Mustafa Yıldırım

Mustafa Yıldırım

TÜRKÇEYİ KÖKÜNDEN KOPARAN SÖZDE TÜRKLER

 

Türkçe “fiil” köklerinden türeyen ve matematik düzeniyle gelişen bir dildi.

Türkler Anadolu’ya geldiler ve 800 yılda dillerini kuruttular, anlatım gücünü körelttiler; ancak matematiğini bozamadılar.

Kökleri unutmuşlar, ama cümle düzenlerini bozmamışlardı.

Kökler köylerde yaşamamış olsaydı, ölüp gidecekti Türkçe.

Atatürk'ün buyruğuyla ve tarihte eşi bulunmayan bir atılımla ölümden döndü.

Cumhuriyetle birlikte Anadolu’dan derlenen kökleriyle yenilendi ve geliştikçe gelişti; yazmak, konuşmak ve düşünmek akıcılaştı.

DERKEN SOYTARILAR ÇAĞI BAŞLADI

Fiilleri öldürürseniz dilin anlatım düzenini de bozarsınız.

Düzen bozulunca kökünden kopan dil de hızla ölür. Ne yazabilir ne de düşünceler beyninizden sular seller gibi akar.

“girmek”

“yazmak”

“almak”

“dayılanmak”

“kaynamak”

yerine

“giriş yapmak”

“yazım yapmak”

“alım yapmak”

“dayılanma yapmak”

“kaynama yapmak”

demeye başladınız.

İşin kolayına kaçtınız ve kökleri öldürdünüz.

Elinizde bir tek “yapmak” kaldı.

Haydi kurun bakalım şimdi yalın cümleleri.

Kuramıyorsunuz!

“Bu sabah çalıştılar”

diyecek yerde

“Bu sabah çalışma yaptılar”

dediniz.

Olmadı tutturamadınız; kulaklarınız tırmalandı.

“Doğrusu neydi?” diye kıvrandıkça kıvrandınız; ama düzen bozulmuştu bir kez.

İşin kolayı varken

“Bir sabah çalışması gerçekleştiriyorlar”

demeye başladınız.

Kök ölünce zaman kipleri de öldü

“Hükümet düşecek”

diyecekken

“Hükümetin düşme durumu (hali) mevcut”

diyerek yüceldiniz!

Aman ne güzel!

Fiili ölünce yalnız düzen bozulmakla kalmadı; kolay anlatımlarınızda çöktü:

“Okula girebilir”

diyordunuz.

“Okula giriş yapıyor”

diye diye

“gitmek” fiilini çürüterek iyice sapıttınız!

“Okula girmesi söz konusu”

demeye başladınız!

Zamanı öyle şaşırdınız ki

“Üç kişi öldü”

diyecek yerde

“Üç kişinin ölmesi söz konusu” demeye başladınız.

Kişiler düpedüz ölmüşler, sözü mü kalmış?

“Bir söz varsa, sözün konusu vardır. Söz yoksa konusu da yoktur” demediniz!

Şimdi de kalkıp, “Çocuklar ölebilir” diyeceğinize “Çocukların ölmesi söz konusu” mu diyeceksiniz?

Size güven olmaz; dersiniz!

Köklerinizden kopmakta üstünüze yok!

İyi de öğretmenler ne işe yarıyorlar. Yoksa onlar da mı kök öldürmeye uydular?

Kendilerini “Türkçe savaşçısı” sanan dernekçilere ne demeli?

Birbirlerine ödül vermekten fırsat bulup da öğretmenleri, yazarları, yayıncıları uyaramıyorlar.

Dil Kahramanlıkları

* Başkent Ankara’nın Çankaya’sında o uzun saçlı, sakallı Berber, dükkânına

“Snop Erkek Saç Tasarımı”

levhası asıyorsa sizin gibi “Kök katilleri” yüzündendir.

İngilizce “Snop” yerine Türkçesi “Züppe” ve “Saç Tasarımı” yerine de “Berber” yazılsaydı

“Züppe Erkek Berberi”

olacaktı.

Diyeceksiniz ki dükkânın önünde uzun kuyruklar oluşurdu; nasıl olsa Ankara’da “snop” çok!

Türkçeyi çürütenleri sergilemek, hem de her gün yüzlerini kızartmak temel görevdir:

* “Çok büyük ambiyans var bu ortamda.” Ünlü Akademisyen, GS TV

* “İsmini anonsladık, Hocam!” Lig TVG, Maraton Sunucusu, Şansal Büyüka

* “Anımsatma yapıyorum” Kanal B

Mustafa Yıldırım

Ankara, 30 Aralık 2011

Önceki ve Sonraki Yazılar