YENİŞAFAK'TAN ŞOK İDDİA
Malezya Havayolları'nın kaybolan uçağına ilişkin flaş iddialar gündeme geldi.
YENİ ŞAFAK'TAN BOMBA İDDİALAR
Malezya Havayolları'nın kaybolan uçağına ilişkin flaş iddialar gündeme geldi.
Yeni Şafak'taki haberde yurdışında dile getirilen iddiaları Araştırmacı Yazar Kemal Özer Türk kamoyuna açıkladı. Malezya Havayolları'na ait Boeing 777, 8 Mart'ta Kuala Lumpur'dan Çin'in başkenti Pekin'e gitmek üzere havalandıktan kısa bir süre sonra radarlardan kaybolmuştu. Bu konuda tıpkı Kırım konusunda olduğu gibi sessizliğini koruyan Türkiye ve Başbakan Erdoğan'ın aksine çok çeşitli iddialar öne sürülmeye başlandı. Bu iddiaları ise Başbakan Erdoğan'a en yakın gazete olan Yenişafak gündeme getirdi. Erdoğan'ın kendisinin, konuya ilişkin bu ayrıntılara girmemesi, onun yerine Yenişafak'ın dillendirmesi siyasi gözlemciler tarafından adlamlandırılmaya çalışılıyor. Kaybolan Malezya uçağı hakkında Yenişafak tarafından ortaya atılan iddilar bomba türünden. Başlıklar ise şöyle
HABER MAHATİR MUHAMMED İSMİNE DİKKAT MANŞETİ İLE BAŞLIYOR
Mahatir Muhammed, Malezya'nın eski başbakanı. Yani bir nevi Malezya'nın Erdoğan'ı. Şimdilerde Başbakan olmasa da o halen iktidarda. Ona rağmen ülkede hiçbir şey yapılamaz.
Halen de Malezya'nın en güçlü kişisi olan Mahatir Muhammed, Lahey'de bulunan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nin adaleti sağlayamadığı gerekçesiyle 2007'de 'Kuala Lumpur Savaş Suçları Mahkemesi'ni kurdurmuştu. Mahatir Muhammed; Irak, Filistin, Vietnam ve Japonya gibi birçok yerde savaş suçunun işlenmesine rağmen, bunlara gereken cezanın verilmediğini belirtip, mahkemenin kuruluşunu, "Tarih kitapları, bizim savaş suçlularına hak ettikleri cezaları verdiğimizi yazmalı. İnsanların savaşlarla ilgili şikâyetlerini getirecekleri bir mahkemenin kurulma zamanının geldiğini düşünüyoruz" cümleleriyle ilan etmişti.
BUSH, BLAİR VE DONALD RUMSFELD YARGILANIYOR
2011'den bu yana yargılama faaliyetlerini sürdüren mahkeme, George W. Bush, Tony Blair, Dick Cheney, Donald Rumsfeld ve eski Başsavcı Alberto Gonzales gibi pek çok kişi, Irak Savaşı'nda savaş suçu işledikleri gerekçesiyle gıyablarında yargılanıyor.
FİLİSTİN KONUSUNDA İSRAİL'İ YARGILIYOR
Ayrıca başta Vietnam, Filistin, Ruanda Savaşları gibi pek çok savaşta, savaş suçu işledikleri halde, Lahey tarafından bir türlü yargılanmayan Amerikalı, İngiliz, İsrailli, Fransız pek çok kişiyi yargılamak istiyor hatta yargılıyor. Malezya'nın bu girişimi karşısında hayli rahatsız olan İsrail, ABD, İngiltere ve Fransa yönetimlerinin 2011'den bu yana pusuda olduğu da biliniyor. Söz konusu uçak hadisesinin buna yönelik bir operasyon olma ihtimali de gün geçtikçe büyüyor.
LAZER SİLAH SİSTEMİ DENENDİ
İhtimal sadece bunlarla da sınırlı değil. Radyasyon ve yönlendirilmiş enerji uzmanı Leuren Moret'in, EcologyNews.com'dan Alfred Lambremont Webre'ye verdiği mülakatta, 8 Mart 2014'te Malezya Havayollarına ait MH370 sefer sayılı uçağın, ABD Deniz Kuvvetleri'nin yeni açıkladığı Lazer Silah Sistemi (Navy Laser Weapons System -LaWS) tarafından düşürüldüğünü iddia ediyor.
Vietnam silahlı kuvvetleri amiralinin, uçağın düştüğü yere ait ilk tespit ettiği yerin doğru olduğunu belirten Leuren Moret, Amerikan ve bazı Malezya medyası, Amerikan Deniz Kuvvetleri'nin hedef saptırmaya yönelik dezenformasyon amaçlı bilgilerini yayınlayarak herkesi aldattığını dile getiriyor
Moret, ABD Deniz Kuvvetlerince yapıldığınıı iddia ettiği operayonun, LaWS (Lazer Silah Sistemi) denemesi olduğunu, bunun da Putin'in bir süre önce yaptığı Topol Füze Sistemi'ne yönelik stratejik bir cevap olduğunu söylüyor.
Uçak yolcularından 4 kişinin kimliği, hadisenin daha da karmaşıklaşmasına yol açıyor.
BARONLAR'IN OYUNU OLABİLİR
Zira olayın bir ucu yine baronların baronu Rothschildlere uzanıyor.
İddiaya göre uçakta yer alan, Peidong Wang, Zhijun Chen, Zhihong Cheng ve Li Ying isimli yolcular, Jacob Rothschild'e ait yarı iletken işi yapan, Freescale Semiconductor firmasının patent ortakları.
Eldeki sözleşmeye göre söz konusu patentte; 4 araştırmacı ile Freescale firmasının eşit payı var. Ortaklarından herhangi biri ölürse, hakları otomatikman diğer ortaklara geçiyor. Beş ortaktan dördü öldüğüne göre, tüm patent Freescale'e geçecek.
Türkiye'de de faaliyet gösteren Freescale firması, 4 milyar dolar ciro ve 18 bin çalışanı olan gizli bir dev. Bu yapı hakkındaki söz konusu iddia gerçek çıkarsa hiç kimse şaşırmamalı. Zira tarih, benzeri katliam hikâyeleriyle dolu!
Bu nedenle adeta vakumlanarak yok edilen uçak sayesinde, hem Malezya'nın yargılama girişimine, hem Putin Rusya'sına, hem de yarı iletken patentin sahibi kişilere yönelik bir hamle yapıldı.
Bize başka yalanlar söyleyerek olayı aydınlattık deseler bile, bu iddialar başlı başına büyük bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Hiçbir şey, medyada yansıtıldığı gibi değil. Zira tüm dünyada ana akım medya, söz konusu satanist baronların kontrolünde.
ZAMANLAMA MANİDAR
Başbakan Erdoğan'a en yakın gazete olan Yenişafak'ta bu iddiaların sıralanması şu açıdan ilginç sayılabilir. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında başlayan Gezi olayları ardından büyük prestij kaybeden Erdoğan, sürekli olayların arkasında dış güçlerin olduğundan söz etmiş, bu güçleri "faiz lobisi" şeklinde adlandırmıştı. Ardından 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonu patlak vermişti. Erdoğan operasyon sonrası yaptığı açıklamalarda yine, olayların arkasında dış güçlerin olduğunu, faiz lobisi bulunduğunu iddia etmiş ve işi açık açık ABD'yi suçlamaya kadar götürmüştü. Yenişafak'ın haberinde Uçakta bulunan Malezya eski başbakanı Mahatir Muhammed için "Malezyanın Erdoğan'ı" nitelemesinde bulunması ve zamanlama çok manidar olarak değerlendiriliyor
BÜYÜK TEPKİ ALMIŞTI
Erdoğan'ın bu açıklamaları büyük ölçüde kaybettiği dış desteğin, iyice azalmasına da neden olmuştu. Başta ABD olmak üzere bir çok ülke ve medyası Erdoğan'ı bu açıklamalarından dolayı sert bir şekilde eleştirmişti. Erdoğan ilk olayların patlak verdiği dönemin ardından bu söylemini değiştirmiş ve olayların arkasında Fethullah Gülen harketi bulunduğu yönünde suçlamalara yönelmişti. Erdoğan'ın Fethullah Gülen'in ABD'den çıkarılmasını istediği, Obama'nın da "Mesaj alındı" dediği açıklaması ise 2 kere Beyaz saray tarafından yalanlanmıştı. Diplomatik kaynaklar, Erdoğan'ın artık dillendiremediği bu türden suçlamaları, kendine yakın medya aracılığı ile sürdürdüğü yönünde hem fikir. Yenişafak'ın ve bazı dış kaynakların gündeme getirdiği bu iddiaların nasıl sonuçlanacağı, muhatap ülkelerin ve firmaların ne yanıt vereceği de merakla bekleniyor.
DİĞER AYRINTILAR İÇİN
Kaynak: