İlaçlı Tomografi sırasında hayatını kaybeden 50 yaşındaki kadın hastanın ölümü, Tomografi çektirenlerde büyük kuşku yaratmıştı. Tomografi son yıllarda teşhis ve tedavide çığır açtığı için büyük ilgi gören bir cihaz. Bu nedenle yaşanan ölümlü olay büyük panik yarattı. Yapılan otopsi sonucu ortaya çıkan neden ise skandal cinsten. Yan etkileri olduğu bilinen ilacın kadına verilmeden önce test yapılmadığı ortaya çıktı.

OLAY NASIL OLMUŞTU

Devlet Hastanesi'nin Kulak Burun Boğaz Polikliniği'nde muayene olan 2 çocuk annesi Songül Dinçer, daha sonra Dahiliye Polikliniği'ne gelip muayene oldu. Doktor, Songül Dinçer'den tomografi istedi. Tomografi çekimi sırasında fenalaşan Dinçer hemen acil servise götürüldü. Ancak burada yapılan müdahaleye karşın yaşamını yitirdi.

OTOPSİ YAPILMIŞTI

Songül Dinçer'in kesin ölüm nedenin belirlenmesi için cenazesi Adana Adli Tıp Kurumu'na otopsiye gönderildi.
Niğde Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Dr. Fatih Balcı, Songül Dinçer'in ölümüyle ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığını söyledi.

İŞTE ÖLÜM NEDENİ

 Yapılan incelemelerin ardından talihsiz kadının ölüm nedeninin, tomografi çekimi öncesinde iğne ile yapılan kontrast maddenin alerjisinden hayatını kaybettiği belirlendi.Kadın ilaç verilmeden önce test yapılıp yapılmadığı ise açıklanmadı.

"İLAÇLI GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİNDE ÇOK SU İÇİLMELİ" 

MR ve tomografide tetkike göre renkli ilaç verilerek de tarama yapıldığını anlatan Arslan, bu ilaçların da zararlı etkileri bulunduğunu, özellikle böbrek problemleri olan hastaların bu tetkikler öncesi görevlilere mutlaka durumlarını bildirmesi gerektiğini söyledi.

YAN ETKİLERİ VAR

Daha çok kanser taramalarında kullanılan renkli ilaçlarının yan etkileri bulunduğuna, bunların böbrek yetmezliği ya da başka sistematik hastalıklara neden olabileceğine dikkati çeken Arslan, böyle bir tetkikin yapılması durumunda ise kişilerin bol su içerek vücuttan bunların bir an önce atılmasını sağlamaları gerektiğini dile getirdi.

GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ NE YAPAR

Girişimsel radyoloji hakkında da bilgi veren Arslan, görüntüleme yöntemlerinin eşliğinde iğne ya da tel kullanılarak, büyük bir kesi yapmadan lezyona ulaşılabildiğini, parça alınabildiğini, kist boşaltılabildiğini damar tıkanıklarının açılabildiğini bildirdi.

Arslan, “Yaklaşık 100 yılda radyoloji tıbbın en popüler dallarından biri oldu. Tedaviye yönelik yöntemler ve girişimsel yöntemlerle bir çok hastalığa umut ışığı oldu. Girişimsel radyoloji ile de ağır tedavi yöntemleri yerine, artık hastalar sabah gelip, kist boşaltıp, anjiyo olup akşam evlerine dönebiliyorlar” şeklinde konuştu.