Nalan Türkeli
Tartmak
Bizler, Tanrıcılık oynayanları gördük hep. Tanrıcılık oynayanların tesellilerini dinledik asırlar boyu.
Eylemlerinizi Kalbinizde Tutun.
Vicdan Dinden Üstündür.
Durup dururken gelmedi aklıma, yazı başlığı.
Sosyal medyadan takip ettiğim bir öğretim görevlisi arkadaş, Avustralyalı aktör Russell Crowen’e ait; “Eylemlerinizi kalbinizde tartın. Vicdan Din ’den üstündür.” Sözünü paylaşmıştı.
Konu din olunca, şöyle bir duraklanıveriyor.
Öyle ya, din denilen kavram, yeryüzüne dağılmış çoğunlukları temsil ediyor neticede.
“Ama hangi din” diye sormaktan alıkoyamıyor insan kendini.
Bizler, Tanrıcılık oynayanları gördük hep.
Tanrıcılık oynayanların tesellilerini dinledik asırlar boyu.
Bilerek ya da bilmeyerek, yanlışlarına ortak olduk o tanrıcıkların, yalanlarına da.
Çok zaman ayırt edemedik Tanrı ve tanrıcılık oynayanları.
Geri kalmış dünya ülkelerine, şöyle bir göz atalım. Rant hırsına kapılmış liderler, hiçbir zaman değişimden, gelişimden yana olmamış.
Din, o liderler tarafından, toplumları yozlaştırmak için kullanılmış.
Toplumsal zulümler yapılmış.
Ve hala din adına kanlı eylemlerle, toplumsal dengeler oluşturulmaya çalışılıyor, o ülkelerde.
Ve niçin kandırıldığını öğrenemeden, nice kimlikler yitip gitmiş. Ve hala gitmekte.
Kadına, cinsel obje olmaktan öte bir kimlik kazandırılmamış.
Kadının yüzünün karası, erkeğin elinin kiri olmuş namus.
Kadın denilince, cinsellik gelmiş akla bir.
Söz gümüşse sükût altın sayılmış, erdem farz ettirilmiş suskunluk.
Kendi kabuğundan çıkamamış milyonlar var hala yeryüzünde.
Sezileriyle öğrendiklerini ayırt edemeyenler var.
Tanrı’ya hizmet sanan var, insanın insana köleliğini.
En çok, bu öğretiler yüzünden susturanlar var içindeki sesi.
Kendi ülkeme bakıyorum son günlerde.
Rant hırsına yenilmiş bir liderin, son çırpınışlarını izliyorum ekranlardan.
Son tehditlerini duyuyorum.
Teröre gücü yetmeyen ama sanatçıyı, işçiyi, tüm muhalif olanı, polis kurşunuyla tehdit ediyor artık, hem de vicdansızca.
Efelenmesini, yalanlarını görüp duydukça, hem kızıyor hem de acıyorum.
Devir değişiyor. Bir değişim rüzgârı esiyor ülkemde.
Rüzgâr estikçe savruluyor din tacirleri.
Kapalısı, açığı, yoksulu, fakiri hepsi bir arada,
hâkimiyet, asıl kimin onlar öğretiyor bir din tacirine daha.
Tanrı’ya inanmak demek, bence de sorgulayabilmek varoluşunu.
Hayatı, doğumu, ölümü de.
Nesnel bakmamak olaylara.
Sınırsız düşlerle, sonsuz dünyaları hayal etmek.
Vicdanda bulmak Tanrı’yı asıl.
Evet, bu yüzden ben de bir kez daha söylüyorum.
“Eylemlerinizi kalbinizde tutun. Vicdan dinden üstündür.”