Genel Af Çıkarılması lazımdır !
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Aysel Çelikel'den genel af çağrısı.
'Genel af çıkarılması gerekiyor'
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Aysel Çelikel'den genel af çağrısı.
Serpil KIRKESER-Ozan URAL
İSTANBUL DHA 27.02.2013 14:01
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) son dört yıllık çalışmalarını Taksim Hill Otel'de düzenlendikleri toplantıda anlattı.Toplantıda konuşan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Aysel Çelikel, "13 Nisan 2009 bizim için unutulmaz bir tarihtir. O gün sabah saat 05.00'den itibaren 36 şubemize, genel merkezime, yönetim kurulumuzun üyelerinin evleride dahil olmak üzere 81 noktaya polis baskın yaptı. Dosyalarımızı, belgelerimizi, CD'lerimizi bilgisayarlarımızı, evraklarımızı neyimiz varsa toplayıp götürdüler. O sırada derneğin başkanı olan Türkan Saylan arkadaşımız aynı aşagılayıcı muameleye maruz kaldı. Onun da evi basıldı. Türkan Saylan zaten hastaydı bir ay sonra yüreği bu işe dayanamadı ve aramızdan ayrıldı. Bu olaylar devam ederken biz yine teftişler geçirdik, cezalar aldık cezalarımızı ödedik davalar açtık davalar kazandık bazısını kazanamadık" dedi.
"3 ARKADAŞIMIZ HAKKINDA DAVA AÇILDI"
ÇYDD üyesi 3 kişi hakkında 'Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi' oldukları iddiasıyla dava açıldığını ve davanın devam ettiğini söyleyen Çelikel, "Arkadaşlarımız ilk savunmalarını yaptılar. Ama Poyrazköy ve Kafes Eylem Planı ile birleştirildi. O büyük davaların içeriside 85 sanığın yanında bizim 3 arkadaşımızda bekliyor. Aslında o dava onların şahsına karşı açılmış gibi görünüyor ama dernek içinde yapılmış olan etkinliklerden kaynaklanan davalardı. O bakımdan hepimizi kapsayan davalardı diyorum yalnız onları değil" ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN DAVALARDA YARGILANANLAR İÇİN GENEL BİR AF ÇIKARILMASI LAZIMDIR"
"Ben hakimlerin, savcıların ve de avukatların hocalığını yaptım 45 yıl" diyen Aysel Çelikel sözlerine şöyle devam etti: Aynı zamanda eski bir Adalet Bakanı olarak yargının bugün içinde bulunduğu şartlar açısından üzüntümü belirtmeyi de fırsat bildim. Bir ülkede yargı
kararları ve kararların içeriği tartışılmıyor da yargının kendisi tartışılıyorsa, yargı kurumu tartışılıyorsa, artık kararlar hukuka uygun muydu, değil miydi? O bir tarafa bırakılıpta o ülkede yargının konumu tartışma konusu yapılmışsa yargı bitmiş demektir. O ülkede demokrasiden bahsedilemez. Çünkü demokrasinin bel kemiği yargıdır. Bugün geldiğimiz bu noktada kolluk kuvvetlerinin, savcıların hakimlerin ve siyasi iktidarın sorumluluğu vardır ve töhmet altındadırlar. Milyonlarca sayfa tutan iddianameler, mütalaalar, yargı kararları deliller, yargıçlar ve savcılar tarafından incelenecek ve adil bir karar verilecek. Bunun böyle olacağını düşünmek biraz mantık
dışı gibi görünüyor. Çünkü yargıçlar ve hakimlerde insandır onlarında gücü bir yere kadar uzanabiliyor. Bu milyonlarca sayfayı okuyup,
inceleyip, delillerini tartışıp değerlendirdikten sonra adil bir karar vermek bana göre ben yargının iç yüzünü de biliyorum imkansız gibi. O halde ne yapılması gerekiyordu. Ben eski bir uzman olarak şunu düşünüyorum. Eğer bu ülkede biz beyaz bir sayfa açmak istiyorsak
herşeyin yeniden başlaması yargının daha demokratik bir biçimde çalışmasını istiyorsak KCK tutukluları da dahil olmak üzere
Ergenekon'du, Balyoz'du, Poyrazköy'dü ne varsa bütün bu davalarda yargılanan, hüküm giyen, mahkum olanlar için genel bir af çıkarılması lazımdır. Bunun dışında bu toplumun vicdanının huzur bulması, bu toplumun yargıya inanması toplumun huzur içinde geleceğe bakması çocuklarımızın yüreklerinde kin ve intikamdan artılmış bir dünya bırakmamız için mutlaka herşeye yeninden başlamamız gerekiyor.Bunun da yolunun ben aftan geçtiğini düşünüyorum"
"YALNIZ ÇELENKLERDEN BAĞIŞ TOPLAYAN ÇYDD DEĞİL"
Bir gazetecinin "ÇYDD'nin cenazelerde çelenk gönderimi yerine bağış olarak alınması ile düzenlediği bir kampanya vardı. Maliye
Bakanlığı'nın bununla ilgili bir incelemesi olmuştu. Sizde yargı sürecini başlatmıştınız. bununla ilgili son durum nedir? şeklindeki
soruya Aysel Çelikel şu cevabı verdi: "Son durumda henüz bir değişiklik olmadı. Ankara şubemizin topladığı bağışlarla ilgili açılmış, istenmiş bir talepti bu. Verilmiş bir cezaydı. Biz bunun için dava açtık Ankara Vergi Mahkemesi'nde. Henüz cevap gelmedi. Genel Merkezi'mizde
maliyenin denetiminde. Halen belgelerimiz, onbinlerce makbuzumuz maliyede duruyor. Onlar inceliyorlar. Hala sonucunu
almadık. Rapor gelmedi. Umuyorum vazgeçerler. Yalnız çelenklerden bağış toplayan ÇYDD değil. En azından 20 tane vakıf ve dernek, çeşitli camilerde yapılan bağışları alıyor. Bu bir ticaret değildir. Bu bir hizmet karşılığı alınmış bir para değildir. Bu bağıştır. Bize
ayrımcılık yapamazlar. Ayrımcılığın yasak olması gerektiği her gün medyada konuşulurken siyasi iktidar hergün bunun ortadan kalkacağı vaadini verirken nasıl olurda bize ayrımcılık yapabilir. Ben sanıyorum ki herkese verecekler bu cezayı. Türk Eğitim Vakfı 30 senedir bu işi yapıyor. 30 senedir Türk Eğitim Vakfı böyle yaşıyor. 30 senelik ceza alsın bakayım. Yani ne yapacakla bize de ceza vermeyecekler. Bekliyoruz. Biz ödemedik parayı. Dava ettik"
"YARDIMLAR TÜRK VATANDAŞLARININ VERDİĞİ DESTEKTİR"
Çelikel, bir gazetede 'ÇYDD'nin etkinliklerini yabancılardan aldıkları destekle yapıyor' şeklinde suçlayıcı haberlerin yapıldığını
belirterek, bu iddiaların doğru olmadığını söyledi. Aysel Çelikel, yardım yapan kişilerin yurtdışında yaşayan Türkler olduğunu, yardım yapan kurumların sahiplerinin de Türk olduğunu söyledi. Çelikel'in konuşmasının ardından ÇYDD son dört yıllık çalışması power point sunum eşliğinde basın mensuplarına izlettirildi.