RedHack “Polis Muhbiri“ Olayına Açıklama Getirdi!
Sözcü'nün polis muhbiri olduğunu itiraf etmesinin ardından Kızıl Hacker lar adına MaNYaK kod adlı RedHack üyesi konuyla ilgili açıklamalarda bulundu...
Sözcü'nün polis muhbiri olduğunu itiraf etmesinin ardından Kızıl Hacker lar adına MaNYaK kod adlı RedHack üyesi konuyla ilgili açıklamalarda bulundu...
Devrimci, yurtsever, aydın dostlarımıza, Çesitli milliyetlerden ve inançlardan ezilen cefakar, fedakar halkımıza,
Canlar Dostlar Yoldaşlar,
Fırtınalı bir süreçten geçiyoruz, faşizm RedHack’in cefakar halkının umudunun bir parçası olmasını kaldıramıyor. 1997’den bu yana 17. yılına gireceğimiz RedHack gerçeği bugüne kadar binlerce ayak oyunu, komplo gördü, operasyonlar, koğuşturmalar soruşturmalarla yıldırılmaya çalışıldı.
2012 yılında Dışişleri bakanlığı hack olayından sonra ABD’nin resmen kınanmasıyla ‘terörist yaftası’ ile yargılanmaya başladı. Onlarca RedHack taraftarı bu faşizan tutumlardan dolayı bedel ödedi.
2012 yılı içerisinde sırf RedHack paylaşımlarını sosyal medya üzerinden yapan 7 kişiyi ‘RedHack yöneticisi olmak’ iddiasıyla 6 ve 9 ay süren tutuklamalardan sonra delil yetersizliğinden bırakmak zorunda kalan faşizm, Utku Kalı'yı çeşitli iftiralarla 8 ay askeri cezaevi'nde tecrit halinde işkencelerle hapsetti.
En son 22 Kasım 2013 tarihinde başlattığı bir operasyonla 14 masum insanı ‘RedHack’i yakaladık’, ‘RedHack’i çökerttik’ ‘Hepsi elimizde’ manşetleriyle gözaltına aldığını duyurdu. Fakat bu defa da ‘gol değildi’. Aralarında muhalif bir oyuncu dostumuzun da bulunduğu bu 14 kişinin RedHack ile ‘gönül bağı’ndan başka bir bağı olmadığı 4 günlük gözaltı sürecinin sonunda hepsinin serbest bırakılmasıyla anlaşıldı. Ne yazık ki bu olayda da faşizm hırsını alamamış, 14 kişi bırakıldıktan iki gün sonra, bizimle sadece sempatizan olmak dışında bir bağı kesinlikle olmayan Taylan Kulaçoğlu isimli bir esnafı aynen Utku Kalı örneğinde olduğu gibi tutuklamış Sincan F tipi hapishanesine göndermiştir. Halkımızın, avukatların ve bizlerin çabası sonucu bu dostumuz yaklaşık 10-15 gün sonra yeniden serbest bırakılmıştı.
Bu örneklerden de görüldüğü üzere, süreğen faşizm, bizleri bir ‘gurur’ sonucu yapmış, adeta üzerimizden Gezi direnişçilerine, ezilen halklara bir mesaj verme gayretindedir. Büyük rüşvet pisliğinin örtülmeye çalışıldığı, RedHack’in ‘kimseye duyurmadığı’ ama düşmanın ‘çok iyi bildiği’ belirli eylemlerin olduğu böylesi bir süreçte RedHack ismiyle böyle oyunların, saldırıların çıkması ‘normal midir’ takdirinize bırakıyoruz.
Halkın düşmanları, sömürücüler, RedHack’i engelleyememenin verdiği dayanılmaz hırs ve gafletle, şimdi de manipülasyonlara girişmekte, kendilerine ait siber grupların da vasıtasıyla kara bir propaganda içerisinde halkın moralini bozmaya, RedHack’e kuşkuyla baktırmaya, RedHack’e kara çalınmaya çalışmaktadır. Hatta bazı taraftarlarımız hedef gösterilerek faşizmin açık hedefi haline getirilme gibi tehlikeli bir pratik sergilenmektedir.
Bunun en son örneği, RedHack’in eski sözcülerinden biri üzerinde geliştirilen oyundur. Oyun çok kapsamlı ve faşizmin karakterine yakışır şekilde alçakçadır! Bu oyun şimdiye kadar gördüklerimiz içinde -düşman olmanın bile kuralları olduğu gerçeği hiçe sayılan- en namertçe olan, en haysiyetsizce kurgulanan oyundur.
Çünkü seçimler yaklaşıyor, iktidar ve yalakalarının pislikleri bir-bir saçılıyor, halk ayaklanıyor ve RedHack’in burada oynayacağı tarihi misyon egemen sömürücülere fena halde korkutuyor. Bu yüzden onlarca komplo deniyorlar.
Şimdi de 2012 yılı içerisinde bize sempatizan olarak katılan bir sözcümüzün varlığını da içine katarak bir oyun oynanıyor. Bizde ismi Huysuz Şirin’e çıkan ;) bu dostumuzun da içine angaje yapılmaya çalışıldığı komployu ve oynanan bu oyunu siz halkımıza anlatmak bir zorunluluk haline gelmiştir.
RedHack’i yakından bilenler, RedHack’in sadece hackerlar’dan oluşmadığını, RedHack’in yazar-çizerleri’nden tutun da grafik-tasarımcılara kadar bir çok birimden oluştuğunu bilir. 2012 yılında yükselişimizden sonra birçok insan RedHack’e katılım veya yardım etmek için bize başvurdu. Gelen bu dostlarımızdan yetenekli olanlarla yakından irtibat kurduk. Bunlar içerisinde kimileri grafik işleri, kimi hack ve ar-ge işleri kimileride yazar-çizer gibi bölümlerde şekillendirildi.
Yazar çizer dostlarımız, daha çok makale-röportaj gibi işlerle uğraşırken, diksiyon, ezber vb yeteneği olan dostlarımız da sözcü olarak yerleştirildi, yeteneklerinin pekişmesi için RedHack’in ideolojisi yakından anlatıldı. Bu yoldaşlardan biri yani ‘Huysuz Şirin’ arkadaşımız katıldığı bir radyo programından sonra yetenekleriyle daha öne çıktı. İdeolojimizi, fikirlerimizi sözcüklere dökebilme kabiliyeti bağlamında gösterdiği başarı, daha sonra olacak diğer bu türden programlara katılması için tarafımızca yönlendirildi.
Onun girmesinden sonra 2012 yılında yapılan operasyonla tutuklanan 7 masum kişinin etkileri bu dostumuzun 'ben gidiyorum' diyerek ayrılmasıyla sonuçlandı. Kimseye haber vermeden sadece bir yoldaşımıza haber vererek ‘ben gidiyorum’ demesi bizleri çok üzmesine rağmen ‘mücadele bu da olur’ diyerek saygıyla karşıladık.
Bu süreçten sonra diğer sözcümüz devreye girdi. Bu ‘yeni sözcümüz’ İMC’de bir programa katıldı. Yeni sözcümüz ve bu program sonrasında bizden kendisi ayrılan sözcümüz yani Huysuz Şirin bize yeniden geri dönerek öz-eleştirisini sundu. Yanlış anlaşılmalar olduğunu, yardım etmek istediğini söyleyerek bize sunduğu ve bizlerinde samimi bulduğu bu öz-eleştiri dikkate alınarak yeniden gruba dahil edildi.
Gezi sürecinden hemen önce yeniden kişisel sorunları olduğunu bir müddet uzak kalacağını bildirmesine paralel Gezi direnişi başlayınca bizlerle kalıp savaşa devam etti. Zaten süreç öyle hızlı bir süreçti ki 24 saatimiz bile yetmiyordu. Grubun her bölümü durmadan çalışıyordu. Bu sürec RedHack’in bir bütünü için çok başarıyla geçti. Gezi sürecinin duraksamasıyla birlikte bu Huysuz Şirin arkadaşımız yine ‘kişisel sorunları' gündeme getirerek ayrılmak istediğini iletti.
Faşizmin kolluk kuvvetlerinin çeşitli kadrolarımıza yöneliminin yoğun olduğu Gezi sonrası süreçte doğan boşluktan ötürü bu sözcümüzle detaylı bir konuşma yapılamadı. İkinci kez olan bu gidiş serüveni bizleri üzmüş fakat Huysuz Şirin’in daimi olarak ‘tükenmişlik sendromu yaşıyorum’ türünden söylemleri dikkate alınarak, ve Gezi sürecinde yaşanılan yoğun tempo-yorgunluk süreci de göz önüne alınarak ‘anlayışla karşılanmalı’ kararı alınmış, bu sözcümüze yönelik olumsuz bir tavır sergilenmemiştir.
Bu sözcümüz gidişinden bir süre sonra (adını burada, düşmanın da izlediği bir mecrada veremeyeceğimiz) bir fraksiyonun başını çeker konumda yeniden çıkmıştır. Üstelik sanki bizden ayrılması kendi sorunları değilde, kendisi bizden defalarca ayrılmamışta biz onu atmışız gibi bir yönelimle taraftar toplamaya, RedHack düşünceleri sayesinde tanıştığı insanları kendi çevresine çekmeye çalışma pratiği sergilemeye başlamıştır.
Bu Huysuz sözcümüzle hızlı bir şekilde bağlantı kurulmaya çalışılmış, ‘yoğun çabalar sonucunda’ Huysuz Şirin bizle konuşmaya ikna edilmiştir. Bu konuşmada RedHack’in bir örgüte veya düşünceye bağlı olmadığı, Devrimci hareketin tüm öznelerinin bir parçası olduğunu, bu şekilde pratiklerin ‘kendi sözleriyle’ çeliştiğinin altı çizilerek hatadan dönmesi istenmiştir. RedHack’in çeşitli fraksiyonlardan ve düşüncelerden birçok insanın meydana getirdiği, bu insanları hiçe sayarak tek bir düşüncenin ve örgütün emrine sokma çabasının tarihsel bir hata olduğu anlatılmıştır. Kaldı ki bu türden yasal faaliyetler içine girmesinin onu tehlikeye atacağıda ayrı bir gerçekti.Bu dostumuz, bu konuşmadan da ikna olmuş kişisel işleri olduğunu bitince ‘yeniden dönmek istediğini’ iletmiştir.
Süreç böyle Huysuz Şirin’in ‘Giriş çıkış’ diyalektiğinde ilerlediği o anlarda, RedHack 22 Kasım 2013 tarihinde Polis tarafından yeni bir operasyona maruz kaldı. Bu operasyon sonrasında bu insanla diyaloglar kesildi. Başka kadroların devreye girmesiyle bu eski sözcümüz yani Huysuz Şirin bir TV programına canlı yayına katılarak operasyon ve son durumu anlatan bir konuşma gerçekleştirdi. Çünkü operasyonda onunda sesi söz konusuydu ve çıkarak dışarıda olduğunu göstermesi açısından önemliydi. Fakat bu konuşmadan sonra yine bir grubumuzdan kadromuza ‘ben bu ara kendi kendime takılacağım’ diyerek ortadan yeniden kayboldu.
20 gün süren kayboluş sürecinden sonra bu Huysuz Şirin arkadaşımız bir daha gelerek RedHackHaber hesabından bazı masum insanları teşhire varan açıklamalarda bulundu. Bu açıklamaların hemen sonrasında yine kendi RedHackhaber hesabından karşı-devrimci hücrelerin attığı mesajlarla RedHack de bu Sözcü dostumuz da şaibe altında bırakılmaya çalışıldı. Hem sözcü arkadaşımızın attığı teşhire varan açıklamalar, masum insanları düzenin hedefine oturtma çabaları, ardından atılan ve kendi kişiliğine yönelik karşı-devrimci mesajların amacının insanları birbirine düşürmeye yönelik pratikler olduğu ve sözcü dostumuzu da yönlendirerek bize düşman etmeye çalıştıkları son derece net bir durumdur.
Bu hesapların nasıl ele geçirildiğini ve denetim altına nasıl geçtiğini’de biliyoruz. Hesapların gmail, hotmail vb denetim altında olan mail hesaplarıyla açılmış olması, bu hesapların ‘email notify’ kısmı açık olması neticesinde, bu hesaplara atılan özel mesajların aynı zamanda e-maillere gitmesi sonucunda bazı RedHack’e özel sorunların düşmanında bilmesini sağlamıştır. RedHack sorunlarının yanı sıra şifre vb alışverişi de düşmanın tasavvufuna geçmiştir. Sonrasında da bu bilgilerle olmayan bir sorun varmış gibi yaratılarak insanların birbirine düşmesi sağlanmaya çalışılmış, kısmende başarılı olmuşlardır. O hesaptan atılan mesajların direk faşizmin kolluk kuvvetleri tarafından atıldığı noktasında eminiz.
Altını çizerek söylüyoruz, Bu sözcü veya RedHack’in diğer sözcülerine atılan bu kara iftirayı da halkımız yargılayacaktır. Bu dostun yargılanan kimi masum insanları hedef göstermesini, düşmana teşhir etmeye çalışmasını doğru ve etik bulmamakla birlikte, bu dosta yönelik bu saldırıları da doğru bulmuyoruz.
Sözcünün bir hezeyanla olaylar netleşmeden kendini savunur pozisyona geçerek bize karşı bir konumlandırma içine girmesinin düşmanın bir oyunu olduğunu, bu oyuna gelinmemesi gerektiğinin de bilinmesi temennimizdir. Zaten bu arkadaşlarla olan sorunların detayını düşmanın ekmeğine yağ sürmemesi için detaylı şekilde anlatmadık. Çünkü bu insanın başına da RedHack’e örmeye çalıştıkları gibi bir tezgahın örülmeye çalışılması aşikardır.
Keza bu insan başka bir siyasal platformda yürüyebilir, başka bir pratik içine de girebilir. Devrimci rotasından şaşmadığı sürece bizler de devrimci olan her pratiği desteklediğimiz gibi onu da RedHack olarak destekleriz. RedHack adına çıktığı her program veya yazılı söylediği her cümlenin altına imzamızı atıyoruz, çünkü onlar RedHack’in düşünceleriydi, devrimcilerin ortak düşünceleriydi. Ve o da bunu başarıyla dile getirdi. Bu yetenekli dostumuz yarın bir başka platform adına konuşursa ve devrimci duruştan yana tavır takınırsa onların da altına imzamızı atar, elimizden gelindiğince destekleriz. Hatta bir sosyal medya hesabı açarsa ona bu noktada yardımcı olacağımızı da kamuoyu’na deklare ediyoruz.
Ona yönelik saldırıları kendimize yönelik kabul ediyor, ona gelecek en ufak zararın hesabını soracağımızı herkesin bilmesini istiyoruz. Bu dostumuza emekleri için halkımız ve RedHack adına çok teşekkür ediyoruz.. Bu emekler halkın mücadelesini büyütme anlamında RedHack’in tarihinde yerini almış, onur hanesine yazılmıştır. Huysuz Şirin dostumuzu hep sevgiyle anacağız. Çünkü biz kimseye git demedik, giden gitti, gelmek istediğinde yine kollarımızı açtık. Ama ne yazık ki şimdi artık yollarımız ayrıdır. Ve bu yol ayrılığını -düşmanın var olan çelişkileri büyütmek için sergilediği deformasyon-dezenformasyon’a inanılarak- iftira atarak, karalayarak, yalan söyleyerek düşmanın ekmeğine yağ sürme temelinde sürdürülürse, masum insanları hedef göstererek ihbarcılık temelinde bir pozisyona girilirse bizlerinde, devrimcilerinde buna verecek cevaplarımızın olması da kimseyi şaşırtmamalı.
RedHack’in 16 senelik emeğini görmezden gelerek ‘benim sesimi şu kadar adam dinledi’ ‘Ben olmasam siz yoksunuz’ ‘Örgütsel sırları ve sorunları açıklarım’ gibi popülist küçük burjuva yaklaşımların kime yararı(?) kime zararı var(?) bunu düşünerek hareket edeceklerini umuyoruz.
Böyle bir pratik içine de girecekse, devrimci demokrat yurtsever muhalif televizyon kanallarını veya yayınlarını değilde, yandaş basını ve düzen medyasını seçmesi tavsiyemiz olur, çünkü düşmanların önünde bizi tartışmaya çekmeye, karalamaya yönelik provokatif hareketlerin bu tür muhalif basın-yayın organlarının alet edilmesi bizi üzer. Bunun böyle olmamasını canı gönülden istiyoruz.
