TAHŞİYE OPERASYONU'NUN ARKASINDAN BAKIM KİM ÇIKTI
Tahşiye Operasyonu'nu Gülen Değil MİT BaşlatmışTahşiyeciler davasının Gülen'in Nisan 2009'daki sohbetiyle başlattığı iddia edilmişti. Ortaya çıkan belgeye göre soruşturmanın fitilini 2008'de MİT ateşlemiş.
Tahşiye Operasyonu'nu Gülen Değil MİT Başlatmış
Tahşiyeciler davasının Gülen'in Nisan 2009'daki sohbetiyle başlattığı iddia edilmişti. Ortaya çıkan belgeye göre soruşturmanın fitilini 2008'de MİT ateşlemiş.
Medyaya yönelik 14 Aralık örtme operasyonunun en önemli delili çöktü. Soruşturma dosyasına göre örgüt suçlamasının dayanağı Fethullah Gülen'in 6 Nisan 2009'daki sohbeti. Gülen, derin odakların yönlendirdiği İslamcı görünümlü Tahşiyeci grup ile ilgili uyarılarda bulundu. Bu uyarının hemen ardından Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, yazarlar Hüseyin Gülerce, Ahmet Şahin gibi isimler de bununla ilgili yazılar yazdı. STV ise Tek Türkiye isimli dizi üzerinden bu konuyu işledi. Savcılık yayınlar üzerinden Gülen'in polislere talimat verdiğini ileri sürdü.
OPERASYONU GÜLEN DEĞİL MİT 2008'DE BAŞLATMIŞ
Buna göre Gülen'in bahsettiği konuları örgüt (!) mensubu polisler talimat kabul edip operasyon yaptı. Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da içinde bulunduğu zanlılara da bu yönde sorular soruldu. Ancak 'Tahşiye Grubu' ile ilgili devam eden davanın dosyasında yer alan belgeler, bu iddiaları çürütüyor. Dosyaya göre; Tahşiye yapılanmasını ilk olarak Milli İstihbarat Teşkilatı 2008 yılı öncesinde takip etmeye başlıyor. Emniyet İstihbarat polisi ise 2008'in ilk aylarında MİT'ten aldığı bilgi üzerine çalışmalar yapıyor. Yani çalışmalar Fethullah Gülen'in sohbetinden aylar önce başlıyor.
İŞTE 2008 TARİHLİ BELGE
Emniyet İstihbarat 3 Aralık 2008 tarihinde 12 İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı'na yazı yazarak bilgileri paylaşıyor. Nur Cemaati görünümlü grubun 5 bin kişi civarında mensubu olduğu anlatılıyor. Son olarak MİT, 17 Şubat ve 30 Mart 2009 tarihlerinde Emniyet İstihbarat'a bilgi notları göndererek yazışmalar yapıyor. İstihbarattan raporu alan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi de Mayıs 2009'da dosyayı İstanbul Adliyesi'ne gönderiyor. Böylece Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatılıyor ve şüpheliler teknik takibe alınıyor.
'ERDOĞAN ÖLDÜRÜLMELİ'
Teknik takip sonucunda kendileri dışındaki tüm cemaatleri, tarikatları kafir ve münafık ilan eden Tahşiye Grubunun lideri Mehmet Doğan'ın, AK Parti liderlerinin, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün öldürülmesi talimatı verdiği ortaya çıkıyor. Grubun lideri Mehmet Doğan sohbetinde, kendileri dışındaki cemaat ve tarikat mensuplarını kafir ilan ederek öldürülmeleri için herkesin evinde silah yapması gerektiğini açıklıyor. Ele geçen görüntülü kayıtta, Doğan, El Kaide lideri Bin Ladin'i önder, ordusunu Mehdi'nin ordusu olarak kabul ediyor. Yapılan çalışmalarda örgütün Afganistan, Irak ve Pakistan'a illegal yollardan eleman gönderdiği de tespit ediliyor. Yargı süreci devam ediyor.
GÜLEN 6 NİSAN 2009'DA BAHSETMİŞ
Türkiye'de Hizbülvahşet'ten sonra bunu da icat ettiler. Yarın Tahşiye diye bir şey icat edebilirler, Allah korusun. Kitap okuyan Müslümanlarla, okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışanların içine sokmaya çalışabilirler. Kitapların sahibi zatın posterlerini evlerine asabilirler. Ellerine de Kalaşnikofları verirler. İki yerde eylem yaptırıp, "Demek ki fırsat bulunca silaha sarılabilir" derler. Çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vurmak isteyebilirler.
BOMBAYI POLİS KOYDU İDDİASI
22 Ocak 2010'da Tahşiyeciler Grubuna yönelik operasyonda şüpheli Turgut Yıldırım'a ait Bahçelievler'deki evde ele geçirilen 3 adet el bombasında polisin parmak izi bulunduğu bilgisinin gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Bombaların bulunduğu poşete şahitler huzurunda dokunan polislerin de bunu tutanaklara geçirdiği ortaya çıktı.
ARAMADA ŞAHİTLER VAR
El bombalarının bulunması şahitler huzurunda tutanağa kaydedildi. Takip edilen Yıldırım, evinin önünde yakalandı. Üzerinde bulunan anahtarla kilitli olan eve muhtar ve muhtar azası şahitliğinde girildi. Arama sırasında kanepe arkasında bulunan bir poşet, polis memuru C.A. ve S.Ç. tarafından kenara çekildi. Poşetten el bombalarının çıkması üzerine bomba imha uzmanları çağrıldı. Tüm bu yaşananlar şahitlerin ve sanık Turgut Yıldırım'ın huzurunda gerçekleşti.
POŞETTEKİ İZ TUTANAKTA
Uzman ekiplerin gelmesinin ardından yine şahitler huzurunda yapılan aramada yaşananlar tutanağa geçirildi. Poşeti tutan iki polis memuru da poşette parmak izlerinin kaldığını belirterek bu durumu şahitler huzurunda tutanağa işletti. Yıldırım 6 ay sonra evinde bulunan bombaları polisin koyduğu yönünde şikayetçi oldu. Ancak savcı şahitlerin ifadesine bakarak takipsizlik kararı verdi ve dosya kapandı. Yıldırım 17 Aralık sürecinin ardından polis teşkilatı değişince olaydan 4 yıl sonra 14 Mayıs 2014'te yeniden dönemin TEM polisleri hakkında 'kumpas' iddiasıyla şikayetçi oldu.
Kaynak: