Artık Kimliğinize İslam yazdırmayabilirsiniz
Din hanesi 'isteğe bağlı' olarak kalacak
Son şekli verilerek TBMM’ye sevkedilecek olan Kişisel Verilerin Korunması tasarısında “din, etnik köken ve inançın” kişisel veri olarak kaydedilemeyeceği hükmü bulunmasına rağmen, nüfus cüzdanlarındaki din hanesinin “isteğe bağlı olarak” kalmaya devam edeceği öğrenildi.
Hürriyet’ten Nuray Babacan'ın haberine göre, tasarıda, veri güvenliğinin sorumlu 7 kişilik “Kişisel Verileri Koruma Kurulu”nu Bakanlar Kurulu’nun ataması öngörüldü. Kurulun siyasi müdahaleye açık olacağı eleştirileri yapılan bu hüküm ile ilgili son kararı Başbakan verecek. Türkiye , yeni yasal düzenleme ile Avrupa ülkeleri arasında “kişisel verileri saklayamayan ülke” listesinden çıkmak istiyor. Türkiye, önce kişisel verilerin korunmasını sağlayacak ardından da veri isteyen ülkelere, “karşılıklılık esası” uygulayacak.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı da rapor hazırlayarak, Türkiye’nin “kişisel verilerin korunması” konusundaki eksikliğinin neden olduğu sonuçları çarpıcı örneklerle şöyle dile getirildi:
KORUNAMIYOR: Korunması gereken kişisel veriler, bugün hayatın her alanında gerek kamu ve gerekse özel sektör tarafından yaygın olarak kaydedilmekte, başkalarına transfer edilmekte, paylaşılmaktadır. Özellikle bilgisayar ve internet aracılığıyla bu bilgilerin yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Ülkemizde kişisel verilerin işlemeyle ilgili yeterli ve açık bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu verilerin kontrolsüz şekilde işlenmesi, bazı temel hakların ihlal edilmesine sebep olmaktadır. Yine ülkemizde kişisel verilerin işlenmesi süreçlerini kontrol edecek ve denetleyecek bir kurum bulunmamaktadır.
AB ÜYELİĞİ ŞARTI: TCK’nda 135 ve diğer maddelerinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi suç sayılmış, ancak hangi hallerde hukuka aykırı, hangi hallerde hukuka uygun olduğuna dair düzenleme bulunmamaktadır. 2010 yılında Anayasada yapılan değişiklikle kişisel verilerin korunması temel bir hak olarak koruma altına alınmış ve diğer detayların kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Kişisel verilerin korunması konusunda yasal düzenleme yapılması ve düzenleyici ve denetleyici bir kurum kurulması Avrupa Birliği müzakere fasıllarından 4’ü ile yakından ilgilidir.
BİR ÇOK HİZMETTEN YARARLANAMIYORUZ: Ülkemizde kişisel veriler korunmadığı gerekçesiyle Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması yapılamamaktadır. Mevcut işbirliği ve bilgi belge değişimi elektronik iletim hattından yapılamamakta ve bu sebeple gecikmeler ve başarısızlıklar yaşanmaktadır. Schengen Bilgi Sistemi ve Sirene Ofisi imkanlarından yararlanılamamaktadır. Bazı ülkelerle güvenlik işbirliği anlaşması yapılamamaktadır.
ORGANİZE SUÇLA MÜCADELEYE ENGEL: Dışişleri Bakanlığımızın yabancı ülkelerle askerlik, kimlik, vatandaşlık gibi konularda bilgi paylaşımında tereddütler ve sorunlar yaşanmaktadır. Yabancı ülkelerden bu nitelikli veriler alınamamaktadır. EUROJUST ile sınır aşan organize suçlar için operasyonel işbirliği yapılamamaktadır. Yargı alanında suçluların iadesi, bilgi ve belge paylaşımı konularında sıkıntılar yaşanmaktadır.
İŞADAMLARIMIZ DERTLİ: İşadamlarımız yabancı ülkelerdeki ortaklarından veri alamamakta ve sorun yaşanmaktadır. Bazı ihalelere girmek için kişisel verilerin etkin şekilde korunması koşulu aranmaktadır. Ülkemiz veri güvenliği konusunda ‘güvenilmez ülke’ olarak nitelendirilmektedir. Tüm bu sayılanlar bir an önce bu kanunun yürürlüğe sokulmasını gerektirmektedir.