Türkiye'nin Ateşle Oyunu !
“Yeni bir Irak bahanesi mi,”
TÜRKİYE’NİN ATEŞLE OYUNU
Suriye’nin elinde kimyasal silahlar bulunduğu, bunu da kademeli olarak kullandığı konunda kuşkuların ABD’nin en üst düzeyinden dünyaya duyurulması, bütün dünyada tedirginlik yarattı.
Kimi uzmanlar, “yeni bir Irak bahanesi mi,” diye sorgularken, ABD’li yetkililer, ikinci kez Irak gibi bir hataya düşülmeyeceği yönünde demeçler veriyorlar.
Hal böyle olunca, gözler Türkiye’ye çevriliyor. Hatırlanacağı üzere Türkiye uzun süredir Suriye üzerinde bir uçuş yasağı bölgesi oluşturulması için girişimlerde bulunuyordu.
Suriye’nin elinde kimyasal silah bulunması halinde, bundan en büyük zararı Türkiye’nin göreceği konusunda hemen herkes hemfikir.
Bunca zamandır Suriye Devlet Başkanı Beşer Esad’ı tanımayan, hatta zalimlikle suçlayan bir Başbakanımız var. Suriye’nin çevre ülkelerden en büyük derdi elbette Türkiye. Çünkü muhaliflere silah yardımı da yapıyor Türkiye. Nitekim, Ülker bisküvi kutuları içinde Yemen’de bir konteyner ele geçirilmiş, silah çıkmıştı.
Esad, kimyasal silahı kullanmaya karar verir de, ülkesinin kuzeyinde kendine sıkıntı yaratan muhaliflere bunu kullanırsa, doğrudan Türkiye’ye kimyasal bir saldırı olmamakla birlikte, serpintilerin Türkiye’nin güney bölgesini etkileyeceği de ortada. Türkiye’nin en tedirgin ülke olması gerekirken, Avrupa Birliği daha da tedirgin olduğunu açıklıyor ve bu tuhaf açıklama bizim medyamızda nedense yer almıyor.
Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların üç yüz elli bini aştığı biliniyor. Bunların Türkiye’nin sırtında ciddi bir kambur olduğu da çok açık. Beslenmeleri, barınmaları ve üstelik maaşa bağlanmaları, yetim hakkı yemeyle eşdeğerdir. Bu ülkenin sınırlı ve kısıtlı varlıklarının bizi hiç ilgilendirmeyen bir muhalif ordusuna harcanması, geleceğimiz açısından da tehlike sinyalleri veriyor.
Buna ek olarak, Suriyeli sığınmacıların bölge halkını çok tedirgin ettiği de biliniyor. Kendilerini bu ülkenin sahibi gibi gören sığınmacılar, her türlü çirkefliği de gözler önüne seriyor. Bakkal veya marketlere girip, istediklerini alıyor, ardından da misafir olduklarını tüm yüzsüzlükleriyle söyleyebiliyorlar.
Türkiye’nin kanayan bir yarası olarak giderek de büyüyorlar.
Kimyasal silah “balonu” eğer gerçekleşir de, Suriye “canına tak” edip kimyasalları kullanmaya kalkarsa, Türkiye bundan büyük zarar görecek.
Elbette Suriye, bir savaş nedeni olacak şekilde, doğrudan Türkiye’yi hedef alan bir kimyasal savaş başlatmaz. Bu, kendisi için yeni bir cephe açılması olacaktır ki, bu da Esad’ın işine gelmez. Ama diyelim ki oldu, bu kez devreye Rusya ve Çin de girecektir.
Kısacası, Türkiye’nin PKK’nın çekilme kararı aldığı bugünlerde, güneydoğu bölgesine dikkatini yoğunlaştırması gerekiyor. Bir yandan silahlarıyla birlikte Irak’ın kuzeyine geçen PKK gücü, diğer yanda ise Türkiye’ye sürekli iltica eden Suriye muhalif gücü.
Dengeler çok tedirgin edici ve toprak patlamaya hazır…