Cuma Hikmet
Sahi Sunay Akın Sen Neden Mutlusun?
Çapulculardan Sunay Akın'a evlere şenlik Sorular?
18 günde gördüklerimizin özeti bence şu.
Başbakan Erdoğan yine mehter takımı gibi, bir ileri bir geri oynayarak istediği vakti aldı. Bir gerdi bir bıraktı, bir gerdi bir bıraktı ve gelinen noktada sokaklarda 18 gündür direnenlerin, ölenlerin, sayıları ne kadardır bilinmez hastanelerde can çekişenlerin, nasıl oldular bilinmez temsilcileri olarak öne sürülen elçileri, görüşmeden çıkar çıkmaz mutluluklarını ilan ettiler.
Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik ise gençlere,” hadi artık sıcak yataklarınıza dönün” talimatı verdi.
Gelinen noktaya göre Erdoğan’ın birkaç ağaç yüzünden ortaya çıktığını iddia ettiği halk direnişinin önce sonlanması ardından, mahkeme sonucu beklenecek ve bir tür referandum yapılarak tatlıya bağlanacak. Sonuçta AKP’nin haksız, adaletsiz ve baskıcı iktidarı döneminde yaşanmış binlerce yargı skandalına isyan ederek, sokakta tencere tava çalanlar, gaza boğulanlar, hangi yetki ile temsilci oldukları bilenmez bir avuç plastik direnişçinin mutlu olması ile 10 yıldır kan kusup, kızılcık şerbeti içtik, "iç çekintilerini" unutuverecekler. Ölenlerin, komada yatanların, kolu bacağı kafası kırılanların esamesi bile okunmuyor daha.
Karşılığında vaat edilen şey ne?
Birkaç ağaç kesilmeyecek, bir ihtimal de Topçu Kışlası projesinden vaz geçilecek. Olası bir ihtimalde artık gençler gaza boğulmayacak, kafalarına nişan alıp gaz bombası sıkılmayacak, sokak ortasında başlarına kurşun sıkılmayacak, eli sopalı siviller yollarını kesip ağzını burnunu kırmayacak. Mantıklı.
Erdoğan’ın hep olduğu gibi aldığı kararların ayrıntılarını 10 yıldır hiç bilemedik. Açılımları hangi anlaşmalara dayanıyor, ülke nereye, ne kadar borçlanıyor, dup dururken Suriye ile neden savaşıyoruz, BOP’a neden eş başkan oluyoruz? Hiç bilemedik. Liste uzar gider.
Ama 17 gündür sabahlara kadar uyumayan, meydanlarda demokratik haklarını savunan, gaza suya boğulan, tüm dünyanın gördüğü ve desteklediği gibi açık ve orantısız devlet şiddetine maruz kalıp yılmayan milyonlarca direnişçi, genç yaşlı, çoluk çocuk, öz cümle herkes bu işe ne diyecek?
Ben hemen tahmini mi söyleyeyim?
Erdoğan ile yaptıkları görüşmeden çıktıktan sonra “ Çok mutluyuz” açıklaması yapan Sunay Akın’ın, mutluluğunun sebebini bilmek isteyeceklerdir. Sahi oyuncak şairi Sunay Akın neden bu kadar mutlu?
Çapulculardan Sunay Akın'a evlere şenlik Sorular?
Artık “çapulcu değil yavru” olduklarına göre, şikâyetlerini barışçı ve demokratik hak olarak dile getirdiklerinde; Biber gazına boğulmayacaklar mı? Kafalarına gaz bombası atılmayacak mı? Bir 11 kişi daha kör olmayacak mı? Size sorulan ilk sorular olacak sevgili şair?
Aşırı uç,çapulcu, dış güçlerin oyuncuları, muhalefet partilerin tezgahına gelenler olarak, gözleri, yüzleri, kafaları hedeflenerek biber gazı bombası atılmayacak mı?
Yasal hakları olan izinsiz gösteri ve protesto eylemleri yaptıkları için, ağır polis şiddetine maruz kalıp ardından yaka paça içeri alınmayacaklar mı?
Sen ayyaşsın, sen dinsizsin, sen Zerdüşt’sün, sen Müslüman değil Alevisin, sen başı açıksın diye ayrıştırıp ötekileştirilmeyecekler mi? (Kürt, Türk, bahsine girmiyorum bile)
Erdoğan 10 yıldır yaptığı gibi “ben çoğunluğun oylarına mahzar oldum sandıkta sorun hesabınızı, o zamana kadar astığım astık, kestiğim kestik, hem hakim hem savcı, hem vali, hem polisim.” demeyecek mi? Bunun sözünü mü aldınız sayın şair?
Bireysel özgürlükler geri gelecek, uzun tutukluluklar, keyfi uygulamalar, "benden olan zengin olsun, diğerleri makarnayla doysun, istediğim açılımı yaparım istediğimi kaparım, önce kardeş olurum sonra düşman, kimse karışamaz." yılları sona erecek mi?
Halkın taleplerini, gerçeklerini, haberleştirmede her türlü sindirme ve baskı yöntemleri ile korkutulmuş medya çalışanları, özgürce haber yaptığında, darbe suçlaması ile zindanlar da çürütülmeyecek mi? Basın açıklamalarında soru soran gazeteciler azarlanmayacak mı?
En önemlisi, "Sunay Akın mutlu olmuş, artık Başbakan Erdoğan değişti" diyerek, demokratik ve yasal haklarını meydanlarda protesto eylemleri ile gösterecek halka, bunlar aşırı uç, basın mermiyi gazı, tutun atın içeri denilmeyecek mi? Bunları yansıtan medya darbecilikle suçlanıp cezalandırılıp, suçlanmayacak mı?
Bu listeyi sayfalarca uzatabiliriz. Ama Erdoğan ile görüşmeden mutlu mesut çıkıp, milyonların direnişini nasıl sonuçlanacağı şimdiden belli bir hukuk karmaşasına ve nasıl yapılacağı yakın geçmişte örnekleri ile dolu bir referandum sonucuna bağlayıp direnenleri uyutmaya kalkanların, önce bu soruların yanıtlarını vermeleri gerekmez mi?Sonra hep birlikte mutlu olsak mesela?
Sonuç; Bu bir mehteran gösterisinden ibarettir. Direnenlerin gelinen bu noktayı kabul edeceklerini düşünmüyorum. Bu ülke ve kendisi için en iyi olan şey, Erdoğan’ın derhal istifa etmesi ve tüm siyasi partilerin alacakları ortak karar ve yapılacak adil yasalar ile ülkenin en kısa zamanda seçime götürülmesi en hayırlı olan olacaktır.
18 günde dili olmayan ağaçların, meydanlarda nasıl konuştuğunu gördük, artık direnişin gerçek şairi olan halkın, destanını nasıl tamamladığına şahit olacağız.