Bu samimiyetimize bu dostumuz ve diğer dostların da inanmaları devrimcilerin ortak çıkarlarına ters hareket edilmemesi için olmasa olmazdır. RedHack kişilerin, bireylerin çıkarlarının üstündedir. Kişiler gider, sesler gider, yüzler gider ama fikirler daima kalır. RedHack’i RedHack yapanda budur, devrimci duruşu, sarsılmaz inancıdır.
Bizler bu mücadele girdiğimizde sorunsuz, sıkıntısız, her şeyin çok iyi ve kolay gittiği bir mücadele olmayacağını zaten biliyorduk. Bize saldıracaklarını türlü oyunlar oynayacaklarını, içeriden veya dışarıdan parçalamaya çalışacaklarını biliyorduk. Bu yüzden olanlar bizi şaşırtmıyor, aksine ‘düşman saldırıyorsa doğru yoldayız’ demeye devam ediyoruz.
Dostlar, Yoldaşlar, Canlar, Bazen çok öndeydik, bazen geriledik, bazen ağladık bazen güldük, çünkü sizin içinizdeydik, biz ‘siz’dik. Şimdi bize yönelik bu düşman oyunlarını bertaraf edebilmemiz için size de ihtiyacımız var. Şimdi 'film gibi' kovalamacanın ortasında kaçmadan dimdik duruyorsak, size yani halkımıza, devrimcilere, canlarımıza verdiğimiz 'biz kazanacağız' 'eşit adil sömürüsüz sınıfsız bir dünyayı hep beraber kuracağız' sözümüzden ötürüdür. Binlerce olay atlattık, bunu da sizlerle beraber atlatacağız.
Seçimlerin yaklaştığı, iktidarın pisliklerinin ayyuka çıktığı böylesi bir konjonktürde bize saldırmaları doğal olandır ama bu saldırılara ses çıkarmamak, bunun parçası olmak, bu karalamaları onaylar şekilde davranmak doğal değildir. Herkesten beklentimizde bu doğal olmayan durumun teşhiri ve tecrididir. Halkımız bu saldırılara en doğru cevabı verecektir buna inanıyoruz.
Ve bir daha altını çizerek söylüyoruz. Düşmanın önünde halkın moralini bozacak tartışmalara girmeyeceğiz. Bizi bu tür tartışmalara çekenler halkın çıkarlarını düşünemeyenlerdir. Kimsenin eksikliğini, zaaflarını yüzüne vurmayacağız, bunlar bizlerin değil düşmanın alışkanlıklarıdır.
Biz kimseye git veya kal demedik, çünkü RedHack kimseye ne git der, ne kal der, bu bizim tekelimizde değil, bizle çalışmak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır, halk için çaba sergilemek isteyen herkesin başımızın üstünde, kalbimizin tam ortasında yeri vardır. RedHack’i RedHack yapan yaldızlı lafları değil, devrimci eylemleridir. RedHack’i RedHack yapan sesi, görüntüsü, karizması değil, fikirleridir.
Bu oluşum birbirini hiç tanımayan insanlardan oluşur. Yaşamak için seçtikleri meslekler kendilerinde gizlidir. Cinsiyetleri, yaşları, konumları kim olduklarını kimse bilmez. RedHack içindeki problemler düşman karşısında onu sevindiren bir tarzda değil, yine kendi içinde halledilir/halledilmelidir.
Kişiler gider, düşer, yolda kalır ama fikirler ve mücadele hep sürer.. Her şeyi durdurabilirler fakat fikirlerimiz için çok geç kaldılar..
Komplolar, ayak oyunları, hizipçilik, bölücülük bizi yıldıramadı, yıldıramayacak.
Kahrolsun faşizm, şovenizm, feodalizm, kapitalizm, emperyalizm ve her türden gericik
Yaşasın halkın onurlu mücadelesi Yaşasın Ötekiler!
Yaşasın Eşit Adil Sömürüsüz, Sınıfsız ve Sınırsız dünya kurma özlemimiz.
Yaşasın Sosyalizm Yaşasın Devrimci dayanışma ve onun ürünü RedHack
"Bu da gol değil"
"Biz kazanacağız, cefakar fedakar halkımız kazanacak"
RedHack -Red Hackers Association
Kızıl Hackerlar Birliği Adına Şirin Baba (MaNYaK)
HaberArtı @eyraeyup
Kaynak: