Nalan Türkeli
Oy Ana Kuzum
Dün 14 Şubat sevgililer günüydü. Benim içinse bir cehennem ateşinde avaz avaz bağırdığım gündü o gün.
Bir ertesi gün, yani bugün, 2008 15 Şubatta toprağa vermiştim yavrumu.
Bugün onun anısına yazdığım bir şiiri paylaşmak istiyorum sizlerle.
Ah Yavrum.
Ne çok gerçektin.
Salınıyordun içeri dışarı.
Nasılsan öyleydin.
Sade duru.
Kara yağızım.
Yeni terliyordu bıyıkların.
Nasıl da yakışıyordu gülümsemelerine.
Her gün yeni dünyalar keşfiydin.
Bütün karanlıkları aydınlatır gibi.
Alışılmış korkular uzağında sen.
Sanki dirilecekti ölümler senin yaşanırlığında.
Ah ana kuzum.
Masumum.
Duru güzelliğim.
Nasıl da hayat doluydun.
Yaşanır kılınsın diye her sevgi, hep yürekten seviyordun.
Sığmazdı tarife güzelliğin.
Elin, dilin, gözlerin.
Serin yaz akşamlarıydın sen oturup yıldızların seyredildiği.
Biraz da erişilmezdin.
Ah can evim.
Hani hiç ayrılmayacaktık ya yüreğim.
Anam deyişin vardı ya.
Bir tek o sözün bile yeterdi bütün nimetlere.
Sanki bir çift kanat vardı omuzlarında.
Sen bütün hayallerin gerçekliğiydin.
İmkansız güzelliği çirkinliklerin.
Her an hazırdı sarmaya kolların.
İnan rüzgarlar kıskanırdı salınmalarını.
Başkaydın ya sen bambaşka.
Yalanlar gibi bütün ızdırapları.
Göğsüme dayardın başını mutlu mesut.
Aşıktı işte sana mahallenin bütün kızları.
Yeni yetmeler özenerek bakarlardı önce sana o köşe başlarında.
Cadde ve sokaklar sen varsan kalabalıklaşırdı.
Oy benim yavrum.
Oy ana kuzum.
Yoktu hesapta bunlar.
Ne cehennem korkusu ne cennet hayali.
Olmuş olsa bile çoook erkendi.
Sıkıca bağlanmak var ya hayata.
Umutlar etrafımızda yığınaktı.
Bazen saklısız yüzünü gösteren güneş.
Kır çiçeğiydi hayat bazen bir tutam.
Toplardık en saf baharlardan.