BÜYÜKLERE MASAL

 Evvel zaman içinde,

Dağlar duman içinde,

Ne Çin’de, ne Maçin’de,

Memleketin birinde,

Kurtlar pusuda iken,

Kuzular suda iken,

Padişah kalktı erken,

Has bahçede gezerken,

Etek öptü kulları,

O sayarken pulları,

Dediler “hazine boş,

Gelen kokular nahoş.

Bir meşveret olunsun,

Halka salma salınsın”.

 

Çün bakıldı nazırlar,

Hevesli, hem hazırlar,

Ferman buyurdu hünkar,

“Kimse etmesin inkar.

Kullarımdan beş akçe,

Vermeyenden şeş akçe,

Tiz paralar alınsın,

Direnene çalınsın.”

 

Tellal halka duyurdu,

Haber kapladı yurdu.

Kimse eylemedi naz,

Ahali etti niyaz.

Gelmedi hiç itiraz,

Oldu yargısız infaz.

 

Söylendi padişaha,

Dedi “Beş akçe daha.

Bir iki yoksul ölsün,

Biraz hareket gelsin”

 

Tellal yine bağırdı,

Zam fazlaca ağırdı,

Lakin kimse tınmadı,

Yoksullar yakınmadı.

 

Duyan türkü çağırdı,

Güya herkes sağırdı.

Bir itiraz esmedi,

Zam milleti kesmedi.

 

Hünkar kalktı yerinden,

Nefes aldı derinden,

Dedi “Zamlar pek kıyak,

Lakin bu olmayacak

Köprüye adam koyun,

Ahali yesin dayak.”

 

Nice yiğit bulundu,

Köprülere konuldu.

Sevindi dayak yiyen,

Çıkmadı “vurma” diyen.

Herkes girdi sıraya,

Haber gitti saraya.

 

Hünkar kafayı yedi,

“Bre bu nedir”, dedi,

“Sakalımı yolayım,

Hırsımı tez alayım,

Getirin ahaliyi,

Biraz da ben çalayım.”

 

Sunuldu bir kafile,

Lakin dayak nafile,

Şamar izi yanakta,

Ahali oynamakta.

 

Anda hünkar pes etti,

Canı teninden gitti,

Erişti vakti saat,

Ahali etti rahat.

         13.2.2014 

Önceki ve Sonraki Yazılar