Yusuf Yavuz
Türkiye, iktidarın deneme tahtası mı?
“Çoruh’a üç gerdanlık taktık” diyen Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini Freud duysa nasıl yorumlardı…
Türkiye, iktidarın deneme tahtası mı?
“Çoruh’a üç gerdanlık taktık” diyen Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini Freud duysa nasıl yorumlardı…
Yusuf Yavuz
Artvin’de temeli atılan ve dünyanın 3. en yüksek barajı olarak gösterilen Yusufeli Barajı’na ilişkin konuşan Bakan Eroğlu, “Biz istesek onu ikinciliğe yükseltebiliriz. Çünkü ikinci ile Yusufeli Barajı arasında 1.5 metrelik fark var” dedi.
Geçtiğimiz haftayı Ordu’dan Artvin’e Karadeniz kentlerinde geçiren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ‘dünyanın üçüncü en yüksek barajı’ olarak tanımladığı Yusufeli Barajı’nın temel atma töreninde uzun bir konuşma yaptı.
Bu konuşmanın ayrıntılarına geçmeden önce, Başbakan Erdoğan’ın Ankara’dan katılarak video konferans yoluyla temelini attığı Artvin’deki Yusufeli Barajı’na ilişkin değerlendirmelerinden birkaç detayı aktarmak istiyorum…
Geçtiğimiz Salı günü Başbakan Erdoğan’ın parti grubunda yaptığı konuşmanın ardından gerçekleştirilen temel atma töreninde, Erdoğan ve Eroğlu tarafından ilginç benzetmeler yapıldı.
İKTİDAR COĞRAFYAYI NEDEN HEP ‘DİŞİL’ GÖRÜYOR
Ekonomik göstergeleri genellikle ‘büyüme’ kavramıyla açıklayan iktidar mensuplarının, büyümeyle gelişme arasında denklemi nasıl kurduklarına dair yakıcı soru bir yana, ülke coğrafyasını ‘dişil’ ve ‘edilgen’ olarak görme anlayışları oldukça rahatsız edici boyutlara ulaşmış durumda. Başbakan Erdoğan yakın zaman önce Rize’de yaptığı bir konuşmada, kendilerini hizmet aşkıyla dağları delen Ferhat’a benzeterek, milleti ise ‘Aslı’ gibi gördüklerini dile getirmişti. Erdoğan’ın Şirin’le Aslı’yı karıştırması bir yana Yusufeli Barajı’nın temel atma törenindeki konuşmasında coğrafyayı dişil olarak görme geleneğini sürdürdü.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: ‘ÇORUH’A ÜÇ GERDANLIK TAKTIK!’
Törende, bugüne kadar Çoruh Nehri üzerine üç gerdanlık taktıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, 486 milyon liraya mal olması beklenen Yusufeli Barajı’nın dünyanın 3., Türkiye’nin ise en yüksek barajı olacağını belirterek, Yusufeli İlçesi'nin barajın altında kalacağını ancak en uygun yerde, şu anki Yusufeli ile mukayese edilmeyecek, deniz manzaralı yeni bir Yusufeli inşa edeceklerini söylemesi dikkat çekti.
MODERNLİK YALANIYLA İĞDİŞ EDİLEN COĞRAFYA
Aslen Yusufelili olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da törende kısa bir konuşma yaparak, barajla birlikte Yusufeli'nin ekonomisi, ekolojisi ve sosyal yapısının daha modern hale geleceğini söyledi.
Türkiye’nin siyasi ezberinin, popülizmin sihrine kapılmış halk nezdinde karşılık bulması oldukça düşündürücüdür. ‘Modern’ ve modernlik kavramının bunca kılıçtan geçirildiği başka bir coğrafya var mıdır bilmiyoruz ancak Topbaş’ın sözünü ettiği ‘ekoloji’nin nasıl modern hale getirileceğini görmek için kâhin olmaya gerek yok. Modernlik yutturmacasıyla binlerce yıllık kültürü ve o kültürün ana rahmi olan coğrafyayı iğdiş ederek tüketim toplumunun kölesi haline getiren anlayışın ülkenin en büyük kentini yönetiyor oluşu ne kadar da trajik!
BAŞBAKANLA MÜTEAHHİDİN PAZARYERİ DİYALOGLARI
Yusufeli Barajı’nın temel atma töreninde bu ülkeyi yönetenlerle müteahhitler arasında yaşanan diyaloglara dönersek, devlet ciddiyeti, planlama ve sorumluluk gibi kavramların, “aldım- verdim” şeklinde sürüp giden bir pazaryeri sohbetine indirgendiğine tanık oluyoruz.
Başbakan Erdoğan, projenin 7 yılda tamamlanacağını belirten müteahhit Nihat Özdemir'e, “7 yılı ben size yakıştıramıyorum” dedi. Salondan “6 yıl” seslerinin yükselmesi üzerine Erdoğan, “6 yıla Veysel bey indirdi” diye konuştu. Erdoğan, Özdemir'e, “Veysel bey bakan olarak bir yıl kendisi için kullandı. Sizden Başbakanın talebi var. Bunu ne kadar daha geri çekeceğiz, süratle bitirebileceğiz” diye sordu.
‘EMREDİN SAYIN BAŞBAKANIM’
Özdemir de barajı, 18 Haziran 2018'de bitirme arzusunda olduklarını söyleyerek, “Emredin Sayın Başbakanım” dedi. Erdoğan'ın, barajın 29 Mayıs 2018'de barajın bitirilmesini istemesi üzerine, Özdemir, “Allah izin verirse, 29 Mayıs 2018'de saat 11.00'de barajımızı, yapıp ülkemize teslim edip enerji üretimine bizlerin de katkısını sağlamış olacağız” diye konuştu.
‘BİZ ÇORUH’A GERDANLIK TAKMADAN ÖNCE ÇILGINCA AKIYORDU’
Törende konuşan Bakan Eroğlu ise Başbakan Erdoğan’ın kaldığı yerden Çoruh’a ‘gerdanlık takma’ hevesini sürdürerek şunları söyledi: “geçmişte su akmış, biz bakmışız. Çoruh'ta daha önce hiçbir hidroelektrik santrali yoktu, çılgınca akıyordu. Biz Çoruh'a birinci gerdanlığı Muratlı'da attık, Muratlı 85. Yıl Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile oraya bir gem vurduk. İkincisini Borçka'da tamamladık. İkinci gerdanlığımız Borçka Barajı ve Hidroelektrik Santrali. Üçüncüsü dünyanın harikası, şu anda Türkiye'nin 249 metre yükseklikte en yüksek barajı olan Deriner Barajı. Şimdi Artvin Barajı yapılıyor. Beşincisi de şimdi Başbakanımızın talimatıyla temelini atacağımız Yusufeli Barajı. Türkiye'nin 270 metre yükseklikle en yüksek, dünyada üçüncü, hatta 1.5 metre yükseltsek ikinciliğe yükselecek barajı.”
‘GÖL MANZARALI EVLER YAPACAĞIZ’
Yusufeli Barajı’nın suları altında kalacak ilçenin nakledilmesine yönelik TOKİ başkanıyla konuştuğunu belirten Bakan Eroğlu, Türkiye'de değil, dünyada örnek olacak bir Yusufeli'ni yeniden inşa etmek bizim boynumuzun borcu. Bunun sözünü veriyoruz. Göl manzaralı evler yapacağız” dedi.
BAKAN EROĞLU: ‘İSTESEK İKİNCİLİĞE YÜKSELTİRİZ’
Daha sonra incelemelerde bulunmak için Deriner Barajı’na giden Bakan Eroğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada Yusufeli Barajı’nın yükseklik açısından dünyanın 3. barajı olacağını anımsatarak, “Biz istesek onu ikinciliğe yükseltebiliriz. Çünkü ikinci ile Yusufeli Barajı arasında 1.5 metrelik fark var” ifadelerini kullandı.
MAZLUM ÇORUH’UN İSYANINI KİM DUYACAK?
Artvin Yusufelili bir inşaat mühendisi olan Naci Özen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde, Kadir Topbaş'ın ekibinde çalıştığı dönemde, Yusufeli Barajı’ndan dolayı boşaltılacak olan ilçenin yeni yerleşim yerinin oluşturulması için bölgeye giderek konuyla ilgili bir proje proje hazırlayıp ilgililere sunmuş. Ancak Yusufeli Barajı konusundaki detayları inceledikçe şaşırtıcı gerçeklere ulaştığını belirten Özen, bölgede inşa edilecek barajları kapsayan ‘Çoruh Enerji Planı'nın bütününü de mühendis olarak incelemeye karar vermiş. Özen, bu çabalarının sonucunda bu projelerin birer "ihanet" projeleri olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kaldığını ifade etmişti. Bulgularını Yurttaş Mazlum Çoruh adıyla yayınladığı kitabında toplayan Özen’in Çoruh Enerji Planı’na ilişkin görüşlerine şu bağlantıdan ulaşılabilir: