İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek cezaevi çıkışında sözlerine, "Bizleri Ergenekon'a hapsettiler, Türkiye'yi bölmek için. Ve şimdi Ergenekon'dan çıkıyoruz. Türkiye'yi birleştireceğiz. Bizi Ergenekon'a hapsettiler, Cumhuriyet'i yıkmak için, Türkiye'yi şeyhler, müritler, dervişler, meczuplar, cemaatler ülkesi haline getirmek için. Şimdi Ergenekon'dan çıkıyoruz. Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız. Cumhuriyet'i ayağa kaldıracağız" diye başlamıştı.

Perinçek’in konuşmasında dikkat çeken bir nokta vardı: 

Perinçek; "Bizi tahliye ettiren onlardır. Türk halkının fedaileri, öncüleri…”  demişti. Kimdi tahliye ettiren gerçekten? 

Ülkenin aydın, vicdanlı kesiminin adalet arayışı mı sonuç vermişti yani?

Halkın direnişi mi etkili olmuştu bu tahliyelerde?

Yoksa tahliyeler başka planların, pazarlıkların parçasımıydı?

Eğer öyleyse Perinçek neden kendilerini tahliye edenleri “Türk halkının fedaileri, öncüleri” diye niteliyordu? 

Yılların siyaset adamı Perinçek, Silivri önündeki eylemlerin, onca zaman sonra “manidar” diyebileceğimiz bir dönemde etkisini göstermiş ve başarıya ulaşmış olduğuna mı inanıyordu cidden?

Öte yanda AKP neden tahliyeler nedeniyle teşekkür bekliyordu? 

Doğu Perinçek “Kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz. Görevlere hazırız. Bir, Türkiye'yi böldürmeyeceğiz. Ülkeyi birleştireceğiz. İki, Cumhuriyet'i yıktırmayacağız. Ergenekon bizlerin şahıslarını hedef alan bir tertip değil; hedef Atatürk devrimiydi. Toplumumuzun çağdaş yaşama özlemleriydi. Ve bu hedefe ulaşmak için iki kurumu hedef aldılar. Türk Silahlı Kuvvetleri ve İşçi Partisi. Gazi olduk, bize bir şey olmadı. Ergenekon'dan gazi olarak çıkıyoruz. Türk Ordusu ve İşçi Partisi olarak Ergenekon'dan gazi olarak çıkıyoruz. Ama bizi hedef alanları görüyorsunuz. Çürüdüler, dağılıyorlar. Onların, Türkiye'yi bölenlerin hükümetini yıkacağız. Buradan ilan ediyorum, Türkiye'yi bölenlerin iktidarını yıkacağız. Türkiye'yi birleştirenlerin iktidarını kuracağız. Tayyip Erdoğan'ların, Abdullah Gül'lerin, Fethullah Gülen'lerin iktidarını, hepsini birden yıkacağız.” dedikten sonra ne oldu da “F. Örgütünün kökünü kazıyacağız, cemaatlerin değil. Bizim karşı olmamızın sebebi gladyo olması, yoksa cemaatler değil. Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber olacağız. Çünkü bu kök kazıma bir şiddet, haksızlık olayı değil, hukukun gereği..” diyerek AKP ile birlikte hareket edeceğini söyledi?

Ne oldu da tüm bu kumpaslar bir anda sadece cemaatin üzerine yıkıldı?

Perinçek bu işten AKP’yi neden sıyırdı?

Yıllar önce Cemil Çiçek’in 'Ermeni soykırımı olmadı' dediği için İsviçre'de yargılanan Doğu Perinçek'e, destek amacıyla bu ülkeye gidişini planlanandan öne aldıklarını, davadan önce Adalet Bakanı ve diğer yetkililerle görüştüğünü belirttikten sonra “İsviçre'de Ermeni soykırımı yasası 1993 yılında çıkmış. O yasa çıkarken bu ülkede 100 binden fazla vatandaşımız olmasına rağmen kılını bile kıpırdatmamış. Doğu Perinçek'in mücadelesini takdirle karşıladım. İsviçre Adalet Bakanı, bu yasaya karşı olduğunu söyledi. Yasanın kaldırılması için bir komisyon oluşturulmuş. Tabii çıkarılan bir yasayı kaldırmak kolay olmuyor. Ancak, olumlu adımlar atılıyor. Doğu Perinçek'in çabalarına da destek oluyoruz. Parti yetkilileriyle de bazılarıyla telefonla konuşmalarımız oldu.” sözleriyle Perinçek’e destek olmuş olmasının vefası mı bu tavır?

Aydınlık Gazetesi’nin dağıtımını yapan Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. ile AKP’nin meşhur bağı, bu gruplar arasında farklı bir samimiyetin göstergesi olabilir mi?

Bir zamanlar teröristbaşı Öcalan ile görüştüğünü bildiğimiz Perinçek’in bugün aynı görüşmeleri gözler önünde sürdüren bir partiyle birlik olması şaşırtıcı mı?

5N1K programında Abdullah Öcalan ve PKK için genel af isteyen  Doğu Perinçek, Cüneyt Özdemir'in, Öcalan ile aynı şeyi söylediğini ifade etmesi üzerine, bebek katilinin sözlerinin kendi düşünceleri değil ,Hakan Fidan'ın yönlendirmeleri olduğunu ifade etmişti. Bu durumda AKP korumasındaki Fidan ile Perinçek'in aynı şeyleri istediğini söylemek hata olacak mıdır?