Google'dan dere bulup HES yapıyorlar!
Yurttaş Kazım’ olarak bilinen 68 yaşındaki Rizeli Kazım Delal'in köyündeki HES projesine karşı ahırdaki ineğini satarak açtığı davanın duruşması bugün Rize İdare Mahkemesi'nde yapıldı.
Google'dan dere bulup HES yapıyorlar!
Yusuf Yavuz
Bu dava yaşam mücadelesine örnek oldu. Yurttaş Kazım’ olarak bilinen 68 yaşındaki Rizeli Kazım Delal'in köyündeki HES projesine karşı ahırdaki ineğini satarak açtığı davanın duruşması bugün Rize İdare Mahkemesi'nde yapıldı. HES mücadelesinin simgelerinden biri olan Yurttaş Kazım'ı duruşma sırasında yalnız bırakmayan yaklaşık 70 kişilik bir grup, duruşmanın ardından yapılan basın açıklamasına da destek verdi. Delal'in avukatlarından Yakup Şekip Okumuşoğlu, HES projelerinin bütüncül değerlendirmeden uzak olduğunun altını çizdiği duruşma sırasında, "Google Earth üzerinden dere tespit edip gelip üzerine HES inşaatına başlanıyor" iddiasında bulundu.
VATANDAŞ MUSTAFA'DAN YURTTAŞ KAZIM'A DESTEK
Rize İdare Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Kazım Delal ve arkadaşlarının yanı sıra, davanın avukatlığını üstlenen Derelerin Kardeşliği Platformu’nun (DEKAP) gönüllü avukatlarından Remzi Kazmaz ile Yakup Okumuşoğlu da katıldı. Başta DEKAP olmak üzere, Fındıklı Derelerini Koruma Platformu, TEMA Vakfı Rize Temsilciliği, ÖDP Rize il örgütü ve bazı CHP ve İP üyeleri ile TGB Rize örgütü, Güneysu Çevre Platformu, Senoz Vadisi Koruma Platformu, Çay Üreticileri Sendikası, Salarha Deresi Çevre Koruma Derleneği, Fırtına Vadisi Platformu, Hemşin ve Çamlıhemşin Platformları, Vatandaş Mustafa olarak bilenen Mustafa Yıldızdoğan da duruşmada hazır bulundu.
AV. REMZİ KAZMAZ: 'BİLİRKİŞİ RAPORU HATALARLA DOLU'
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri savunmalarında projenin içme suyu membasında bulunmadığını öne sürerek davanın reddini talep ederken, Delal'in avukatlarından Remzi Kazmaz, davaya ilişkin bilirkişi incelemesinin sağlıksız hava koşullarında ve bölgenin tam anlamıyla incelenmeden yapıldığını, raporun eksik ve hatalarla dolu olduğunu belirterek; ÇED Olumlu Raporu veren bakanlığın kendi karar ve çalışmalarından, diğer bakanlıkların uygulama ve kararlarından habersiz olduğunu vurgulayarak mahkemeye çeşitli belgeler sundu. Bölgenin içme suyu havzası olduğunu ve vadi üzerinde 12 ayrı HES projesi bulunduğunu kaydeden Kazmaz, Rize Belediyesi ile bölgeden içme suyu temin eden diğer belediyelerin de davaya müdahil veya tanık olarak katılması gerektiğini vurguladı. Kazmaz ayrıca, daha önce kamuoyunda geniş yankı uyandıran ‘rüşvet protokolü’ belgesi ile Bakanlar Kurulu’nun bölgedeki heyelanla ilgili rapor ve kararını da mahkemeye sundu.
'GOOGLE'DAN DERE BULUP HES YAPIYORLAR'
Davanın avukatlarından Yakup Şekip Okumuşoğlu ise savunmasında HES projeleri ile ilgili sınırlı bir alanda çevresel değerlendirme yapıldığını oysa ki Danıştay kararlarında da görüldüğü üzere havzanın bütüncül ekolojik değerlendirilmesinin yapılmasının gerekli olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Hazırlanan HES projeleri ve verilen 'ÇED olumlu' raporları ile bu ülkede artık her şeyin yapılabileceğine kanaat getirdim. Öyle ki aya merdiven, Niagara şelalesine santral, hatta Karadeniz’in ortasından deniz dolgusu ile Romanya’ya yol bile yapabilirler. Ama bu projelerin ne gibi bir çevresel etkileri olacağı derinlemesine incelenmiyor. Sınırlı bir değerlendirme içeriyor. Havza bazında ekosistem değerlendirmesi şart! Google Earth üzerinden dere tespit edip gelip üzerine HES inşaatına başlanıyor. Bu vadide yaşayan, havasını soluyan, ağacını sevenlere sorulmuyor. Vadide yaşayan Kazım Delal’e fikrini soran yok. Ortaçağ döneminde derebeyleri vardı. Şimdi bunların yerini çok uluslu şirketler yani su efendileri aldı.”
Davaya müdahil olan HES firmasının avukatları ile bakanlık yetkililerinin çeşitli savunmaları ve Delal’in avukatları Kazmaz ile Okumuşoğlu’nun mahkemeye sunduğu belgelerle ilgili değerlendirmeleri duruşma sona ererken davayla ilgili kararın önümüzdeki günlerde açıklanacağı öğrenildi.
'BAKANLIKLAR KENDİ KARARLARINI GÖRMEZDEN GELMİŞ'
Duruşmanın ardından yapılan bir basın açıklaması yapan davanın avukatlarından Remzi Kazmaz, davanın HES’lere karşı yapılan mücadele için örnek bir dava olduğunu vurgulayarak; “Burada asıl olan su mücadelesidir. İçme sularına dahi göz koyanlar, buradaki yurttaşların direnişini ve kararlılığını göz ardı etmiş. Ayrıca ilgili bakanlıklar burada kendi aldıkları kararları ve diğer bakanlıkların kararlarını da görmezden gelmiş. Söz konusu bölgede Bakanlar Kurulu’nun heyelan kararı var, çeşitli bakanlıkların raporları var. Bölgede Andon içme suyu projesi var ve ayrıca turizm bölgesi olarak da ilan edilen Andon Ilıcaları da bu bölgede. Bu davanın başından itibaren hukuk anlamında çok ilginç gelişmeler yaşadık” dedi.
Dava sürecinde İdare Mahkemesi heyetinin tamamen değiştirildiğini ve davayı açan başta Kazım Delal olmak üzere diğer yurttaşlara çeşitli baskı ve tekliflerde bulunulduğunu anlatan Avukat Kazmaz, HES projeleri için mutlaka bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğini de vurguladı.
KAZIM DELAL: 'BU DAVA BİZİM İÇİN NAMUS MESELESİ OLDU'
Dava sonrasında basın açıklaması yapan Kazım Delal ise öncelikle davanın başından itibaren kendisine destek verenlere teşekkür etti. Bu davanın sadece kendisini ilgilendirmediğini, bütün yaşam mücadelesini ve HES’lere karşı yapılan mücadeleyi ilgilendirdiğini vurgulayan Delal, “Bu dava HES’lere karşı verilen mücadelenin en önemli davalarından biridir. Bu dava artık bizim için namus meselesi olmuştur. Bu vadi yüzbinlerce nüfusun içme suyu ihtiyacını karşılıyor. Derelerimizde zaten su kalmadı, kalanı da tünellere alınarak hayat damarlarımız kesiliyor. Bu sular olmasa bizler buralarda yaşayamayız. Topraklarımız elimizden zorla alınmak isteniyor. Bu projelerle cennetimizi cehenneme çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Eğer buna yatırım ve kalkınma diyorlarsa biz bunu istemiyoruz. Vadilerimizi katletmesinler. O nedenle duyarlı olan herkes bize destek olsun istiyoruz. Artık yetkililer de bu HES’lerden vaz geçsinler, bizi ve derelerimizi öldürmesinler” diye konuştu.
DEREBEYLİKLERİNE GEÇİT YOK
DEKAP Sözcüsü Ömer Şan ise davanın ardından yaptığı açıklamada, Yurttaş Kazım’ın verdiği HES mücadelesinin örnek alınacak bir çaba olduğunu vurgulayarak, “Bu dava aynı zamanda yaşam mücadelesi için Garp Cephesi olmuştur. Kazım Delal ahırındaki ineğini satmış, eşinin biriktirdiği harçlıkları almış yetmemiş bankadan kredi kullanarak açtığı davaların masraflarını karşılamaya çalışmıştır. Yaşam mücadelesi içerisindeki birçok duyarlı yurttaşımız da bu süreçte kendine destek vermiştir. Endemik türlerin ve koruma öncelikli alanların yer aldığı bir bölgede bu projeye izin vermek, katliama göz yummaktır. Yaşam alanlarımızın katledilmesine izin vermeyeceğiz. HES’lere karşı mücadelemiz, bütün bu projeler iptal edilinceye, Su Kullanım Anlaşmaları ve Üretim Lisansları iptal edilinceye kadar aynı kararlılıkla devam edecektir. Oluşturmak istedikleri Su Efendilerine, Derebeyliklerine ve HES baronlarına izin vermeyeceğiz” dedi.
YURTTAŞ KAZIM'IN DAVA SÜRECİNDE NELER YAŞANDI
Yaklaşık 250 bin kişinin ihtiyacını karşılayan içme suyu tesislerinin de bulunduğu Salarha Vadisi- Küçükçayır Köyü’nde yapımı planlanan Ambarlık 1-2 Regülatörü ve HES projesi için dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı, “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir” kararı verdi. Bu karar üzerine köyde yaşayan 68 yaşındaki Kazım Delal, kararın iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Delal, dava kapsamında yapılacak bilirkişi incelemesi için mahkemenin talep ettiği 4 bin 500 lira masrafı ise ahırındaki ineğini satarak ödedi. Rize İdare Mahkemesi, bölgede yaptığı bilirkişi incelemesinin ardından Bakanlığın verdiği “ÇED gerekli değildir” kararını iptal etti. Ancak ilk mahkeme sonuçlanmadan önce, dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı aynı proje için 'ÇED gerekli' kararı verdi. Önceki dava sonuçlanmadan devam eden ÇED sürecinin ardından Bakanlık, firmanın hazırlattığı ÇED raporunu onayladı. Kazım Delal bu kez de bakanlığın verdiği bu kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle yeniden dava açtı. Davada yürütmeyi durdurma kararı veren mahkeme, Kazım Delal’den yeniden yapılacak bilirkişi incelemesi için 4 bin 500 lira ödemesini istedi. Delal, paranın bir kısmını eşinin birikimlerinden sağladı, biraz da banka kredisi çekerek bilirkişi harcını yatırdı. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mahkeme “yürütmenin durdurulması” kararını kaldırdı.