BARAJ FACİASININ NEDENİ 1 YIL ÖNCEKİ RAPORDA
SİİRT'in Tillo İlçesi'nde Botan Çayı üzerinde kurulu Alkumru Barajı'ndan geçen pazar günü nehir yatağına aşırı su bırakılması sonucu 6 kişinin yaşamını yitirdiği soruşturma sürerken, gözler 2011 yılında 3 kişinin yaşamını yitirdiği benzer olaydaki davada
Mahkemenin atadığı bilirkişinin geçen yıl hazırladığı 5 sayfalık ayrıntılı raporda, işletmede bir dizi eksiklik saptandığı ve bu eksikliklerin giderilmemesi nedeniyle pazar günkü facianın da göz göre göre geldiği ortaya çıktı.
Botan Çayı üzerinde Limak Holding'in yaptığı Alkumru ve Kirazlık barajlarının devreye girmesiyle, nehir yatağına bırakılan suda boğulanlar oldu. 10 Eylül 2011 günü de Alkumru Barajı'nda kapakların açılmasıyla su seviyesi aniden yükseldi. Aydınlar Mevkii'nde piknik yaparken bir anda yükselen sulara kapılan 39 yaşındaki Fehmi Özbey ile çocukları 17 yaşındaki Serdar ve 9 yaşındaki İbrahim yaşamını yitirdi.
DAVA AÇILDI, MAHKUM OLDULAR
Siirt Barosu'nun da girişimiyle Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde olayla ilgili açılan davada Limak Holding Yönetim Kurulu üyesi Sezai Bacaksız ile Alkumru Baraj ve Hidroelektrik Santrali İşletme Müdürü Kasım Eren yargılandı.
Baraj alanında gereli can ve mal güvenliğinin sağlanmadığına hükmeden mahkeme, yasalar ve yönetmeliklerin öngördüğü önlemleri yeterince almadıkları gerekçesiyle sanıklar Sezai Bacaksız ile Kasım Eren'i taksirle ölüme neden olmaktan 5'er yıl hapis cezasına çarptırdı.
RAPORDAKİ EKSİKLİKLER GİDERİLMEDİ
Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği bu karardan sonra Yargıtay'a gönderilen dosya henüz sonuçlanmazken, yargılama aşamasında mahkemenin oluşturduğu bilirkişinin raporunda saptadığı eksikliklerin büyük bölümünün de giderilmediği ortaya çıktı.
İnşaat mühendisleri Adil Damar ve Yahya Zararsız ile makine mühendisi Erdal Çetiner imzasıyla Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan 1 Ocak 2013 tarihli bilirkişi raporunda şu ifadeler yer aldı:
* 3 ÜNİTE AYNI ANDA DEVREDE:
Olayımızda, işletmedeki tribünlerin üçünün birden hizmete alınması ve ani olarak çaya normalden 21 kat fazla su verilmesi nedeniyle dava konusu üzücü olay meydana gelmiştir. Tribünleri yarım saat veya daha uzun aralıklarla teker teker üretime açılması düşünülseydi böyle bir olay olmayacaktı. Suyun yükselmekte olduğu fark edilerek tehlike zarar görmeden atlatılabilirdi.
* BİLİM DIŞI İŞLETME ŞEKLİ:
Botan çayında su seviyesi baraj yapıldığı için minimum seviyeye inmiş, tribünler ani olarak çalıştırıldığı için de çocuklar ve ebeveynleri yanıltmıştır. Bu bir bilim dişi işletme şekli olup sadece uyarı levhası ile davalıların sorumluluktan kurtulması haksızlık olur.
* İKAZ LEVHALARI ETKİLİ DEĞİL:
Tedbirlerin birkaçı birden uygulanması gerekir. Genelde ikaz levhaları yasak savmak için, sorumluluktan kurtulmak için kullanılmaktadır. Okuma yazma bilmeyenlere hiç bir etkisi yoktur.
* ARAZİ ARAÇLARI VE MOTOSİKLET:
Barajdan ani su salınmadan önce 4 tekerlekli arazi araçları, motosikletler ve helikopterle, Botan Çayı su akışı yönünde bulunanlar, piknik yapanlar, tehlikeli bölgede hayvan otlatanlar, suya girme ihtimali olan çocuklar, balık tutanlar uyarılmalıdır. Bu yapılmamıştır.
BARO BAŞKANI NE DİYOR?
Siirt Barosu Başkanı Mehmet Cemal Acar, 2011 yılındaki olayla ilgili Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada 3 ferdi ölen Öybey Ailesi'nin avukatlığını üstlendi.
