TÜBİTAK RAPORUNU HAZIRLAYANLARDA İMAN VAR MI?

TÜBİTAK RAPORUNU HAZIRLAYANLARDA İMAN VAR MI?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, ""Bir askeri birlik. Tel örgüleri aşıyorsun. Bayrağı indiriyorsun sonra tel örgülerden geri geliyorsun. Başbakan susuyor, Cumhurbaşkanı susuyor. Gazeteciler bana soruyor ben konuşunca o da bağırmaya başladı. Bayrak inecek bunların hepsi seyredecek. Sen kimsin. O bayrağı oradan sen indirdin, sen" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Yarın 11 Haziran. Önemli bir şeyin yıldönümü. Geçen yıl Başbakanlık koltuğunda oturan zat Dolmabahçe Camii'nde içki içiyorlardı, cuma günü görüntülerini göstereceğim dedi. 52 Cuma geçti hala görüntü ortada yok. Bir yalan söyledi 52 cuma geçti ortada bişey yok. Peki bunu söylerken yalan olduğu ortaya çıkınca yüzü kızardı mı? Hayır. Yüz yok ki yüz olmayınca nesi kızaracak" dedi. 

Kılıçdaroğlu, "Kürt sorunu konusunda CHP ne yapıyor diyorlar. Bu konuda en tutarlı, en sağlıklı çözümleri üreten parti biziz. 1989 raporundan bu güne kadar bu sorunu çözmek için en tutarlı politikaları çözmek için çalışan biziz. 1989'da kıyamet koptu bugün haklı olduğumuz ortaya çıktı. İktidar çözüm için cesaret edemiyor. Ne yaptığını kimse bilmiyor. Kendi kulislerimizde değil. Çözümün yolu büyük toplumsal uzlaşmadır. Salt güvenlik politikalarıyla bu sorunun çözülmeyeceğini 30 yıllık deneyim bize gösterdi. 6 Haziran 2012'de bir metin hazırlayıp AKP'nin kapısını çaldık. Bir uzlaşma komisyonu kuralım parlementoda dedik. Biz bu niyetle yola çıktık o günkü gazetelerde CHP çok büyük bir risk üstlendi. Büyük bir risk aldık bu sorunu çözmek istiyoruz. Ama maalesef bu sorunu gündemden çıkaramadık. 'Her türlü bedeli ödemeye hazırım. Siyasette kan davası olmaz' demişim o gün. Gelin konuşalım demişiz, TBMM'de Uzlaşma Komisyonu kuralım dedik. Akil İnsanlar heyeti kuralım dedik. Ben bunları söyledim. Ama bu gerçekleşmedi. 5 Ocak 2013'te Parti Meclisi toplantısında konuştum. 4 madde belirlemişiz.Samimi olacaksın. Gizli ajandan olmayacak. Millete karşı dürüst olamayacak angajmalar girmeyeceksin. Ana muhalefete bilgi vereceksin. Başbakanlık koltuğunda oturan zat ne dedi? "Sen kimsin ki kredi vereceksin" dedi. Bizim samimiyetimizden hiçbir yurttaşımın şüphe etmesini istemem. Hiç bir ananın ağlamasını istemem" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Adına süreç dediler hiçbir şey olmadı. Neden çünkü samimi ve dürüst değiller. Masanın bir ucunda Abdullah Öcalan oturuyor, öbür tarafında Başbakan Erdoğan oturuyor. İki tarafta birbirine güvenmiyor. Süreç düne kadar iyi gidiyordu. Süreç çok iyiyse bu insanlar niye dağa gidiyor. Analar Diyarbakır'da çocuklarımız dağa gidiyor diye feryat ediyor. Ey BDP'liler gidin dağdan indirin dedi. Demirtaş'ta güzel yanıt verdi: Dağdan indireceksen in koltuktan kimin indirdiğini gör dedi" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, "Bir askeri birlik. Tel örgüleri aşıyorsun. Bayrağı indiriyorsun sonra tel örgülerden geri geliyorsun. Başbakan susuyor, Cumhurbaşkanı susuyor. Gazeteciler bana soruyor ben konuşunca o da bağırmaya başladı. Bayrak inecek bunların hepsi seyredecek. Sen kimsin. O bayrağı oradan sen indirdin, sen. Bu cümleyi ben değil Bülent Arınç söylemiş "Genelkurmay başkanının açıklaması fevkalede dikkatle okunmalıdır. Sabırla beklenmelidir. Eğer sabır olmasaydı bayrağın orada indirimlesine hemen orada karşılık verilirdi." Bunun açıklaması şu: Talimatı verdik asker müdahale etmedi diyor. Bir bayrağın indirilmesine nasıl sessiz kalabiliriz. O bayrağı dalgalandırmak için yüzbinlerce şehit verdik. Sağa sola kıvırmasın. Esendere Sınır Karakolu'nda da bayrak indirildi. Bir televizyon programında söylemiştim. Tutunaklara bağlanmıştı. Açıkladıktan sonra o memurları Ankara'ya getirdiler. Eski tarihli tutanak tutturulup 'bayrak aşırı rüzgardan indirilmiş' dediler. Bayrağa saygısı olan böyle konuşmaz. Bir ülkede darbecilerin yasası yürürlükteyse, o ülkeye barışı getiremezsiniz. Biz çıkış noktasını bulduk: Gelin darbe yasalarını değiştirelim dedik. Kenan Evran ve arkadaşları getirdi. O yasaların arkasına sığınan Erdoğan'ın tek farkı 'apoletleri' yok. İkisi de darbeci" dedi. 

Kılıçdaroğlu, "17 maddelik bir bildiri hazırladık. Terörü bitirmenin yolu tam demokrasi ve özgürlükten geçiyor dedik. Yüzde 100 terör biter mi bilmem ama en azından marjinalleşir. Biri hariç hiçbiri gerçekleşmedi. Yüzde 10 seçim barajı. Barajın olduğu bir ülkede barışı sağlayamazsınız. Kim getirdi darbeci, kim savnuyor sivil darbeci. Yasama organında görev yapan milletvekili liderin iki dudağı arasına bakar. Lider suntasının kaldırılmasını istiyoruz. İnsan düşüncelerinden ötürü hapse atılır mı? Gazeteciler, askerler, öğrenciler, akademisyenler hapse atıldı. Demokrasi bütün Türkiye satında olmak zorunda. Silahsız olma koşuluyla izinsiz gösteri hakkı vardır. Bu ne yapıyor meydanları kapatıyor. Paranoya var: Darbe yapacaklar beni indirecekler. Kardeşim korkma! Seni sandıkta indireceğiz. Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdılar. Allahın hikmeti. 17 Aralık oldu. Ucu kendine dokununca aklına hukuk geliyor. Daha düne kadar darbeci dedi, diktatör bozuntusu seçim olunca bunların tamamını unuttu. Kardeşim Balyoz'a haksızlık yapıldığını sensöylüyorsun. Peki biz teklif verdik. TBB Başkanı ziyaret etti seni evet dedi. Unuttun! Seçim bitti rahatladın, onlar hapiste kalsın" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, "TÜBİTAK'a hayvanat bahçesinden bir müdür atandı. Çocuklarıyla yaptığı konuşmanın gerçek olmadığını söylüyor montajdır diyor." TÜBİTAK'ta bu raporun altına imza atanlarda iman, vicdan, müslümanlık, kul hakkına saygı var mı? Türkiye'nin en saygın kuruluşlarının başına hayvanat bahçesinden müdür getirirseniz bu raporu verir. O raporu mahkemelere delil olarak sunacaksınız. Hayvanat bahçesi müdürünün verdiği rapor ne zaman delil oldu? Hakimi de değiştirirler. Bu milletin vicdanını değiştiremezler. Eğer bunlar sahteyse telaşa kapılmış. HTS kayıtlarının 15 Aralık sonrası bölümlerin silin diyorsun. Niye sildiriyorsun. Orada birşey yoksa neden sildiriyorsun? Ağrı Dağı ne kadar gerçekse bu konuşmalarda o kadar doğru. Sonra da Şehrizar konutlarından 6 villa aldın. Kimin üstüne aldırdı? Damadının kayınbiraderinin avukatı üstüne aldırdı. Biz sanki bunları bilimyoruz. TÜBİTAK'ın başına bir müdür getiriyorsunuz sonra da rapor getiriyorsun. Sonra havuz medyasına servis edildi. Adı havuz medyası olduktan sonra onların hiçbir önemi yok. Onların doğru yazma, olayları yorumlama özellikleri yoktur. Onlar kendilerini Erdoğan'a adamıştır. Bu medyadan biri ne diyordu: Alo Süleyman 2 milyon dolar gönderdi işçilerin parasını ödeyelim diyordu. O Süleyman kim? Paraları ayakkabı kutusunda saklayan HalkBankası'nın müdürüydü" dedi. 

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

Kaynak:Haber Kaynağı