Zühal Dönmez
Vur Emri Anayasal
Darbe Anayasasının "herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir" maddesi, çok demokratik, özgürlükçü anayasamızda değişiyor ve şöyle oluyor: "İdari makamlar, kanuna dayanarak toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılacağı yeri, güzergâhı ve zamanını hakkın demokratik işlevini ve etkisini dikkate alarak belirler."
Anayasa Uzlaşma Komisyonu, çok demokratik ve özgürlükçü bir Anayasamız olsun diye çalışıyor, darbe Anayasasından kurtulacağız nihayet. Komisyonun Çalışma Usullerini gösteren bir metin var, diyor ki, toplumun bütün katmanlarının anayasa yapım sürecine katılımı sağlanır. Ama katılamıyoruz, mutabakata varıldığı söylenen maddeleri de basından öğreniyoruz. Çünkü komisyon çalışmaları sona ermedikçe hiçbir tutanak kamuoyuna açıklanamaz.
Neyse bakalım, toplum olarak güzel Anayasamızın bitmesini bekleyeceğiz, bu arada darbe Anayasasına göre yönetileceğiz ne yapalım. Mesela, aslında 2001 yılında tamamiyle değişmiş olan 34.maddesindeki Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkımızı kullanacağız. Epeydir de kullanıyoruz, Gezi’den beridir bütün Türkiye’yi gezen toplantılar yapıyoruz, gösteri yürüyüşleri düzenliyoruz. Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir ya!.
Mesela çıkıyoruz diyoruz ki, burası park olarak kalsın AVM yapılmasın veya ODTÜ’den yol geçmesin veya HES istemiyoruz. Gayet de Anayasaya uygun talepler. Ama nedense durmaksızın orantısı ve etkisi artan gazı yiyoruz. Yalnızca zehirlensek neyse, kapsulle veya dayak yiyerek ölüyoruz. ODTÜ’de yol istemiyoruz diye toplanan gençlerin üzerine polis aniden ve öldüresiye saldırınca, 40 yaş üstü öğretim görevlisi veya üniversite çalışanı bir vatandaş şöyle dedi; burada olmasaydım oğluma, siz de rahat durmuyorsunuz polise sataşıyorsunuz derdim. Daha da öleceğiz, çünkü Özgürlükçü Anayasa yapacağını söyleyen AKP bu talepleri iktidarına saldırı olarak görüyor. Başka ülkelerin halklarına demokrasi götürmek için savaşa hazırlanan ikitidarın kendi halkına demokrasi hediye etmesinin yolu da öldürmek. Öldürmekten asla vicdan azabı duymuyor, çünkü kendinden olmayan ölümü hak etmektedir. Gerekirse, ona buna gösteri yapan yüzde ellinin tümünü öldürür ve bırakın ağlamayı kirpiği oynamaz. Çünkü yüzde ellinin çocukları kendi çocukları gibi gemiciklerle oynamak bir tarafa yaşamayı, nefes almayı bile hak etmemektedir. Tek sıkıntı ikide bir de eylemcilerin Anayasal hakkımız demeleri.
Allahın izni, Komisyonun mutabakatıyla onu da hallediyor. Darbe Anayasasının 2001 tarihli Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı maddesi şöyle oluyor:
İdari makamlar, kanuna dayanarak toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılacağı yeri, güzergâhı ve zamanını hakkın demokratik işlevini ve etkisini dikkate alarak belirler.
Özgürlükçü Anayasanın bu hükmü kabul edildiğinde özgürlüklerin teminatı İdare olacak. Başbakan Gezi olaylarında polise talimatı ben verdim demişti ya.. İdarenin takdiri doğrultusunda gaz denen kimyasal silah daha çok kullanılabilecek, çocuklarımız daha rahat öldürülecek.
Yetmez ama evetçiler oylarınızı hazırlayın, özgürlükçü Anayasanız yoldadır.