İbrahim Karamemet
İFTIRA
Bu yazının alt başlıkları:
Komplo, İddia, havuz, yandaş, candaş, ayakkabı kutusu, yetim hakkı, görev zararı, sana ne benim param, hamdolsun, paralel yapı, tuzluk, tuz koktu, dış güçler, çok sayıda muhtelif lobi, hırsız, paralel yapı, internet yasası, porno lobisi v.b., vb.
Son olarak cemaatin yayın organı Zaman’ın internet sitesi bu hâlkımızı müstehcenlikten koruma perdesine takılmış, perdelenip karartılmış.
Tanrılar aklımı koruyun.
Aralıktan beri nasıl bir dünyada yaşadığımı (zı) tahlil edemiyorum. Gerçekten böylesi bir pespayeliğie layık bir ulus muyuz acabaa..
Gündem o kadar değişken, o kadar yoğun ve o kadar da pespaye ki, değil
yazmaya izlemeye bile vakit yetmiyor. İçimizdeki bu ağır kıvamlı pespayeliğe yoğunlaşmışken, dışımızda olanlar gözümüzün önünde kayıp gidiyor. Yakında hepten kaybolacaklar.
Dünyadaki sayılı önemli ülkelerden Türkiye’nin dıştakı değerine bir bakın hele.
T.C. nin başbakanı Avrupada azar üstüne azar işitti. Boş baka ka döndü ülkesine. Tahran’a gitmişti ve orada bazı randevuları İran tarafından iptal edildi. Daha önce de taa Fas’a gitti ve fakat şu aksiliğe bakın ki Fas kralı majesteleri çok yoğundu ve bir türlü anlı şanlı T.C. başbakanını kabul edemedi. Değerli başbakanımız otel odasında kalakaldı. E ne yapsın, memleketim dedi ve ulusal kanallarımızı izleye başladı. Vaayy, ona laf çakıyorlar.. Hemen gereğini yaptı ve malum ‘Alo Fatih’… Emret başbakanım… E adam boş duracak değil ya,
Majesteleriyle bir ayran içemeyince kendine meşgale bulmuş. Kınanacak ne var
bunda..
bunda..
Bir de İran meselesi var, bizimki İran’a koşa koşa gitti de, İranlılar bir türlü bize gelmiyorlar. İran cumhurbaşkanı ikinci kere kendine yapılan daveti redetti.
Haddini bilmez molla, kendini birşey sanıyor galiba. Koskoca Türkiye’ye yav siz hele kenarda durun, şimdi sizinle uğraşamam diyor. İspanya daha kibar çıktı, şöyle bir usulen buyurdu. Buyurup geldi de ne oldu?. Eksik olmasın büyüklerimiz. Ne olduklarını ifşaa ediverdiler. Karakolda, mahkemede hırsız bile kendini bu kadar ele vermez. Şimdi bütün dünya bizi konuşuyor. Ne diyelim reklamın kötüsü olmaz. Bizim yapamadığımız dinsizle imansız yaptı. Sağolsunlar.
Şu eski vilayetimiz Irak bile bizi umursamıyor. Oysa biz olmasak ayakta bile duramaz. Dışişlerinin başarılı bir manevrasıyla aramız limonî olan Malikî ziyarete gelecekti. Hele gelsin, bir kafakola alırız, hiç değilse buzları biraz eritiriz diye düşünüyorduk. Adam ne işim var Türkiye’de gelmiyorum demez mi.. Kendisi uluslararası türlü şaibeler altında olan Malikî bile elinin tersiyle itti bizi.
Katar, Kuveyt gibi arap şeyhleri bile yön değiştirdi. Oysa ki, iç yapımızla nasıl da yaklaşmıştık o şeyhler yönetimlerine. Suudi Arabistan’la temaslarımız hiç aksamaz. Ancak ne hikmetse bu temaslar hep bizden giden hacı ve umre ziyaretçileriyle sınırlı kalıyor. Mısır ise düşmana söylenmeyecek bir tavırla, Tayip Erdoğanın söylediklerinin bir kımeti harbiyesi yoktur. Bizi ırgalamaz dedi, Sayın ileri demokratik Türkiye Cumhuriyetinin başbakanının uyarılarına. Bize de sanırım bundan sonra dış temas olarak kala kala Sudanlılar kalıyor. Yakında Afrika’nın ve belki de dünyanın en geri kalmış ülkesi Orta Afrika Cumhuriyeti’ne bir çıkarma yapmamız da olasıymış. Haa bir de İsrail var. Yakında can ciğer kuzu sarması olacağız, bilesiniz.
Bu arada bilmem farkında mısınız, Kıbrıs elden gidiyor. Kimse bu konuda bir kelime bile etmiyor. Öyle görünüyor ki, şirketler, fabrikalar, sular meralar, sahiller, yerin altı, üstü satıldı bitti de şimdi sıra yavru vatanda. Tanrılar ötesinden saklasın..
İşte B.O.P. eş başkanlığı bu kadar başarılı yürütülür, bundan iyisi olamaz. Bu başarıyı taclandırmak için fahri doktora yetmez. Yakında başbakınımıza Nobel Barış Ödülü verilirse hiç şaşırmayın..