Serkan Keskin
Başbakan’a Kelepçe Vurulabilir mi?
Yazıya, başlıktaki sorunun cevabını vererek başlayalım ki biraz merak uyansın; “Evet, Başbakan dokunulmazlığı olsa bile tutuklanabilir”.Başbakan ve Bakanların yargılanmaları özel şartlara tabidir. Anayasa’nın 83. ve 109.maddelerinde açıkça belirtilen bu husus, elbette suistimale de açık. Yasama Dokunulmazlığı, uzun yıllardan bu yana tartışılagelmiş, hassas bir konu. Otoritelerde görüş ayrılıklarına sebep olan “Dokunulmazlık”, farklı ülkelerde de değişik şekillerde uygulanmakta.
17 Aralık sürecinden sonra, yoğun olarak tartışılan “Dokunulmazlık” ve “Soruşturulamama” ilkelerini, yaşanan süreçle değil, bir örnek olayla aydınlatmaya çalışalım:Varsayalım, gizli bir soruşturma çerçevesinde, kabinedeki birkaç bakan hakkında önemli delillere ulaşılmış olsun. Soruşturmayı yürüten savcı, mahkemeye başvurarak, “suçüstü” halini de belirterek “Rüşvet, Görevi Kötüye Kullanma, İrtikap, İhaleye Fesat Karıştırma, Zimmet, Devlet Sırlarından Yararlanma” vs. suçlardan arama ve gözaltı kararları çıkartmış bulunsun.
Mahkeme kararına dayanarak, Anayasa’nın 83.md. 2.fıkrasına göre, ilgili Bakanlar ve diğer dokunulmazlık sahibi kişiler, yasama dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyecek olan “Ağır Cezalık Suçlar” mahkemece tespit edilmiş ise; “gözaltına alınabilir”, ”sorgulanabilir” hatta “tutuklanabilir”…
Başka bir örnek verelim; Varsayalım, Uluslararası bir şebeke tespit etmiş olan savcı, devam eden gizli soruşturma kapsamında, Başbakan hakkında da delillere ulaşmış olsun. “Yasama Dokunulmazlığı” kapsamında, Milletvekilleri, Bakanlar ve Başbakan “Tutulamaz, Sorguya Çekilemez, Tutuklanamaz ve Yargılanamaz”. Ancak “Soruşturulabilir”..Soruşturma sonucunda savcı, mahkemeye başvurarak, “Görevi Kötüye Kullanma, Kamu Görevlisinin Ticareti, Devlete Karşı Savaşa Tahrik, Temel Milli Yararlara Karşı Hareket, Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama, Silahlı Örgüt Kurma, Rüşvet, İrtikap” suçlamalarıyla birlikte ”Suçüstü Hali’nin” gerçekleşmesi halinde, Başbakan hakkında “yakalama ve sorgulama” kararı çıkartabilir teorik olarak. Mahkemeden çıkan “yakalama ve sorgulama” kararını, kolluk kuvvetlerine tebliğ ederek gerçekleştirilmesini isteyebilir. Kolluk Kuvvetleri tebliğ edilen emri uygulamak zorundadır.
Diğer yandan savcı, mahkeme kararını T.B.M.M.’ne hemen ve doğrudan bildirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, mahkemenin kararına aykırı hareket edemez ancak “Devletin Devamlılığı” ilkesince gerekli tedbirleri alır.Dokunulmazlığı olan Bakan ve Milletvekillleri’nin yargılanması, Anayasa’nın 83.maddesi uyarınca “Suçüstü Hali” ile “Soruşturmanın, seçimden önce başlaması” koşullarına tabidir. Ancak soruşturmanın başlama tarihi hususunda açık bir görüş yoktur ve muallaktır. Otoritelerce, ihbarın yapıldığı tarihten, yargılamanın başladığı tarihe kadar uzanan tartışmalar mevcuttur.Verdiğimiz iki örnek elbette hayalidir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan ve Bakanlarının, böylesi suçlamalarla soruşturulması, “Hayal bile edilmemesi gereken” bir konudur. Seçmenlerin verdiği oylarla “Hükümet” etmeye yetkili kılınan kişiler, böyle suçları işlemeyi düşünmemelidir bile.
Kaynaklar:
T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu,
Bilir, Faruk; ”Türkiye’de Milletvekilliği ve Milletvekilliğinin Sona Ermesi” Ankara-2001
Feyzioğlu, Metin; “Yasama Dokunulmazlığı Üzerine Düşünceler” Ankara-2004
Feyzioğlu, Metin; “Yasama Dokunulmazlığı”, AÜHFD, 1991-92
Aktaş, Kadir; “Yasama Dokunulmazlığının Kapsamı” 2009
Tanör, Bülent; Yüzbaşıoğlu, Necmi; “Türk Anayasa Hukuku” 2001
Teziç, Erdoğan; “Anayasa Hukuku” 1991