Dilan taburcu Oldu ve Bunları Anlattı
İşte Dilan'ın Ağzından Tüm yaşadıkları
DİLAN TABURCU OLDU BUNLARI ANLATTI
KAPPA Tişört hediye !
Habertürk Gazetesinden Nazenin Tokuşoğlu 1 Mayıs’ta başından yaralanan ve günlerce komada kalan 17 yaşındaki Dilan Alp’i taburcu olduktan sonra evinde ziyaret etti ve onunla konuştu.
KAPPA Tişört hediye !
Habertürk Gazetesinden Nazenin Tokuşoğlu 1 Mayıs’ta başından yaralanan ve günlerce komada kalan 17 yaşındaki Dilan Alp’i taburcu olduktan sonra evinde ziyaret etti ve onunla konuştu.
İşte o röportaj.
Henüz 17 yaşında. "Aslında bütün dünyaya şarkı söyleyerek ünlü olmaktı hayalim ama maalesef böyle oldu" diyor. Bence o gün de çok uzak değil. İnanılmaz bir sesi var Dilan'ın. Sertap Erener ile Şebnem Ferah karışımı... Bana bir bestesini dinletti, inanamadım. Başının sağ tarafı şiş, biraz halsiz, saçının kazıtıldığı bölgeye eli gidiyor arada ama morali yerinde. Yine de, ne olur ne olmaz diye kötü etkilenebileceği soruları ona değil babasına sordum. Bu arada olay Dilan'ın hayatında radikal değişimlere de sebep olmuş gibi. Eskiden anestezi uzmanı olmak istermiş "Aman" diyor, yoğun bakımda kaldığı günler aklına gelince. Artık hayalindeki meslek bambaşka..
O günü hatırlayabiliyor musun Dilan? Film nerede koptu?
Hatırladığım son görüntü; herkes bir yerlere kaçışıyordu. Ben gazdan etkilenenlere sirke dağıtıyordum. Ara sokaklara kaçanları takip etseydim bu durumda olmazdım sanırım. Elimdeki molotof kokteyli değil, sirkeydi. Sirke ve limonu balkonlardan atıyorlardı bize. Bir arbede oldu, kendimi koruyamadım. Çok fena gaz yedim, yere yığıldım, kustum ve düştüm. Sonrasını hatırlamıyorum.
Seni içeri çekeni tanıyor muydun?
Mahallede oturan biriymiş, tanımıyorum. Ağabeyi sigara almaya göndermiş. Bakmış yerde yatıyorum, hemen içeri çekmiş. Ben düşünce üzerime basıp geçmişler diğerlerini yakalamak için. İçeri çekmese daha kötü ezilebilirdim. Kapıları kırıp içerilere girmiş polis, gaz sıkmış.
Baban da başka bir bölgede yürüyüşteydi. Neden onunla gitmedin?
Ben arkadaşlarımla olmak istedim. Akrabamız da vardı yanımızda. Babam 10 dakikada bir arıyordu zaten. Son ana kadar sorun yoktu. Son aramaları endişe doluydu çünkü bu seneki gaz çok etkiliydi. Ama ben oraya kötü bir şey yapmaya gitmedim. Babamın fabrika direnişine destek için oradaydım. Sonuçta onun işten çıkarılması bizim için de önemli.
'HAYALİM BÜTÜN DÜNYAYA ŞARKI SÖYLEMEK'
Uyanır uyanmaz ne hissettin?
Hastaneye getirdiklerinde bilincim yerinde değilmiş ama tam baygın da değilmişim. İki gün sonra kendime gelmişim. Şimdi kafamda basınç ve arada baş dönmesi var. Ameliyatlı tarafı hissetmiyorum. Orada bir boşluk varmış gibi geliyor.
Her şeyi hatırlıyor musun, gel-git yaşıyor musun?
Hayır hayır, kafam yerinde. Sadece o andan sonrasını ve birkaç dakika öncesini net hatırlamıyorum. Basınçtan kulak duyu dokusu bozulmuş ama o da düzelecek.
Ruh halin nasıl?
Yaşadığım çok zor bir şeydi. İnsanların bu kadar duyarlı olması beni çok mutlu etti, umut verdi. Belki de o yüzden bu kadar çabuk ayaklandım. Ama bu şekilde gündeme gelmeyi hiçbir genç kız istemez. Benim hayalim bütün dünyaya şarkı söylemekti, ünüm bu şekilde oldu. Umarım öbür hayalimi de gerçekleştiririm.
Hangi mesaj etkiledi?
"Biz bu yolda çok can verdik Dilan, seni de vermeyelim, pes etme" yazmış biri, ondan bayağı etkilendim.
Kadere inanır mısın? O gün orada olmasaydın...
İnanırım, olacağı varmış. Orada olmasaydım başka yerde olurdu.
'Hukuk okuyacağım'
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsun?
Tabii ki böyle değil. Yasakların olmadığı bir ülke hayal ediyorum. İnsanların susmasını istemiyorum.
Seneye yine 1 Mayıs var...
Ve ben yine gideceğim. Her böyle olay yaşayan korkarsa bir yere varamayız.
Gençliği nasıl buluyorsun?
Düşünce, fikir yok şimdiki gençlerde. Kaygısızlar. Ama tabii herkesin kendine göre derdi var. Birine bir şeyi zorla yaptıramazsın. Ben buradan bir çağrı yapsam da durum değişmez.
1 Mayıs sınavı bitti, sırada LYS var, çok da kalmadı...
Doktorlarla konuşacağız. Kötü bir döneme denk geldi. Kendimi çok hazır hissetmiyorum ama bir ay var daha, bakalım.
Ne olmak istiyorsun?
Aslında konservatuvar okumak istiyordum ama bu ülkede pek garantisi yok. Bir de anestezi uzmanı olmak istiyordum ama hastane ortamında soğudum o işten. Sayısaldan sözele geçip hukuk okuyacağım.
Baba Ali Ekber Alp: Validen özür bekliyorum
Kızınızın yaşadığı olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
1977'den sonra ikinci bir 1 Mayıs vakası oldu bu. İnatlaşma var ve birileri karşılığında ağır bedel ödüyor. İşçiden neden bu kadar korkuyorlar anlamıyorum. İşçi olmayan yerde fabrika olmaz. Kızım bu olayların olacağını bilse gitmezdi. Bir çocuk yetiştirmek kolay değil. Hele ki İstanbul gibi yerde. Elinde molotof kokteyli varmış, örgüt üyesiymiş... Vali nasıl söyler bunları anlamıyorum.
Siz yüzde 100 emin misiniz kızınızdan?
Bizim sülalemizde yok böyle bir şey. Aynı soyadından örgüt üyesi çıksa tamam. Keşke çocuğun geleceğini düşünseydiler.
Ne bekliyorsunuz?
Özür bekliyorum. Elini vicdanına koysa, gerçek delillere göre konuşsaydı. Kimliği burada, çocuğun yaşına "19" dedi Vali Bey. 17 yaşındaki çocuğun devlet korumasında olması gerekirken "örgüt üyesi" dedi. "Marjinaldi, çatışıyordu" dedi. Marjinalin anlamını ben bile bilmem kızıma nasıl anlatayım? O hâlâ hepimizin valisi, sadece polisin değil. Benden değil ama kamuoyundan özür dilesin, bilginin yanlış olduğunu söylesin. Vali de bir baba değil mi?
'SAÇLARIM NE ZAMAN UZAYACAK?'
İlk ayıldığında neler söyledi Dilan?
Hemen yaşadıklarını hatırladı, çok üzüldü. Saçını fark etti. "Ne zaman uzayacak, nasıl uzayacak" diye sordu, ağladı.
Tedavisi bitmeden taburcu edilme meselesini anlatır mısınız?
Yoğun bakımdan çıkıp odaya geçmesi gerekiyordu. "Yer yok" dediler. Neredeyse yalvardım. Çocuğu bize doktorlar değil güvenlik teslim etti. O kadar yanlış şey oldu ki... Hastanede bizimle konuşmadılar, bilgilendirip rahatlatmadılar.
Neden Bahçelievler'de bir hastaneye gitmişti ta Taksim'den?
Biz vermedik o kararı. Zaten yoğun bakım masraflarını devlet karşıladı. "Devamı için ücret ödemek istiyorum yeter ki burada kalsın" dedim, kabul etmediler. Diğer hastanedeki doktorlar bu şekilde çıkarılmasına çok şaşırdı.
Şu an sigortalı bir işiniz yok mu?
Yok. Günlükçü olarak çalışıyorum. Bu da olmasa ne yapardık bilmiyorum. Kredi kullanıp ancak dershaneye gönderebildim Dilan'ı.
Ne kadar günlük alıyorsunuz?
50 lira...
Eşiniz?
Sosyal Hizmetler'de hizmetli. O sigortalı. İlkokul 4'e giden bir kızım daha var. Annesi de ben de çalıştığımız için okuldan kardeşini hep Dilan alırdı, yemeğini yapardı. "Şuraya takılayım buraya takılayım" demezdi. Hem bizim gibi aileler çok dışarılarda olmasını istemez çocuklarının. Hele ki kız çocuğuysa. İstanbul çok tehlikeli bir şehir.