"ET YİYEN" ESRARENGİZ LAHİTLERİN SIRRI NE?
Esrarengiz lahitlerin sırrı araştırılıyor.
Antik kentte kazıların başkanlığını yürüten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "lahit" tanımının ilk önce Assos'ta ortaya çıktığını, kentteki taşları anlatırken kullanılan bir kavram olduğunu söyledi.
Arslan, 37 ciltlik "Tabiat Tarihi" adlı eseri bulunan Romalı yazar Plinius'un, Assos'ta bir taş türü olduğunu ve bundan üretilen lahitlerin içine konan cesetlerin 40 gün içinde tamamen çürüyüp, yok olduğunu ifade ettiğini belirterek, "Başka antik kaynaklarda da buradaki taşların ünüyle ilgili bilgiler verildiğini biliyoruz. Bu bilgiler sayesinde andezit taşından, mermerden çok ihtişamlı lahitlerin yapıldığını tespit ettik" dedi.
Gösterişsiz olmasına rağmen büyük olasılıkla Plinius'un verdiği bilgi, yaptığı övgüden dolayı Assos'taki andezit taşından imal edilen lahitlerin antik dönemde Lübnan, Suriye, Yunanistan ve Roma'ya ihraç edildiğini aktaran Arslan, "Bunların bütün örnekleri var. Yunanistan'ın güneyinde bir batık gemi var. Bu gemide Roma'ya ihraç edilmek üzere yüklü bulunan Assos lahitlerinin olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
"Ağırlıkları 3 tona yaklaşıyor"
Arslan, lahitlerin içleri boş, işlenmiş olarak diğer kent ve ülkelere gönderildiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Lahitlerin gemilerde ve değişik ülkelerde bulunması bunların ne kadar pahalı olduğunu gösteriyor. Assos lahitlerinin, Plinius'u okuyan bilinçli insanlar tarafından özellikle tercih edildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Lahitlerin genelde boyu 2 metre 30, genişliği ise 80-90 santimetre dolayında. Bu ebattakilerden daha büyük örnekleri de Assos'ta görmek mümkün. Ağırlıkları 3 tona yaklaşıyor. Lahitlerin en büyük özelliği malzemesinin andezit taşı olması ve süslemeleri. Bunlar sadece Assos'a has örnekler. Örneğin Roma'daki bütün lahitlerin uzun yüzlerinde 3 çelenk vardır. Assos'ta yapılanlarda ise bu sayı 2'dir. Assos'ta yapılan lahitlerin uzun yüzlerinde yer alan tabula ansata (yazıtın yer aldığı levha kısmı) fincana benzer şekillerde biçimlendirilmiştir."
Ceseti nasıl çürüttüğü araştırılıyor
Assos'un kuzeyindeki taş ocaklarında, yarım kalmış, atölyede kesilmiş, iç kısmı kısmen boşaltılmış lahit örneklerinin hala mevcut olduğuna işaret eden Arslan, şöyle devam etti:
"Buradaki lahitler önce kabaca dörtgen şeklinde kesiliyor. İçleri oyuluyor. Üzerindeki süslemelerin ise götürüldüğü mezarlıkta işlendiğini biliyoruz. Lahitlerin gerçekten eti yok eden bir taştan mı yapıldığı konusunda uzun araştırmaların yapıldığını biliyoruz. Bazı araştırmacılar lahit içinde şap maddesinin yoğun olarak bulunduğunu ve cesedi bunun çürüttüğünü ileri sürüyor. Ancak geçmişteki kazılarda bazı lahitler içinde ele geçen beyaz maddelerin şap olduğunu söyleyebiliriz. Assoslular belki de taş ocaklarında çalışırken şapın özellikle deriyi yaktığını fark etti ya da bu maddeyi başka yerden getirip, ilave olarak lahitlerin içine koyup etlerin hızlı şekilde çürümesini sağladı. Böylece Assos lahitlerinin dünyaca üne kavuştuğunu söyleyebiliriz."
Kaynak: