İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ YEDİKLERİMİZİ NASIL ETKİLEYECEK?
İklim değişikliği nedeniyle bazı besin ürünlerinin nesli tükenebilir mi?
Bir süre önce bilim insanları, hayvan türlerinin altıda birinin iklim değişikliği nedeniyle ortadan kalkabileceği uyarısında bulunmuştu. Aynı tehlike tarım ürünleri ve gıda maddeleri açısından da geçerli mi?
Dünyanın birçok bölgesinde tarım üreticilerinin gelecek yıllarda daha fazla zorluklarla karşılaşacağı doğrudur. Bu konuda, bitkilerin kuraklığa karşı dayanıklı hale getirilmesi doğrultusunda çeşitli çalışmalar yapılıyor.
Bu makalenin İngilizce orijinalindeki videoda bazı bitkilerin aylar, hatta yıllar sonra nasıl hayata döndürüldüğünü izleyebilirsiniz.
Fakat diğer bitkileri korumanın yolunu bulamazsak iklim değişikliğinden etkilenecekler mi?
“Nesli tükenebilecek besinler” ile ilgili bazı abartılı haberlere rağmen, temel besin maddelerinin ortadan kalkacağına dair herhangi bir veri bulunmuyor.
Bazı uzmanlar bitkinin ortadan kalkması diye bir şeyin söz konusu olmayacağını, dünyanın bir bölgesinde yetişmeye devam edeceğini belirtiyor.
Fakat böyle bir durumda bazı bölgelerdeki üreticiler olumsuz etkilenecek, bazı insanların o besine erişimi sınırlanacak demektir.
İklim değişiminden etkilenebilecek bu ürünlerin bazıları temel besin maddeleri olabileceği gibi, bazıları da çikolata, kahve gibi hayatımıza tat katan ürünler de olabilir.
30 derece eşiği
Uzmanlar 30 derecenin üzerine çıkan sıcaklığın tarım ürünleri üzerinde olumsuz etkisi olduğunu söylüyor. Örneğin, hava sıcaklığı bu eşiği aştığında ABD’deki mısır ve soya fasulyesi üretiminde ciddi bir düşüş gözleniyor.
ABD dünyanın en büyük mısır ve soya fasulyesi üreticisi. Isı artışı nedeniyle verim azalması halinde üretim biraz daha kuzeye kaydırılabilir. Ancak eskiden buzulların genişlemesi yüzünden bu toprakların kalitesi düştüğü için verim olumsuz etkilenecektir.
Afrika’da mısır, Hindistan’da buğday üzerine yapılan araştırmalarda da, belli bir eşiğin üzerine çıkıldığında ürün miktarının ve kalitesinin hızla azaldığı görüldü. Ürünler başka bölgelere kaydırılıp uyum sağlayabilir, ama belli bir noktaya kadar. Aşırı sıcağın etkisi üründen ürüne değişmekle birlikte, 21. yüzyıl sonu için öngörülen ısı artışının gerçekleşmesi halinde, araştırmacılar ABD’de birçok tarım alanının bundan zarar göreceğine inanıyor.
Günümüzde dünya tarım topraklarının yüzde 4’ü kuraklıktan etkileniyorken, yüzyıl sonunda bu oranın yüzde 18’e çıkması bekleniyor. Üretim alanları küçük bir bölgede sınırlı olduğu için bundan da en fazla kahve gibi ürünlerin etkileneceği tahmin ediliyor.
Bazı verilere göre Orta Amerika ile Brezilya’da kahve yetişen toprakların yüzde 80’i 2050’lerde üretim dışı kalabilir. İklim değişikliğinin Batı Afrika’daki kakao üretimi üzerinde de derin etkileri olacağına inanılıyor.
Beslenmenin aynılaşması
Bu ise bazı ürünlerin ancak zenginler tarafından ve çok daha pahalıya satın alınabileceği anlamına geliyor. Yani bu tür ürünler yoksulların menüsünden tümüyle çıkmış olacak.
İklim değişikliğinin bir başka olumsuz etkisi de insanların beslenmesinin aynılaşması ve kalorisinin yüzde 75’ini buğday, soya fasulyesi, mısır ve pirinç gibi temel ürünlerden alıyor olmasıdır. Bugün beslenme şeklimiz 1961’dekine kıyasla yüzde 36 daha aynı.
Yani belli ürünlere fazlasıyla bağlı olmak, o ürünlerin maruz kalacağı kuraklıktan daha geniş bir nüfusun etkilenmesi demek aynı zamanda.
Genetik mühendislik
Bu tehlikelere karşı bazı çalışmalar yapılmıyor değil. Genetik mühendislik (GDO) vb. yöntemlerle tarım ürünleri sıcağa ve kuraklığa daha dayanıklı hale getirilmeye çalışılıyor. Ancak bu girişimlerin sonuçları konusunda henüz net bir karara varılmış değil.
Son 10 yıl boyunca genetik mühendislik tarımda devrime yol açacak bir sonuç vermedi. Bu çalışmaların meyvesi toplanıncaya kadar ise daha fazla gübre kullanımı, daha iyi sulama sistemlerinin ve ürünü tarladan daha hızlı toplayan makinelerin geliştirilmesi, daha iyi depolama olanakları yaratarak israfı önleme gibi tedbirlere başvurulabilir.
Ayrıca farklı besinlere de yönelip çeşitlilik sağlayarak buğday, mısır, pirinç gibi sıcağa karşı duyarlı ürünlere bağımlılığımız azaltılabilir. O zaman beslenme sistemimiz daha az riskli hale gelecektir.
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future sayfasında okuyabilirsiniz.
Kaynak: