MİLLİ Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Diyarbakır'ın Lice'de 2 kişinin ölmesi ardından çıkan olayları 'Rahatsız edici' olarak nitelendirerek, "Rahatsız edici durumlar var, ancak bunlar için sabırlı olmak lazım" dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, temaslarda bulunmak için geldiği Gaziantep'te, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'i makamında ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde çıkan olaylarda 2 kişinin ölümünü protesto eden bir kişinin 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığı'ndaki telin üzerinden atlayarak Türk bayrağını indirmesinin hatırlatması üzerine, geçmişi örnek göstererek bugün daha iyi yerde olunduğunu söyledi. Bugünkü süreci bazı kesimlerin 'Düşük yoğunluklu savaş' olarak tanımladığına dikkat çeken Bakan Yılmaz şöyle konuştu:

"Bu ülke barış ortamından bu ortama gelmedi. Bu ortamdan şikayet edenlerin bu ortamdan önceki her eve ateş düşen hali düşünsün. Ülkede birçokları bu ortamı 'Düşük yoğunluklu savaş' olarak nitelendiriyor. Doğru mu? E.. dolayısıyla da aziz milletim bugünkü duruma bakacak bir de geçmişteki duruma bakacak. Geçmişte düşük yoğunluklu savaş var, şimdi milleti rahatsız edici görüntü var. Hangisi milleti daha çok rahatsız eder? Hangisi millete daha çok acı verir? Hangisi milletin yüreğini daha çok yakar? Dolayısıyla ona dikkat etmek lazım ki eskisi daha acı verir. En çok şehit cenazesine katılan bir kardeşiniz olarak, bir Milli Savunma Bakanı olarak, her gittiğim yerde; 'Bu ateş benim evime düştü başkasının evine düşmesin, bu acı son olsun' sözünü duydum. Bunun dışında milletin başka bir arzusu olabilir mi?"

"MİLLET İRADESİNİN ÖNÜNDE DURABİLMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Son 30 yılda terör örgütüyle mücadele edildiğini belirten Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, geçmişte insanların temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayan yönetim şekillerinden gelindiğini ifade ederek şöyle devam etti:

"Biz artık diyoruz ki; evlere acılar düşmesin. Milletimiz biraz sabırlı olsun. Bizde bu görüntüden rahatsız oluyoruz. 1984'den bu yana 30 yıl, oldu. 30 yıldır biz bu bölgeyi sıkı yönetimle yönettik. Yani daha zor hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir dönemde yönettik. Sıkı yönetimden sonra olağanüstü hale geçtik. O da temel hak ve özgürlüklerin kısmen askıya alındığı dönemdi. Olağanüstü hal bölge valisinin talepleriyle köylerin boşaltıldığı, köylerin birleştirildiği, köylerin taşındığı oldu. Söyler misiniz hangisi temel hak ve özgürlüklere, demokrasiye daha uygun? Biz o dönemlerden bu dönemlere geldik. Bu dönemden memnun değiliz, muhakkak ki rahatsız olacak taraflar vardır. Ancak o düşük yoğunluklu savaş diye, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, çocuğu askerden olan annelerin her an, "acaba bir kara haber, benimde evime benimde kapıma gelir mi ?" diye, beklediği durumdan bu duruma geldik. Milletim sabırlı olsun, inşallah çok daha iyi duruma gideceğiz. Bu sadece bu milletin talebidir. Eğer bu milletin talebine uymayan kim olursa olsun, ister Güneydoğu'da siyaset yapanlar, ister Türkiye'nin geri kalınında siyaset yapanlar, millet bunları tasfiye eder. Milletin iradesinin önünde durabilmek mümkün değildir. Çözüm süreci milletin iradesidir, milletin talebidir. Bugün muhalefet partileri çözüm sürecine karşı olmadığını söylüyor ve ardından bir 'ama' ekliyor, fakat bütün millet çözüm sürecini destekliyor."

İçinde bulunan durumdan kurtulmak için biraz daha sabredilmesi gerektiğini vurgulayan İsmet Yılmaz, "Bu can sıkıcı olayları da aşacağız, ama biraz sabır gerekiyor. Hiç kimsenin geçmişin bu temel hak ve özgürlüklerinin askıya alındığı ve kimin ne yaptığının bilinmediği, adeta bir karanlık dönemi hiç kimse beklemesin. Bunun hiç kimseye faydası yoktur. Doğru olan nedir? Rahatsız edici durumlar var ancak bunlar için sabırlı olmak lazım" dedi.

Bakan Yılmaz, Gaziantep'in Suriye sınırındaki Karkamış İlçesi'nde sınır hattındaki antik kent kazılarının bulunduğu bölgede inceleme yaptı. Bakan Yılmaz, Gaziantep temaslarının ardından Kilis'e gitti.