REZA ZARRAB'IN SAVCISINDAN RÜŞVET UYARISI

REZA ZARRAB'IN SAVCISINDAN RÜŞVET UYARISI

Bharara, kefalet başvurusuna itiraz ederken, Sarraf’ın Türkiye’de siyasilerle işini rüşvetle gördüğünü, Türkiye k

Bharara’nın reddiyesi ve ekleri şöyle: Exhibit

A: Ön iddianame.

B: Sarraf’ın Bekir Hazar ve Ergün Diler ile birlikte çıktığı programın 25 sayfalık dökümü.

C: Sarraf’ın yaptığı 3 sayfalık e-posta yazışmaları.

D: Royal Denizcilik’in İran bağlantılarını gösteren döküm.

E: Boş bırakılmış.

F: Sarraf’ın külçe altınları, deste deste paraları, özel jeti, denizaltısı gibi lüks yaşamına kanıt olarak gösterilebilecek fotoğraflar.

G: 17 Aralık fezlekesinin 55 sayfalık bir tercümesi.

H: Sarraf’ın, Emine Erdoğan’ın kurucusu olduğu bilinen Togem-Der’e yaptığı bağışları anlatan bir haber küpürü.

I: Togemder’in, Emine Erdoğan’ın yengesini başkan ve Bağış’ın eşini ‘asil üye’ olarak gösterdiği yönetim kurulu sayfası.

TÜRKİYE'DE RÜŞVETLE İŞİNİ GÖRÜR

ABD’de tutuklu bulunan Rıza Sarraf’ın New York’ta görülen davasında Başsavcı Preet Bharara’nın iddiaları damga vurdu. Hürriyet'in haberine göre Sarraf’ın avukatı Benjamin Brafman’ın mahkemeye sunduğu kefalet başvurusuna itiraz eden başsavcı Bharara, “Sarraf Türkiye’ye kaçarsa geri iadesi mümkün değil, rüşvetle işini görür” dedi. Başsavcı Bharara, Sarraf’ın kefalet başvurusuna neden itiraz ettiklerini davaya bakan yargıç Richard Berman’a sunduğu 29 sayfadan oluşan müzekkeresinde kanıtlarla açıkladı.

Sarraf’ın 19 Mart 2016’da Miami’ye ailesi ve çalışanları ile birlikte giriş yaparken gümrüğe verdiği bilgide yanında 103 bin dolar nakit para getirdiğini beyan ettiği belirtildi.

FBI’ın kendisini tutuklamasından sonra Sarraf’ın üzerinin arandığını ve bir iPhone ile bir çok şeyin bulunduğu kaydediliyor. Sarraf’ın sorgulamasında sadece Türk pasaportu bulunduğunu, son 10 yılda Londra, Avrupa, Çin, Singapur ve Tayland’a seyahat ettiğini, Rusya, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Mısır ve Lübnan’a yaptığı seyahatleri beyan etmeyerek yalan söylediği, kendisine ait İran ve Makedonya pasaportları ile nerelere seyahat ettiğininin bilinmediği belirtildi.
 

A HABER'E YAPTIĞI AÇIKLAMA İDDİANAMEDE


Sarraf’ın ön sorgulaması sırasında, altın ticareti, mobilya işi ve dükkan kira geliri olarak yılda 720 bin dolar kazandığını beyan ettiği, ancak bu rakamın kendisine ait büyük holdingleri, özel uçağı, 17 otomobili ve yatları olduğundan eksik ve yanlış olduğu kaydedildi.

Buna örnek olarakSarraf’ın 19 Nisan 2014 tarihinde konuk olduğu A-Haber’de yayınlanan ‘Yaz Boz’ isimli programda yaptığı açıklamaları delil olarak gösterildi.

