USTA GAZETECİ'DEN ERDOĞAN'A ŞOK SÖZLER
Usta gazeteci çok sert sözler sarfetti.
Bir yanına Gezi Parkı’nı, diğer yanına yüz yıllık İstanbul tarihinin hülasasını alarak mesajlar veren Ekmeleddin İhsanoğlu, iktidarın tüm psikolojik savaş hamlelerine ve algı yönetimi gayretlerine rağmen Tayyip Erdoğan’ı ciddi bir şekilde panikletti galiba…
Yoksa, on bir ay haram yiyip bir ay oruç tutulan bir siyasal sefalet ortamının utanç verici ortamını yok sayarak, Allah ve Hz. Muhammed parantezinde böylesine ölçüsüz bir din istismarına sığınmaz ve bundan medet ummazdı.
Cumhurbaşkanı adaylığını açıkladığı konuşmasında “Biz siyaseti Allah için yaptık” demesi yetmezmiş gibi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de kişisel Twitter hesabından, "Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Erdoğan'ın logosunda Arapça ile 'Muhammed' isminin kullanıldığını biliyor musunuz?" diye sordu.
Keşke “Allah için siyaset yaptıklarını” parti programına da yazsalardı... Programlarında, “Partimiz, ideolojik platformlarda değil, çağdaş demokratik değerler platformunda siyaset yapmayı benimseyen bir partidir” diye yazmışlardı.
Dini siyasete alet etme konusunda yüzsüzlük rekorları kırıyorlar, sürekli dinden bahsediyorlar ama Hz. Muhammed’in “hırsızlık” konusundaki hadislerini hiç hatırlamıyorlar.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Tayyip Erdoğan din istismarında ölçü ve sınır tanımayanbir süratle koşarken, başörtüsüyle duruşmaya alınmayan avukat hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlâl kararıyla ilgili gerekçe Resmî Gazete’de yayınlandı.
“Laik devletin dininin olamayacağını” belirten Mahkeme, devletin “din ve inançlar karşısında eşit mesafede duran, bireylerin dini inançlarını barış içerisinde serbestçe öğrenebilecekleri ve yaşayabilecekleri bir hukukî düzeni tesis eden, din ve vicdan hürriyetini güvence altına alan devlet” olduğunu vurguladı.
"Laiklik, devletin din ve inançlar karşısında tarafsızlığını sağlayan anayasal bir ilkedir” diyen Anayasa Mahkemesi, gerekçeli kararında yaptığı laiklik tanımıyla, toplumun geniş kesimlerini mağdur eden laiklik anlayışını ortadan kaldırdı.
Ancak, “Allah için siyaset yapıyoruz , parolamız Hz. Muhammed” türü bir din sömürüsünün “laiklikle” ilgisi olmadığını da dolaylı olarak belirtmiş oldu.
xxxxxxx
Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre “devletle dinin ayrılığı, din ve vicdan hürriyetinin bir gereği olmanın yanında, dinin siyasî müdahalelerden korunması ve bağımsızlığını sürdürmesi için de gereklidir.”
Anayasa Mahkemesi “devletle dinin ayrı olması gerektiğini”söylerkenCumhurbaşkanı adayı Başbakan,“Allah için siyaset yaptıklarını” söylemekten medet umarak anayasa suçu işliyor, demokratik laiklik kuralınıçiğniyor.
İşledikleri bu kaçıncı suç?
Ne yasa tanıyorlar, ne anayasa tanıyorlar, ne hukuk tanıyorlar.
İktidara yapışmışlar ve onu bırakmamak için devleti de, anayasayı da, hukuku da yok etmeyi göze alıyorlar.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ne yaptıklarını da çok iyi biliyorlar, işledikleri suçun farkındalar.
Parti programlarında “Partimiz, kutsal dini değerlerin ve etnisitenin istismar edilerek siyaset malzemesi yapılmasını reddeder.
Dindar insanları rencide eden tavır ve uygulamaları ve onların, dini yaşayış ve tercihlerinden dolayı farklı muameleye tabi tutulmalarını anti-demokratik, insan hak ve özgürlüklerine aykırı bulur.
Öte yandan dini, siyasi, ekonomik veya başka çıkarlara alet etmek veya dini kullanarak farklı düşünen ve yaşayan insanlar üzerinde baskı kurmak da kabul edilemez” diye yazan kendileri çünkü.
“Kutsal dini değerlerin istismar edilerek siyaset yapılmasını reddetmekten” “Allah için siyaset yapmaya” geçerken, anayasayı çiğneyerek “dini değerleri istismar ettiklerini” herkesten daha iyi bildikleri açık.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
“Allah için siyaset yapıyorlar , parolaları ise Hz. Muhammed…” ama büyük bir gayretle unutturmaya çalıştıkları Soma’da, ocak içindeki 16 güvenlik kamerası kaydının laboratuvarda incelenmesi sonucunda faciadan bir gün önce de yangın çıktığıanlaşıldı.
Uludere’nin üstünü ört, Afyon’daki patlamanın üstünü ört, Reyhanlı’nın üstünü ört, Gezi’de işlenen cinayetlerin üstünü ört, Soma’nın üstünü ört sonra da “siyaseti Allah için yaptığını” söyle.
“Allah için siyaset yapmak” insanları ölüme göndermek mi?
Cinayet ve katliamların üzerini örtüp, sonra oruç tutmak nasıl bir şey?
Dini böylesine fütursuzca sömürürken sadece anayasa suçu işlemiyorlar, inandıklarını söyledikleri dini de lekeleyip kirletiyorlar.
Kirlenmemiş tek bir değer, tek bir kavram bırakmıyorlar.
xxxxxxxxxxxxxx
Tayyip Erdoğan’ın ciddi bir şekilde paniklediği anlaşılıyor.
30 Mart seçimleri AKP oylarının düşüşe geçtiğini, siyasal iktidarın toplumdaki çoğunluğu yitirdiğini ortaya koydu… Yalova ve Ağrı’da ise seçimler yitirildi.
En büyük umutlarıcumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımın düşmesi, o nedenle “kazandık” propagandasıyla muhaliflerin sandık başına gitmesini engellemeye uğraşıyorlar…
Bir yandan da “demokratik laiklik” kavramını alenen paspas gibi çiğneyerek “Allah için siyaset yapıyoruz, Hz. Muhammed’i parola olarak kullanıyoruz” diyerek oy devşirmeye uğraşıyorlar.
Erdoğan kapağı Çankaya’ya atıp yargıyı tam anlamıyla denetimine alacağı bir diktatörlük sistemi kurarak, işlediği suçlardan dolayı yargılanmaktan kurtulmaya çabalıyor.
Ayakkabı kutularına doldurulan milyonlarca dolar ortada dururken fütursuzca “Allah için siyaset yaptığını” söylüyor.
Bu yapılanları Allah affeder mi, bilemem.
Ama yargının affetmeyeceği kesin.
Bu suç dosyalarının içine sığabileceği bir “cumhurbaşkanlığı sarayı” yok bu dünyada.
Kaynak: