ÜNLÜ GAZETECİDEN DEPREM YARATACAK ABDULLAH GÜL YAZISI
Erdoğan saraya çağırdığı önemli bir AKP'li isme “O üçünü kelepçeli görmek istiyorum” demiş.
Sözcü gazetesi yazarı Can Ataklı, "Saray korkusu Abdullah Gül'ü gömdü" başlıklı bir yazı kaleme alırken, aldığı bir bilgiyi köşesinde paylaştı.
KULAĞI DELİK BİRİ
"Önce bir dedikodu vermek istiyorum. 'Dedikodu' diyorum, çünkü kanıtlamam olanaksız. Ancak Ankara'da kulağı hayli delik bir kaynağım 'kesinlikle doğru' diye anlattı" diyen Ataklı, yazısına şöyle devam etti:
ÜÇÜ'NÜ KELEPÇELİ
Erdoğan saraya çağırdığı önemli bir AKP'li isme “O üçünü kelepçeli görmek istiyorum” demiş.
Kaynağım “Demiş diyorum ama öyle sakin ifadeyle değil, öfkeyle öyle bağırmış ki sarayın camları zangırdamış” diyerek sözlerine destek verdi.
BU ÜÇ KİŞİ KİM
Biri bir dönem öncesinin en tepedeki ismi. Diğeri yine kısa süre öncesine kadar devletin en önemli icra makamını işgal eden kişi.
Üçüncüsü ise AKP'nin kurucularından, demokrasinin kalesinin yöneticiliğini yapmış bir isim.
Öfkenin kaynağı ise bu üç kişinin cemaatle ilişkili olduğuna inanılması. Saray bu üçlünün gizliden gizliye kuyusunu kazdığına inanıyormuş.
MEDYADA NEDEN YER ALMADI
Yazısının devamında Gül'ün katıldığı TÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmayı aktaran Ataklı, Gül'ün konuşmasında Erdoğan'ı eleştirdiğini belirtirken, konuyla ilgili haberin medyada yer bulmadığını, sanki gizli bir elin engellediğini ileri sürdü.
NE KONUŞMUŞTU
11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin son dönemde yaşadığı olumsuzluklardan kurtulması gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin, güçlü bir şekilde pozitif gündeme dönmesi gerekir. Ümit ediyorum ki bugün yaşadığımız dönem uzun sürmez. Türkiye, tekrar 2000'li yıllardan sonra yaşadığı günlere döner. Sürekli ekonomik büyümeyi sağlayan, sürekli yeni hedefler ortaya koyan, halkını mutlu eden, dünyada itibarı her zaman artan ülke haline döneceğimizden hiç şüphem yok" diye konuştu.
Abdullah Gül, Türkiye Kalite Derneği(KalDer) tarafından düzenlenen 25. Kalite Kongresi'nin açılışına katıldı. KalDer üyeleri ve iş dünyasından davetlilerin katılımıyla Harbiye'deki Hilton Otel'de düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını Abdullah Gül yaptı. Konuşmasına KalDer'in Türkiye ve Türk insanı için çok önemli işlere imza attığını belirterek başlayan Abdullah Gül, 25'incisi yapılan kongrenin de başarılı olacağına olan inancını dile getirdi.
Yenilikleri bulmak için büyük bir çalışma içinde olmak gerektiğini söyleyen Gül, "Bütün bunların nihai amacı, gerek fert gerekse toplum olarak gerekse de ülke olarak mutlu olmak, güçlü ve zengin olmak için yapılıyor olmasıdır. Bütün bunların gerçekleşmesi adına içinde bulunduğumuz çevre, bunların oluşmasına en büyük katkıyı sağlıyor. Bu da siyasi, hukuki bütün kurallar içinde bulunduğumuz memleketin bütün şartları bu başarıyı daha iyi yakalamayı, yeni buluşları ortaya çıkarmayı ancak bu şekilde gerçekleştiriyoruz" dedi.
Ekonomik açıdan bakıldığında Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Abdullah Gül, Türkiye'nin hedefinin üst gelir gruplarının içinde olan ülkelerin arasına katılmak olduğunu ifade etti.
ORTA GELİR TUZAĞI
Orta gelir tuzağına dikkat çeken Gül, şunları söyledi:
"Türkiye nüfusu 80 milyonu aştı. Nüfusun yüzde 40'ı 25 yaşın, yüzde 20'si ise 15 yaşın altında. Türkiye'nin yıllık yüzde 5 büyümenin üstünü muhakkak gerçekleştirmesi gerekir. En azından bu artan nüfusun her sene iş bulabilmesi için. Bunun için Türkiye'nin mutlaka tekrar demokratik ekonomik reformları yaptığı döneme dönmesi, Türkiye'nin mutlaka bu reformları güçlü bir şekilde başlatmasının şart olduğuna inananlardanım. Bizim genç nüfusumuzu, demokratik standartlarla, hukukla birleştirdiğimizde ancak üretken olunabilir. Türkiye'nin bu dinamik nüfusuyla demokrasiyi, hukuku, özgürlüğü birleştirmektir. Bunları birleştirdiğimizde Türkiye'nin çok büyük bir enerjisi ortaya çıkacaktır."
'AKADEMİK ÖZGÜRLÜK' VURGUSU
11. Cumhurbaşkanı Gül, nitelikli eğitimin en üst seviyede yapılmasının önemine de değinerek eğitim ve bilimin özgür bir ortamda olabileceğini söyledi. Gül, "Eğitim kurumlarının liselerden üniversitelere kadar bunların akademik özgürlüklerinin en üst seviyede sağlanmaları, her türlü teşvikin verilmesi Türkiye'nin geleceğine yapılan en büyük yatırım olacaktır" dedi.
"KUVVETLER AYRILIĞI VE DENGE SİSTEMLERİNİ İÇİNDE BARINDIRAN YÖNETİM SİSTEMİ..."
Gelişmiş ülke olmanın göstergesinin sadece ekonomik veriler olmadığını belirten Abdullah Gül, böyle olması durumunda Körfez ülkelerinin de Çin'in de gelişmiş ülke sınıfına gireceğini söyledi.
Gelişmişliğin artık ekonomik göstergelerle tarif edilemeyeceğinin altını çizen Gül, "Bunun için hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması, demokrasinin tam olarak kuralları ve kurumlarıyla işler hale gelmesini kuvvetler ayrılığını ve denge sistemlerini içinde barındıran yönetim sistemini gerçekleştirmek, kamu yönetimlerinin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini ortaya koymak şüphesiz ki güvenli bir ortamı yaratmak, kurumlaşmak, yenilikçilik, bilgi toplumu olmak, bütün bunları gerçekleştirdiğimiz takdirde ancak biz orta gelir tuzağından kurtulup üst tarafa geçebiliriz. Yoksa daha çok fabrika kurmak, daha çok kazanmak hiçbir zaman bizi mutlu, özgür, güvenli ortama taşıyamaz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ BU ZEMİNDEN ÇIKARMAK GEREKİR"
Abdullah Gül, konuşmasında Türkiye'nin son dönemde yaşadığı olumsuzluklardan kurtulması gerektiğini söyledi. "Türkiye'nin güçlü bir şekilde pozitif gündeme dönmesi gerekir" diyen Gül, konuşmasına şöyle devam etti:
"Temmuz ayında haince yaşadığımız kelimelerle ifade edilemeyecek kadar Türkiye'ye zarar veren darbe teşebbüsünü ve bu işlerin içinde olanların, bunları yapanların hukuki süreçlerinin çok güçlü şekilde takip edilmesi ayrı bir husustur. Ancak Türkiye'yi bu zeminden de çıkarmak gerekir. Bunu unutturmamız lazım. Bunu 'kötü bir rüya gördük' hale getirmemiz lazım. Bu nedenle tekrar süratli bir şekilde pozitif gündeme geçmek lazım. Ümit ediyorum ki bunlar kısa süre içerisinde gerçekleştirilir, bugün yaşadığımız dönem uzun sürmez. Türkiye tekrar 2000'li yıllardan sonra yaşadığı günlere döner. Sürekli ekonomik büyümeyi sağlayan, sürekli yeni hedefler ortaya koyan, halkını mutlu eden, dünyada itibarı her zaman artan ülke haline döneceğimizden hiç şüphem yok."
Kongrenin açılış bölümünde Abdullah Gül'ün yanı sıra KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ile TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk de birer konuşma yaptı. Kongre iki gün boyunca alanlarında uzman kişilerin katılımıyla düzenlenecek çeşitli oturumlarla devam edecek.
"EN BÜYÜK EKONOMİK BÜYÜMELERİ O DÖNEMDE GERÇEKLEŞTİRDİK"
Abdullah Gül, AB üyeliği müzakerelerinin siyasi sürecine de değindi. Sürecin Türkiye'ye hem ekonomik hem de siyasi olarak yaradığını kaydeden Gül, "Temel hak ve özgürlükler konusunda standartlarımız daha yüksek değilse bu Avrupalıya verilen bir hak mı yoksa Türkiye halkına verilen bir hak mı? Türk halkını temel hak ve özgürlük standartlarını yükseltiysek bu kendi halkımız adına onur duymamız gerekir. Burada mantaliteyi iyi koymamız gerekir. Bu süreç bizim işimize yarıyor mu yaramıyor mu? Sürekli işimize yaramıştır, ekonomik olarak da siyasi olarak da yaramıştır. Nitekim en büyük ekonomik büyümeleri o dönemde gerçekleştirdik" dedi.
"AB ÜYELİĞİ MÜZAKERELERİNİ BAŞLATAN KİŞİYİM"
"AB üyeliği müzakereleri başlatan bir kişiyim" diyen Abdullah Gül, "Başladıktan sonra da katılım sürecini yaptık. Bu süreçte AB'nin de çok büyük hataları oldu" ifadelerini kullandı. Gül, Türkiye'nin hak ve özgürlükler alanında kendi standartlarını yükseltmesine vurgu yaptı. Modarötürün bazı fasılların açılmamasına ve açılanların da kapatılamaması üzerine bir sorusu da Gül, "Kapanamamasının sebebi Avrupalıların öngörüsüzlüğü ve vizyonsuzluğudur. Yani bunlar çok küçük hesaplar" şeklinde yanıtladı.
Kaynak: