Yükselen toplumsal muhalefetin karşısında iktidarın ısrarlı cevabı sandık. Bir yanda demokrasi talebine her seferinde “sandık”la cevap veren hükümet, diğer yanda hak elde etmek, özgürlük talep edebilmek için çoğunluğu elde etme şartından rahatsız ve sandık konusunda şüpheli bir kalabalık.
 
Seçimlere hile karıştırıldığı iddiası yıllardır gündemden düşmüyor. Gezi Parkı özelinde başlayıp tüm yurda yayılan eylemler ve siyasete artan ilgi, sandık konusunda çeşitli önlemler alınması üzerine yoğunlaşmış durumda.
 
2000 yılında Amerika’da gerçekleştirilen seçimlere elektronik hile karıştırıldığı iddiaları ve bu hileli ayarlama için program yazan Clinton Eugene Curtis’in ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu önünde verdiği ifade elektronik hile endişelerini tırmandıracak nitelikte.
 
Gezi Parkı eylemlerinin ilk günlerinden itibaren vatandaşlar sosyal medya üzerinden örgütlenerek, seçim sandıklarını koruma planları yapmaya başlamış, seçim günü nöbet tutulacağı ve sandıkların terk edilmeyeceği üzerine gündem oluşturulmuştu.
 
Bu gündemin üzerine Melih Gökçek’in yaptığı bazı açıklamalar kafaları karıştırdı. Gökçek, 24 Haziran’da yaptığı açıklamada “Bunlar seçimlerin olduğu akşam sandık başlarında olaylar çıkartıp, ortalığı karıştırıp seçimleri iptal ettirme yoluna gitme hazırlığı içindeler. Çünkü inanılmaz bir mağlubiyete uğrayacaklar, bunu biliyorlar. Bunların demokrasiden de ümidi yok.” ifadelerini kullandı. Bu açıklama ise akıllara “seçimleri vatandaşlık haklarını kullanarak kontrol etmek isteyen vatandaşlar güvenlik gerekçesiyle engellenecek mi?” sorusunu getirdi.
 
2011 genel seçimlerinden sonra ortaya atılan birçok iddia, seçimin meşruiyetine gölge düşürmüştü. Ölmüş insanlar adına çıkarılan seçmen kağıtları, oy vermeye son anda yetişen insanların listede oy kullanmış görünmeleri, 300 nüfuslu köyden 7000 oy çıkması, akli melekeleri yerinde olmayan otobüslerce insana hasta bakıcılarla birlikte oy kullandırılması ve mükerrer oy gibi iddialar seçim sonrası sıkça dillendirilmesine rağmen hükümet bu iddiaları değerlendirme gereği duymamıştı.
 
Clinton Eugene Curtis’in komisyonda verdiği ifade de şu ünlü sözü doğrular nitelikte; “Oyları kimin verdiği değil, kimin saydığı önemlidir.” 
#sandığınasahipçık