Orduya yapıldığı iddia edilen, "Kumpas" ile ilgili çokçarpıcı bir analizi, Oda TV'den Uluç Kılıçoğlu bu günkü yazısında yaptı. İşte o analiz yazısı;

ABD HANGİ DENİZDE YÜZEMİYOR?

 Konumuz silah: At avrat silahın silahı…

Silahı biliriz.

Ya denizi?

Yok, onu biz değil, başkaları bilir…

İspatı mı?

Başlayalım…

Tolga Tanış Hürriyet’teki Pazar günkü yazısında Türkiye’nin Suriye’ye yapılan silah kaçakçılığındaki rolünü anlatmış.

Hikâye bir ihbar mektubu ile başlamış.

İhbar mektuplarının ülkemizi şekillendirdiği dönemde bu sefer ki ihbar mektubu Suriye’den. Hesapta Suriyeli muhaliflerden...

Suriyeli muhalifler Karadeniz’den çıkan 3 silah yüklü geminin Türk Boğazlarını geçerek Esad’a silah taşıdığını İngilizler’e ihbar etmiş.

Ve perde açılmış…

Özetle Oktyabrsk/Ukrayna limanının Ruslar tarafından silah kaçaklığının yuvası olarak kullanılıyormuş.

Dahası bu gemiler (Nour M gemisi örneği) Türkiye tarafından kontrol edilmiş ve herhangi bir yasadışı unsur taşıdığı tespit edilmemiş.

Ancak muhteşem Yunan Sahil Güvenliği Ege’de bu silah kaçakçılarını yakalamış.

Bu konuda NATO unsurları tarafından Türkiye’ye ise bilgi verilmemiş.

Sonuçta Tolga Tanış yazısında Türkiye’nin Karadeniz üzerinden yapılan silah kaçakçılığına destek verdiğinden bahsediyor.

Yazının başlığı ise “Silah Ustası Türkiye”

Bu olay yaşanmış mıdır, Tolga Tanış’ın yazısında verdiği bilgiler doğru mudur, değil midir? Bilmem.

Birileri silah kaçakçılığına destek midir, bilmem!

Bildiğim…

HEDEF KARADENİZ

Bu yazının gizli hedefi Karadeniz Uyumu Harekâtıdır.

Verilen mesaj Karadeniz’de NATO gücü olmadan bölgenin güvenliğini sağlayan Blackseafor Kuvvetine, “bak kardeşim bu işi beceremiyorsunuz, gelelim biz yapalım”dır.

Amaç Karadeniz’i NATO Karargâhına çevirmektir. Akdeniz’de volta atan Active Endeavour Kuvvetini Karadeniz’e çıkarmaktır.

Blackseafor Harekâtı sayesinde NATO Karadeniz’e girememiştir.

Ve Karadeniz ABD’nin giremediği tek denizdir!

Karadeniz birinci dünya savaşından bu yana tuzlu suya kan karışmayan yegâne denizdir.

Blackseafor NATO’nun bölgeye gelmesinin Rusya açısından gerginliği arttıracağını, Türkiye’nin önderliğinde kurulacak bir kuvvetin bölgenin emniyetini sağlayacağını, Kitle İmha Silahlarının Bölge donanmaları tarafından kontrol edilebileceğini öne sürerek hayata geçirilmiş bir Karadeniz gücüdür.

Yani…

Türk Deniz Kuvvetleri derinliğine stratejiyi kitaba değil, bizzat hayata yazmıştır.

Ancak bu büyük abilerin pek hoşuna gitmedi sanırım.

Bakın CIA Türkiye masası eski şefi Graham E. Fuller ne diyor?

“2004’te Türkiye, Rusya’ya Karadeniz Uyumu adıyla bilinen ve ortak deniz tatbikatlarına açık yeni bir güvenlik inisiyatifi önermiştir. Mart 2006’da, bu tatbikatların ilki gerçekleştirilmiştir. Ancak bu eylem, Akdeniz’de benzer operasyonları olan NATO’nun Aktif Girişim Operasyonu’nu (Operation Active Endeavor) Karadeniz’e uzatmasına engel olmak suretiyle söz konusu bölgede kendi hâkimiyetini devam ettirmeye yönelik bir Türk girişimi olduğu gerekçesiyle, Batı’da bir miktar endişeyle karşılanmıştır. ” (Yükselen Bölgesel Aktör Yeni Türkiye Cumhuriyeti Kitabından)

Karadeniz bu ülkenin arka bahçesidir. Savunma alanıdır.

Elbette hâkimiyetinde söz sahibi olacağız.

Tüm bu gerçekler ışığında bunca tır Suriye sınırında cirit atarken, silah kaçakçılığının Karadeniz üzerinden yapıldığını anlatmak…

Ve benim buna inanmamı beklemek en hafifinden ayıptır…

Benden söylemesi!

Su dudaklarınıza kadar yükseldiyse, yüzme öğrenmek için geç kalmışsınız demektir.

Sonra at-avrat-can simidine dönmeyin.

odatv/dea