayı geliştirdi. Rusya'nın St. Petersburg kentinde 19 Eylül'de düzenlenen Russian Renal Week-ISBP (Rusya Nefroloji Haftası) kongresinde Moskova ve Kazakistan'dan da katılan konuşmacılarla 5 bilim adamı 'Sağlıker sendromu' konulu platformda hastalığı tartıştı. Kongrede konuşan Türk bilim adamı Prof. Dr. Yahya Sağlıker, hastalığın detaylarını anlattı. Sendroma kendi adını verdiğini söyleyen Prof. Dr. Yahya Sağlıker, hastalığı şöyle anlattı:

"BÖBREK HASTALARINA UYGUNSUZ MÜDAHALE İLE ORTAYA ÇIKIYOR"

"Sendrom, kronik böbrek hastalarına gerektiği zamanda müdahale edilmeyip, en uygun zamanda en uygun ilacın verilmemesiyle ortaya çıkıyor ve hastada bir takım fiziki bozukluklar meydana geliyor. Yani unutulmuş, tıbbi yetersizlik ya da kısmen doktor ihmali sonucu oluşmuş bir sendrom olup, genetik özellikleri de içermektedir. Bu nedenle hastaların kemikleri eğrilir, büzülür, kırılır, boyları kısa kalırlar. Ayrıca kafatasında da bazı değişiklikler ortaya çıkıp, yüz şekli, çene ve burun yapısı bozulur. Bu olay her tıp kitabında yazar ama bu zamana kadar hiç bir bilim adamı konu üzerine eğilip, bu şekilde derleyip, toplayıp ve özelliklede genetik olduğunu vurgulamamış ve tıp dergilerinde bu şekilde yayınlanmamıştır. Bu konudaki genetik çalışmalar Çukurova Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Kahramanmaraş Üniversitesi, Adana Başkent Hastanesi tarafından yürütülmüştür."

Kaynak:Haber Kaynağı