TÜBİTAK'TAN SANIKLARI ÜZEN ŞOK RAPOR
TÜBİTAK'ın 'Digital Adli Analiz' raporunda digital materyallerle ilgili, 'Bir uyumsuzluğa rastlanılmadığı' yönünde görüş bildirildi.
İzmir'de 5'i muvazzaf asker, 10'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davada, TÜBİTAK tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 'Digital Adli Analiz' raporunda sanıklardan ele geçirildiği iddia edilen digital materyallerle ilgili, 'Bir uyumsuzluğa rastlanılmadığı' yönünde görüş bildirildi.
Toplum 69 sayfa ve 17 ek klasörden oluşan ve 9 Haziran günü tamamlanan rapor, bilirkişiler Yalçın Çalak Süheyl Mustafa Keskin ve Burak Akoğuz tarafından hazırlandı. Raporda hem mahkeme tarafından hem de sanık ve avukatları tarafından yöneltilen sorulara tek tek yanıtlar verildi. Raporda, özet olarak, "Tüm bu sorulara ilişkin yapılan adli analiz incelemeleri bütüncül olarak değerlendirildiğinde normal kullanıcı davranışlarıyla açıklanamayacak bir uyumsuzluğa rastlanmamıştır" denildi.
MAHKEMENİN SORULARI
İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin yöneltttiği, 'Suça konu dijital veri ve materyallere teknik anlamda usulüne uygun el konularak imajlarının alınıp alınmadığı', 'İmajların teknik anlamda asılları ile örtüşüp örtüşmediği', 'El koymadan sonra herhangi bir tahrifat ve manipülasyona maruz kalıp kalmadıkları, imaj alındıktan sonra herhangi bir ekleme/çıkarma yapılmış olup olmadığı' sorulara bilirkişi heyeti şu yanıtı verdi:
"İmajların, adli bilişim standartlarınca kabul edilen yazılımlar vasıtasıyla alındığı görülmüştür. 19 delilin bir tanesi hariç diğerlerinde özetleme fonksiyonu değerlerinin tutanaktaki değerler ile aynı olduğu tespit edilmiştir. İmaj alma tutanaklarındaki özetleme fonksiyonu değerleri ile tarafımızdan hesaplanan özetleme fonksiyonu değerlerinin aynı olduğu tespit edilmiştir. İmaj alma tutanakları digital delillere el konulduğunda oluşturulduğundan, bu delillerin şu an aynı özetleme fonksiyonu değerlerine sahip olmaları, bu delillere el konulduktan sonra herhangi bir müdahale edilmediğini göstermektedir."
AVUKATLARIN SORDUKLARI
Bilirkişi heyeti, sanık ve avukatları tarafından sorulan 'Digital materyallerin tamamen sahte olarak üretilip üretilmediği', 'Üst veri yolları nda oynama olup olmadığı', 'Bilgilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı', 'Varsa bu değişikliğin hangi tarihte yapılmış olabileceği', 'Bu anlamda belge üzerindeki tarih bilgisi ile belgenin oluşturma tarihi bilgisi arasındaki farkın neden kaynaklanabileceği', 'Pandora veri tabanı ndaki bir kısım bilgiler ile ajanda, harici bellek vs'deki bilgilerin özetleme fonksiyon (hash) değerleriyle aynı olup olmadığı' sorularına şu karşılığı verdi:
"Delillerde sahtecilik olarak değerlendirilebilecek herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Sahtecilik yapıldığına dair bir bulgu olmadığından bunun tarihinden bahsetmek mümkün değildir. Dosya sistemi üst verilerinden dosyanın zaman bilgilerini içerenleri ile dosya iç üst verilerinde bulunabilen zaman bilgileri farklı olabilmektedir. Birçok dosyanın birden fazla delilde ve Pandora veri tabanında aynı hash değerlerine sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda, aynı hash değerine sahip dosyaların bir veri depolama biriminden diğerine aktarılmış olabileceği değerlendirilmektedir."
Sanık avukatları, TÜBİTAK raporunun gerçeklerle uyuşmadığını belirterek rapora itiraz ederek, yeni rapor alınmasını istedi.
Kaynak: