Paket Paket Demokrasi (1)
Başbakanın bir konuda sarfettiği sözler genellikle birbirini çürütür. Sıradan bir insanın kaale alınmaması sonucunu doğuracak bu özellik kadrolu yorumcularımızı çok meşgul eder. Başbakanın sözlerindeki şifreyi çözmeye uğraşırlar fiyakalı duruşlarla. Demokrasi paketine ilişkin büyük yorumcularımızın yorumlarına baktım da özetle şu: Genel olarak olumlu buluyorum.
Gazeteci dediğin satır satır okur ve satır satır görüşünü yazar. Ben gazeteci değilim, paket özelinde yapayım bari.
Efendim AKP hükümeti 19 Kasım 2002 tarihinden beridir aralıksız başımızda. Tamı tamına 10 yıl 9 ay bitmiş. Ama Başbakan 70 milyonun veya artık kaçsa gözünün içine bakarak “Mevcut seçim sistemi yüzde 10 barajı AK Parti'nin getirdiği bir sistem değildir. Bunu bilenlerimiz var, bilmeyenlerimiz var. Biz 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu. Yüzde 10 barajı vardı. Partimizi kurarken mevcut sistemin katılımcılıktan uzak olduğunu biz de ifade etmiştik. Geçen yıl da seçim sistemini değiştireceğimizi ortaya koymuştuk.”diyebiliyor. Bu 10 yıl 9 ayda 4774-6497 numaralar arası toplam 1723 adet kanun çıkarmış (ayda 13.36, 2.25 günde 1 kanun demektir bu). Bunca kanunun bir köşesine sıkıştıramadınız mı ayol.
Sıkıştırmaya niyetleri olsa perşembeye biter bu iş. Ama boşa yorum yapmayalım, az önce bu sözleri sarfetmemiş gibi yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz diyor zaten. Veya, barajı yüzde 5’e çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemi ya da ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sistemini getirebiliriz, diyor. Başbakanın seçim sistemi konusunda oldukça net olduğunu söyleyebiliriz, değil mi sayın fiyakalı yorumcular.
Kamu Hukuku alanında Yüksek Lisans yaparken bu Seçim Sistemleri konusunu çalışmıştım. Bence okuması zevkli bir konu. Ama konunun uzmanı akademisyenler dışında pek kimse bilmez. Halkımızın %80 de bu konuyu hiç bilmez; hangi seçim sisteminin daha uygun olduğu konusundaki fikirlerini siyasilerden ve medyadan ediniyormuş. Konuyu asıl bilen bilim adamlarının etkisi ise söylemeye değmez. Şimdi Başbakan büyük olasılıkla kendisinin de fazla bilmediği bu konuda halkımızı bayağı bir bilgilendirmiş oldu. Hangisini beğenirsek, dar bölge-daraltılmış bölge ne demekse artık?
Olsun bu konudaki demokratikleşmemiz için adım attık ya, bilip bilmeden konuşmayalım lütfen.