Sarraf’ın röportajını kelimesi kelimesine baştan sonra mahkemeye delil olarak sunan Başsavcılık, Amerikan ambargosu empoze edilmeden önce bir dönem, günde bir ton altın ihracat ettiğini söylediği ve ayrıca programın Youtube’daki video linkini delil olarak gösterdi.

'TÜRKİYE'DE RÜŞVETLE İŞİNİ GÖRÜYOR'

Raporda ayrıca Sarraf’ın kefalet koşullarının suçlamaların özellikleri ve delillerin ağırlığı nedeniyle ciddi bir kaçma riski oluşturduğuna dikkat çekildi.

Ayrıca son 10 yılda seyahat ettiği ülkelerin ismi sorulduğunda Sarraf’ın yalan söylediği, geçmişte giriş yaptığı ülkeler arasında ABD ile “Suçlu İade Anlaşması” bulunmayan ülkelerin de bulunmasına da yer verildi.

Türkiye’nin ABD ile Suçlu İade Anlaşması bulunduğunu hatırlatan Bharara, buna rağmen Türkiye’nin vatandaşlarını iade etmediğini, ayrıca Türk savcının hazırladığı rapora dikkat çekerek, Sarraf’ın ABD’ye iade edilme ihtimalini görmediğini belirtti. Başsavcı, 17 Aralık soruşturma raporunu kaynak göstererek, “Türkiye, vatandaşının iadesine izin verse bile, raporda görüldüğü üzere, davalı yüksek mevkideki Türk yetkililere rüşvet vererek işini görüyor. Türk cezaevinden bile kurtuldu” dedi.

17 ARALIK İLE FBI KANITLARI TUTUYOR

Başsavcı Preet Bharara’nın mahkemeye sunduğu belgeler üzerinde değerlendirme yapan ABD’deki Türk Ceza Avukatı Rıza Dağlı, Sarraf’ın kefalet başvurusunu başsavcının neden reddettiğini şöyle açıkladı: “Başsavcı, öncelikle 17 Aralık iddianamesinin doğru ve hatasız olduğuna inandığını kaydediyor.

En önemlisi, Türk savcının hazırladığı 17 Aralık iddianamesi ile ilgili rapor ile FBI’ın ele geçirdiği elektronik posta kayıtları ve diğer kanıtlarla tutarlı olduğunu iddia ediyor.

” New York’un dışında New Jersey Federal Mahkemeleri’ne 9 yıl süreyle Başsavcı yardımcılığı görevinde bulunduktan sonra Brach/Eichler Hukuk Firması’nda ceza avukatı olarak çalışmaya başlayan Rıza Dağlı, Hürriyet’e yaptığı açıklamada ayrıca şunlara dikkat çekti: “Başsavcının kefalete razı olmaması için çok etken var.

Birincisi çok zengin olduğu için kaçmasının kolay olacağını düşünüyor. Sarraf’ın Miami’deki ilk sorgulamasındaki ifadelerinin doğru olmadığını ve FBI’a yalan söylediğini tespit etmiş. Mal varlığını gerçeğinden çok daha daha az göstermiş, bazı ülkelere giriş yaptığını saklamış. Başsavcı, Sarraf’ın ABD ile iade anlaşması olmayan ülkelere kaçabileceğine dair inandırıcı kanıtlar sunmuş. Bizim için sürpriz olan bir şey yok.

17 Aralık iddianamesi bilenen bir şeydi. Mahkemeye sunulan kanıtlar içinde FBI’ın sorgulması yeni, ancak çok çarpıcı bir unsur yok.” Dağlı, Sarraf hakkında Türkiye’deki siyasi yolsuzluk iddialarının da davaya kanıt olarak ilişitirilmesi ileSarraf’ın Türkiye’deki siyasi figürlerle rüşvete dayalı bağlarını mahkemenin yargıcına gösterilerek, ABD’den kaçması durumunda geri iade edilmesini yine rüşvet yoluyla engelleyebileceğine dikkat çekilmiş.

Kaynak:Haber Kaynağı