REFERANDUMA GİDERKEN YAKLAŞAN TEHLİKE

Türkiye’yi bölmek ya da tamamen kontrol etmek isteyen çevrelerin yıllardır ülkemiz üzerine kurguladıkları senaryolar olduğu itiraz edilemeyecek bir gerçek.
Bu senaryoların birincisinde, Türkiye’nin bölünmesi üzerine kurgulanmış ve cumhuriyetimizin kurulduğu günlerden beri Güneydoğu Anadolu bölgemizde iç karışıklıklar çıkartılıp en son PKK Terör örgütü piyasaya sürüldü.
İkinci senaryoda Cumhuriyete karşı devrim olarak Ilımlı İslam modeli ortaya atılıp, FETÖ gibi din kisvesi altında sinsice devletin ele geçirilmesi ve kontrol edilmesi amaçlandı.
İlk iki senaryonun başarısız olma durumunda da ortaya Terör Örgütlerini destekleyen bir Radikal söylemlere sahip, radikal unsurlarla bağlantılı bir lider, diktatör yaratılarak Türkiye üzerine çökme planları var.

Adım adım gidelim...

İşe ABD Başkanı Trump’ın AKP hükümetinin desteklediği ÖSO'yu Suriye’de Esad’a karşı savaşan El-Nusra ya da İŞİD gibi terör örgütlerinden farklı görmediğini açıklamasıyla başlayalım.
Buna Trump yönetimi iş başı yapmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yönetiminin de sıkı bağlantıları olduğu Müslüman Kardeşler örgütünü terör örgütü listesine eklemek için düğmeye bastığını da ekleyelim.
Trump’ın kadrosuna bakalım. 
Ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn 15 Temmuz gecesi yaptığı konuşmadan Türkiye’de meydana gelen FETÖ darbe girişimini alkışlatan kişi.
Trump'ın yeni CIA başkanı Mike Pompeo’nun  Erdoğan’ı radikal İslamcı bir diktatör olarak gördüğünü de unutmayalım.
Trump’ın seçim kampanyası sırasında Obama yönetiminin ve Başkan adayı Clinton’un İŞİD terör örgütünün kurulmasından etkin rol oynadığını hatta iktidar kanadı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bunu çoğu kez dile getirdiğini biliyoruz.

Atladığımız şeye gelince

2014 yılı Ekim ayında eski ABD başkan yardımcısı Joe Biden’ın ve aynı tarihlerde eski ABD NATO komutanı Wesley Clark’ın açıklamaları.Joe Biden yaptığı konuşmada Suudi Arabistan,Birleşik Arap Emirlikleri'yle birlikte Erdoğan yönetiminin Esad gitsin diye Suriye’deki radikal unsurları silahlandırdığını söylüyor Wesley Clark da aynı sözleri tekrarlıyordu.

2015 yılı Aralık ayında iktidara yakınlığıyla biline Cem Küçük, MİT tırlarının durdurulmasının ardından Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü John Brennan'ın Ankara'yı aradığını ifade ederek ‘Siz niye yakalandınız, kime yakalandınız? ' demişti.

Suriye’de ESAD'a karşı savaşan yabancı unsurların ve bu unsurların kullandığı silahların bir bölümünün Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiği herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Evet, Obama yönetiminin İŞİD in kurulmasında katkısı olmuştur. Obama yönetimi bu oluşum sırasında kimi aracı olarak kullanmıştır?. Yakalanan tıırlarla ilgili Ankara’yı arayıp hesap soran CIA, bu tırlardaki malzemelerin kaydını emin olun almıştır.

Şimdi gelelim olayın özüne…

Trump yönetiminin Suriye’nin kuzeyinde ki Kürt grupları desteklediğini, hatta Tump yönetimi içerisindeki şahısların kurulmak istenen Kürt Devletine sıcak baktığını da biliyoruz. Ben şahsen Devlet olarak Trump yönetimiyle yaşayacağımız en büyük sorunun bu olduğunu düşünüyorum.

Şimdi Trump yönetimi, Radikal unsurlara yapılan bu yardımların kayıtlarını önümüze koyup bize Kürt bölgesine sesini çıkarmayın derse ne olacak?
Bir tarafta PKK yı , FETÖ yü yaratan ve destekleyip sana darbe yapmaya çalışan ABD, diğer yanda uçağını vurduğun ve çıkıp bir daha olsa gene vururum dediğin, Büyükelçisi senin topraklarında senin üniformalı Polisin tarafından katledilen ve sana güvenmeyen Rusya. Saddam’a Kuveyt’ten çık dedikleri gibi sana da Suriye’den çık derlerse ne yapacaksın?
Süleyman Şah saygı karakolunu terk ederek elinde ki en büyük kozu, meşru hakkı da kaybetmişsin.Sahi Karakolu neden eski yerine taşımıyorsun?

Daha da ileri gidip yıllarca destek verdikleri Saddam’a yaptıkları gibi seni de terör örgütlerine destek veren biri olarak
ilan edip önce Türkiye’ye yaptırım uygulamaya kalkıp daha sonra da Irak’ta yaptıkları gibi Türkiye’yi işgale kalkışırlarsa, kim dur diyecek? Bunun önüne nasıl geçeceğiz diye düşünürken aklıma birden El-Bab geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı, amacın Kürt koridorunun engellenmesi olduğunu söylüyor.
Öyleyse YPG teröristlerinin cirit attığı Menbiç ya da Afrin yerine ikmal yollarını da uzatarak Mehmetçiği içi mayınlar ve kendini patlatmaya hazır sapıklarla dolu El-Bab bataklığına neden sürdük?

Yoksa amaç Erdoğan ve İktidarı radikal örgütlere yardım etti suçlamaların önüne geçmek mi diye de düşünmeden edemiyorum. Düşündükçe de korkuyorum… 
Aynen Güneydoğu ve açılım denen ihanet sürecinde olduğu gibi Suriye’de de kendi yarattığı bataklığı kurutmak için Mehmetçiği cepheye sürüp bu bataklığı Mehmetçiğin kanıyla kurutmaya kalkanlar yarın bu referandumda ellerine geçirecekleri mutlak güçle başka neleri feda eder?

TV ekranlarında Burhan Kuzu’nun İktidarı kaybetmemek için FETÖ'yle iş birliği yaptık’ dediğini başka bir AKP li Milletvekilinin ‘Kürdistan’ın stabilizesini bozmak isteyen TSK'yı etkisiz kılmak için ABD ve FETÖ'yle işbirliği yaptık’ dediğini hepimiz izledik ve duyduk. Dün iktidarı kaybetmemek için FETÖ yle işbirliği yapanlar, muhtemel dış baskılara ve şantaja boyun eğip mutlak gücünü kaybetmemek için Kürdistan’a evet derler mi?
O yüzden ‘Her şerde HAYIR vardır’ diyor. Türk Halkının vereceği kararında HAYIR lara vesile olmasını bekliyorum.

@Halitisci 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar