Cengiz Yıldız
DİLSİZ ŞEYTAN..
16.Ağır Ceza Mahkemesinin Şike Davası dosyasında, hem savcılık hem de Mahkeme öylesine bir ayrıntıyı gözden kaçırdı ki..Eğer bu konu atlanmasaydı Türkiye'nin son iki yılki futbol tarihi değişirdi...Bu yazıdan sonra artık hiç kimse kayıp tape ya da susan tanık gibi mitlere gerek duymadan kendi vicdan muhasebesini yapacaktır..
Makaleye konu tüm bilgilerin sadece gerekçeli karardan alındığını ve herkesin anlayabilmesi için özellikle çok yalın bir anlatım kullanıldığını belirtelim..Bilgilerin hepsi dava dosyasında mevcuttur..
Mahkeme tarafından gerekçeli kararının giriş bölümünde suç tarif edilmiş.Özetle şike ve teşvik suçu için ''Kişilerin bir araya gelmeleri gerekmez. Anlaşma şekil şartına bağlı değildir.Maç sonucunu etkileme noktasında etkin kişilere, kazanç veya sair menfaat temin ve vaadi ve şike veya teşvik konusunda fikir birliği içerisinde olmaları yeterlidir.''
Gelelim Mahkemenin Nevzat Şakar ve Mithat Halis; Ankaragücü-Fenerbahçe maçında teşvik suçu işlenmesi ile ilgili gerekçeli kararına. Mahkeme Savcılığın, Ankaragücü-Fenerbahçe maçında Trabzonspor Yöneticilerinin Menajer Mithat Halis ile beraber teşvik suçu işlendiği iddiasını gerekçelendirerek beraat kararı alıyor.Beraat gerekçesini neye dayandırıyor, özetleyelim.
'Nevzat Şakar ve Mithat Halis'in Fenerbahçe Ankaragücü maçı ile ilgili ''Teşvik amaçlı görüşmeler yaptığını'' ve Menajer Mithat Halis'in ''Bu İsteğe Olumlu Yanıt Verdiğini'' TESPİT EDİYOR mahkeme.. Fakat, menajer Mithat Halis'in ''Ankaragücü'nde oynayan futbolculara teşvik suretiyle şike amaçlı ulaştığına dair bir tespit yok' diyerek beraat kararı veriyor..
Bildiğimiz üzere Mithat Halis o sıralarda Ankaragücünde top oynayan Sestak ve Sapara'nın menajeri..Fakat Mahkeme menajerin Ankaragücü Futbolcuları ile görüşmediğinden bahisle beraat kararı veriyor.
Bunun anlamı şu; Menajer Mithat Halis maç sonucunu etkileme noktasında etkin değildir..Oysa aynı davada Fenerbahcelilerin futbolcuların menajeri ile görüşmesi, suç için yeter görülmüştü..Mahkemenin gözünden böyle bir durumun kaçmaması gerekirken ne olmuşta kaçabilmişti?
Gerekçeli karardaki sanık ifadelerine bakıldığında görüleceği üzere Nevzat Şakar ve Mithat Halis hem savcılık ifadelerinde hem de Mahkemedeki savunmalarında bu iki futbolcunun ismini özellikle vermediler..Mithat Halis ifadesinde bütün futbolcularının isimlerini sayarken bu iki futbolcuyu söylemedi..Savcılık Menajerliğini Mithat Halis'in yaptığı Ankaragücünde top oynayan futbolcu var mı diyerek araştırsaydı, örneğin TFF den bunu resmi olarak isteseydi bu durum rahatça ortaya çıkabilecekken gözden kaçırıldı.
Öte yandan Mithat Halis bu iki futbolcusunun ismini mahkemeden gizlerken, davanın sürdüğü tarihlerde canlı yayınlarda rahatça bakın neler söylüyor (25.Ağustos.2011 - Hürriyet Spor):
'Radyospor’da Özgür Sancar’ın canlı yayın konuğu olan Sapara’nın menajeri Mithat Halis, “Trabzonspor, oyuncum Marek Sapara ile ''yaklaşık 1 yıldan bu yana'' ilgileniyor. Bu yeni değil. Trabzonspor’un Sapara’ya yönelik ilgisi devam ediyor. Trabzonspor Sapara’nın bonservisini almak istiyor. Sapara’yla ilgili özel bir çalışma var” dedi. Stanizlav Sestak’ın da menajeri olan Halis, Sestak’ı Beşiktaş'a önermedik. Hiçbir takıma, hiçbir oyuncuyu önermedim.''!! diyor.
Mithat Halis mahkeme dışında rahatlıkla Sestak ve Sapara'nın menajeri olduğunu açıklıyor ve Trabzonspor'un oyuncusu ile 1 Yıldır İlgilendiğini söylüyordu.Bu konuşmadan bir kaç gün sonra Sestak ve Sapara Trabzonspora transfer oldular..Söz konusu davada Savcılığın Fenerbahçe ile ilgili her türlü delili, TV kayıtları, uçak biletleri, banka hesap ekstreleri dahil, her türlü araştırmayı en ince ayrıntısına kadar yaptığını hatırlatalım.
Rahatlıkla tahmin edebileceginiz gibi, Sanıklara Fenerbahçe Ankaragücü maçında teşvik suçlaması yapan bir Savcılığın ve Mahkemenin, sanık menajerin o takımda oynayan kendisine bağlı futbolcusu var mı diye sormayarak gözden kaçırması Trabzonspor'u adeta ipten aldı. Etik kurulu ve TFF Disiplin kurullarında bulunan, ilk kez karşılaşılan şike ve teşvik suçu konusunda mütalaa yazan çok değerli hukukçuların ise bu hususu atlamaması gerekirdi..
Böylesine bir soru sorulabilmiş olsaydı, Mahkemenin teşvik suçlamasını kabul ederek Şakar ve Halis hakkında da hüküm vermesi gerekirdi..Trabzonspor kulübü de o sezon Şampiyonlar Ligine katıldığı için UEFA tarafından çok ciddi cezalara maruz kalabilirdi..
Mahkemenin hükmünün nihai hale gelecegi Yargıtay Hakimlerinin, YÜCE MAHKEME nin tarafsızlık ve eşitlik ilkesinden hareketle bu delilleri de gözden geçireceğini umuyor ve Kararın Türk Adaletine leke sürmeyeceğine inanıyoruz..