Soma’da yüzlerce işçini öldüğü maden katliamı ile ilgili başlatılan soruşturmada Soma Maden ve Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan, şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Tutuklanan, Soma Maden Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın savcılığa sunduğu sorumluluk belgesindeki imzaların sahte olup olmadığı ise kriminal araştırmayla belirlenecek.

Radikal'de yer alan habere göre Manisa Barosu, Alp Gürkan ile maden işletmesine uygunluk raporu veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetçilerinin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması için savcılığa başvurdu.

Can Gürkan, işletmenin sorumluluk ve yetkisinin Genel Müdür Ramazan Doğru’ya ait olduğunu gösteren bir belgeyi savcılığa vermişti. Doğru ise belgedeki imzanın sahte olduğunu öne sürerek, Gürkan’ı yalan beyan vermekle suçlamıştı. Soruşturma savcısı, belgedeki imzanın Doğru’ya ait olup olmadığının tespiti için kriminal inceleme yapılmasına karar verdi. Savcılık, belgede imzası olan diğer yönetim kurulu üyelerinin de bilgisine başvuracak.

Tutuklanan Doğru’nun, Soma Maden ve Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ı şirketin sorumluları arasında gösterdiği öğrenildi. Doğru’nun savcılık ifadesinde, Soma Kömür A.Ş.’nin, 24 Aralık 2013 tarihindeki genel kurulunda yönetime seçildiğini belirterek, “Bu tarihe kadar yönetimde Alp Gürkan da yer alıyordu. Madende yaşanan bir kaza. Eğer varsa bir sorumluluk, herkesin sorumluluğu var” dediği kaydedildi.

Soruşturmayı yürüten Akhisar Başsavcılığı, yeni delil ve ifadeler doğrultusunda Alp Gürkan’ın şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulması kararı aldı.

‘Kimler olumlu rapor verdi?’

Maden faciasını araştırmak için bağımsız komisyon kuran Manisa Barosu, Alp Gürkan ve işletmeyi denetleyerek olumlu rapor veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetçilerinin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Baro, suç duyurusu dosyasına Başbakan Erdoğan imzasıyla Temmuz 2007’de yayımlanan, İş Güvenliği ve Sağlığı’yla ilgili genelgeyi de ekledi.

‘Eğitim hilesi mi yapıldı?’

Baro Başkanı Zeynel Belkız, suç duyurusuyla ilgili şunları söyledi: “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışacak kişilerin eğitimini öngörüyor. Bu eğitimin de Milli Eğitim Bakanlığı ’na bağlı birimler tarafından verildiği belirtilmiş. Başbakan Erdoğan imzasıyla da Temmuz 2007-17 numarasıyla genelge yayınlanıyor. İşçilerin eğitim ücretleri işverenler tarafından ödenir deniliyor. Ancak yaptığımız araştırmaya göre, facianın yaşandığı şirket Milli Eğitim Bakanlığı veya il müdürlüklerine işçi eğitimi için başvurmamış. Madenin işletmecileri Celal Bayar Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’yla eğitim konusunda anlaşmış. Bu yasaya ve düzenlemelere aykırı. Bunun da soruşturması gerekir. Gerçekten işçilere bir eğitim verildi mi?”

Kamudan bir kişi de şüpheli

Soma soruşturmasında gözaltına alınan şüpheliler arasında bir kamu görevlisinin de olduğu ortaya çıktı. Ege Linyit İşletmeleri’nde (E.L.İ) müdür yardımcısı olarak görev yapan A.U., hukuken gerekli izin mekanizmasına başvurulmadan gözaltına alındı. Polislerin kendisini gözaltına alınmak için geldiklerini öğrenen A.U., avukatına haber verdi. Şehir dışında olan avukatı, müvekkilinin kamu görevlisi olduğunu ve bu nedenle Bakanlık izni olmadan gözaltına alınmayacağını vurguladı. Ancak savcılık gözaltı işlemi yaptı. A.U., tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Soma Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesinde A.U. “Yönetmelik gereği Soma Kömürleri A.Ş’nin teknik nezaretçi defterini mali yönden imzalıyorum. Bu imzamın sadece mali hususları kapsamakta olup iş güvenliğine ilişkin bir sorumluluğum yoktur. Teknik nezaretçi defterinde imzam bulunmayan tutanakları görmedim. Bu nedenle imzalamadım. Tutanaklarda herhangi bir eksiklik olduğu gerekçesiyle imzalamamış değilim. Kusurum olduğunu düşünmüyorum” dedi. Şüphelilerin hakimlik sorgusu sürerken avukatı da salona girerek müvekkilinin bırakılmasını istedi. A.U, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.