Milli Eğitim Bakanlığı’nın türbanı ortaöğretimde de serbest kılmasına ilişkin tartışmalar sürerken Halkevci Kadınlar “Gericilerden, kadın düşmanlarından hesap soruyoruz” diyerek Milli Eğitim Bakanlığı’na gitti. Türbanın serbestleştirilmesininAKP’nin gerici, mezhepçi uygulamalarından biri olduğunu söyleyen kadınlar, bakanlıktan içeri girerek dilekçe vermek istedi.

Taleplerini dile getiren kadınlara henüz ziyaretçi girişi bölümünde özel güvenlik saldırdı. Güvenlikler ve bakanlık bürokratları, 6 kadından 5’ini darp ederek bir odaya çekti ve saldırılarını burada da sürdürdü. Bakanlığın dışına itilen bir Halkevci kadın ise oturma eylemine başladı.

Güvenlikler saldırıları sırasında yaşananları görüntülemek isteyen basın emekçilerini de darp etti.

Kadınlar, yaklaşık 20 dakika sonra bırakıldı. Serbest bırakılan kadınlar MEB önünde bir açıklama yaptı. Darp edilirken yolunan saçlarını gösteren kadınlar eğitimle ilgili olarak MEB’den herhangi bir yetkili ile değil de özel güvenlik ve güvenlik şubeden polislerle muhattap edilmelerine tepki gösterdi. 

Kadınlar yaptıkları açıklamada AKP’nin yaşamın her alanında uyguladığı gerici ve mezhepçi kuşatmayı kıracaklarını belirtti.

Bırakılmalarının ardından MEB binasından sloganlarla çıkan kadınların çevresini bir süre sonra hiçbir açıklama yapmadan çevik kuvvet kalkanlarıyla sardı. Uygulanan muamelenin nedenini soran kadınlara hiçbir şey denmedi ve bir süre sonra yine hiçbir şey söylenmeden çevik kuvvet ekibi geri çekildi.


Halkevleri Kadın Sekreteri Dilşat Aktaş da Halkevci Kadınlar’ın eyleminin ardından bir açıklama yaptı. Aktaş’ın açıklaması şöyle:

MEB’den hesap soruyoruz; Gerici kuşatmayı Durduracağız!

27 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe konulan bir yönetmelik değişikliği ile orta öğretim kurumlarında türban serbest bırakıldı. Halkevci Kadınlar bu uygulamanın derhal ortadan kaldırılması için bugün(01.10.2014) Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyardı.

Ortaöğretimden başlayarak başlayan kız çocuklarına, kadınlara türban dayatması “kadın erkek eşit değildir” diyen, istihdam politikalarıyla veya şiddeti tırmandırarak kadını aileye hapseden; kadını rujunun renginden, hamileyken sokağa çıkıp çıkamayacağına; kaç çocuk doğuracağından, kürtaj yapıp yapmayacağına denetleyen, erkeğin, erkek egemen sistemin, devletin malı olarak gören kadın düşmanı politikaların devamıdır.

Yine ‘inanç özgürlüğü’ diye pazarlanmaya çalışılan ortaöğretim kurumlarında türban dayatması, önce üniversitelerde ardından kamuda türban düzenlemeleriyle başlayan, iktidarın devleti yukarıdan mezhepçi, İslamcı biçimde yeniden yapılandırma sürecini kadın bedeninin denetimini esas alarak sürdürülmesidir.

Devletin, toplumsal ilişkilerin İslami referanslarla ve hatta İslam’ın Sünni mezhebinin referanslarıyla düzenlenmesi iktidarın toplumu mezhepçi biçimde kamplaştıran politikalarının devamı olduğu kadar iktidarın Ortadoğu’da İslam Devleti (IŞİD) ve cihatçı çeteleri destekleyerek sürdürdüğü cihatçı mezhepçi politikaların da devamıdır.

İktidarın ortaöğretimde türban serbestisi ve tüm diğer kadın düşmanı politikalarının ülkemizdeki sonucu kadın katliamları, kadına yönelik şiddetin katlanarak artması, kadının güvencesizleştirilmesi, kadınların erkeklere tabi kılınmasıdır. Kadınları savaş ganimeti olarak gören, kadın sünnetini fetva veren IŞİD’in ve tüm cihatçı çetelerin bu coğrafyada örgütlediği ve beslendikleri gericilik de bu cihatçı, mezhepçi politikaların devamı ve sonucudur.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çocuk ve ergenlere yönelik başörtüsü düzenlemelerinin sakıncalarını bilimsel olarak tartışılabileceği bir düzlem olma niteliğini çoktan yitirmiştir.  Ne yazık ki eğitim politikalarını “ey dünya zorunlu matematik, kimya derslerini neden kimse tartışmıyor” diyen bir diktatörce temsil edilen anlayışla belirlenmektedir.

10 yaşındaki kız çocuklarını, ailelerinin ‘tercihi’ söylemiyle, elbirliğiyle toplu kapatılmaya maruz bırakan, kadınları çocukluktan itibaren erkeklerin tahakkümüne sokan, bu yolla kadın bedeninin denetlenmesi ile kadınların yaşam hakkına doğrudan saldıran türban düzenlemesini kabul etmediğimizi ve bu düzenlemeye karşı özgürlük mücadelesini ortaokullarda, liselerde, üniversitelerde ve yaşamın bütün alanlarında büyüteceğimizi bir kez daha hatırlatırız.

Halkevci Kadınlar AKP’nin eğitimde türban 4+4+4 eğitim uygulaması ile başlayan, ortaöğretimde türban dayatması uygulaması ve karma eğitimin de kaldırılması tartışmasıyla devam eden gerici, cinsiyetçi politikalarına karşı kadınların özgürlük mücadelesi her alanda büyütmeye devam edecek. Bugün MEB’de yapılan eylem sadece bir uyarıdır. Bundan sonra okul önlerinde, il ilçe Milli Eğitim müdürlüklerinde bu gerici dayatmayı uygulamaya sokmaya çalışan her kişi ve kurum karşısında bizi bulacak. Eğitimdeki gericiliği velilerimiz, öğretmenlerimi ve öğrencilerimizle birlikte durduracağız. Kadınlar bu mücadelede en ön safta yerlerini alacak.