Mahkemenin oluşturduğu bilirkişi heyetinin bir dizi eksiklik saptadığını belirten Avukat Mehmet Cemal Acar, bunlardan sadece siren sisteminin devrede olduğunu söyledi.
Baro Başkanı Acar, bilirkişi raporunda değinilen, nehir güzergahına arazi araçları ve motosikletle uyarı için güvenlik yolunun yapılmadığını, helikopterle nehir güzergahındakilerin uyarılmadığını, belli aralıklarla güvenlik istasyonu yapılıp özellikle yaz aylarında buralarda görevli bulundurulmadığını kaydetti.
Barajda tribünlerin bir anda çalıştırılması yerine yarımşar saat aralıklarla devreye alınmış olsa pazar günkü facianın yaşanmayacağı görüşünü savunan Acar, haklarında suç duyurusunda bulundukları sorumluların 'bilinçli taksirle ölüme neden olmak' suçlamasıyla yargılanmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Fırat KESKİNKILIÇ/ANKARA,(DHA)
“OLAY YERİNE SİREN SESİ GELMEDİ”
CHP Manisa Mliletvekili Özgür Özel, Siirt'in Tillo ilçesinde, Alkumru Barajı kapaklarının açılması sonucu meydana gelen ve 5 kişinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili yerinde inceleme yaptıklarını söyledi. Özel, “İncelemede, olay yerine en yakın olan uyarı sireninin çalmasını sağladık. Siren 600 metreye kadar kısa bir sesle duyuldu. Ancak olay yerine sirenin sesi gelmedi.”dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ve CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, TBMM’de basın toplantısı düzenledi ve CHP heyetinin baraj bölgesinde yaptığı incelemelerle ilgili izlenimlerini aktardı.
Siirt’te yaşanan facianın ardından CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Miletvekili Nurettin Demir’in inceleme yaptığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Türkiye dünyada eşi benzeri olmayan bir ülke bu konuda. Dünyada baraj kapaklarının açılması nedeniyle insanların öldüğü bir ülkeyi bilemezsiniz Türkiye dışında. Siir’te barajın kapakları açılıyor, tek uyarı yapılmıyor, yapıldığı iddia ediliyor. Bölge kontrol edilmiyor. İnsanların üzerine tonlarca su bırakıldı ve 5 insanımız hayatını kaybetti. 2011’de aynı facia yaşanmış 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, ancak kimse ders almamış. Biz bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağız.”dedi.
Bir iş cinayetiyle karşı karşıya kalındığını belirten CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Nurettin beyle hemen Siirt’te gittik. Giderken şöyle bir kanı hakim di bizde. Piknik yapılmaması gereken yerde piknik yapılıyor. Siren çalıyor, bazıları duyuyor, bazıları duymuyor, tedbirler alınmış ama yeterli değil diye düşünerek böyle bir algıyla gittik. Çünkü bütün gazetelerde pikniğin yapıldığı yerde 100 metre mesafede siren olduğu ve duyanlar olduğu yönünde haberler vardı. Gittiğimizde başka tablo gördük.
Özel, baraj bölgesinde kendi çektiği siren çalma ve sonrasına ait görüntüleri sinevizyon eşliğinde gazetecilere izletti. Siirt AFAD ekibinin donanım ve tecrübe olarak yetersiz olduğunu öne süren Özel,“AFAD motorlarında yakıt olmadığı ve vatandaşların verdiği mazotla ve araçların ışıklarıyla arama yaptıklarını duyduk. Siren nerede dedik 3,5 kilometre ileride dediler. Oysa biz 100 metre ileride olduğunu duymuştuk. Önce gidip sireni bulduk. Sonra çalıştırılmasını istedik. Önce firma karşı çıktı. Siren arızalımı diye sorduk bunun üzerine firma sireni çalıştırmayı kabul etti. Onlarca şahit huzurunda sireni açtık ve olay yerine araçlarımızla gittik. 600’ncü metrede siren sesi duyulmamaya başladı. 3,5 kilometre ötedeki ölümlerin olduğu yere gittiğimizde orada su sesinden başka bir ses yoktu. Firmanın oraya siren koymak istediği, ancak cep telefonu bağlantısı ve elektrik olmadığı için koyamadıklarını ve çare aradıklarını söyledi mühendis bize. Sireni duyan ve duymayan olduğu zaman hukuk sirenin oluğuna karar veriyor. Sirenin çalıp çalmadığını denemeden bilmek mümkün değildi. Delil niteliğinde bir çalışma yaptık. Bunu dava dosyasına eklenmek üzere soruşturma savcısına ileteceğiz ve şahitlik yapmak isteyeceğimiz söyleyeceğiz.”dedi.
Kaynak: