Sosyal medyanın toplumsal olaylardaki rolü Gezi Parkı olaylarıyla birlikte daha net okunur hale geldi. Eylemciler ve eyleme destek verenler internet üzerinden haberleştiler, bilgi ve belge paylaştılar. Küçük bir parkta başlayan eylem ateşinin tüm yurdu sarması bu ağ ile gerçekleşti. Bu durum eylemi karalamaya çalışan odakları, Twitter kullanıcıları arasında kamuoyu yaratmak amacıyla harekete geçirdi.
 
Eylemin sosyal medyada yarattığı etki fark edilince, kısa süre içinde adeta bir “ekip” gibi çalışan sosyal medya hesapları türedi. Mail kutularına takipçisi fazla olan Twitter hesaplarının satın alınacağıyla ilgili mailler düşmeye başladı. Gündem oluşturmak için yüksek takipçili hesapların satın alındığı, sahte hesaplarla etiketlere yazarak suni gündem yaratıldığı iddiaları ortaya atıldı. Haziran ayının ilk günlerinde birçok kullanıcıya gönderilen bir mailde şöyle deniyordu;
 

















 
HABERARTITÜRK ORTAYA ÇIKARDI
 
Tartışmalar sürerken sahte hesap örneklerinden birini Haber Artı ortaya çıkardı. Bir öğretim görevlisinin fotoğrafı ve ismi kullanılarak, soyadı değiştirilerek açılan hesapta fotoğrafın altındaki açıklama kısmında “mali müşavir, sıkı bir okur, gezgin ve fotoğrafçı” açıklaması yazıyor. Hesabı kullanan kişinin sık sık AKP’yi destekleyen etiketlere yazdığı ve kışkırtıcı tweetler attığı dikkat çekiyor. Adına sahte hesap açıldığı konusunda kendisini bilgilendirdiğimiz öğretim görevlisi de bu konu hakkındaki rahatsızlığını dile getirdi. Hesap 9 Temmuz’da açılmış olmasına rağmen takipçi sayısı 1000’i bulan ve hızla artan sahtekarın attığı ve retweet ettiği bazı tweetler şöyle;
 













































































































 
NE YAPMAK GEREKİYOR?
 
Kullanıcıların adlarına açılan sahte hesapları takip edebilmesi isim değiştirilse dahi zor değil. Profil fotoğraflarını arama motorunun görsel sorgulaması üzerinden taratan kullanıcılar, fotoğraflarının nerede kullanıldıklarını görebilir, gerekli yasal işlemler için başvurabilir.