ÖĞRENİLMEMESİ GEREKEN GİZLİ ŞİFRELER
Dünyanın her yerinde sokaklar, hastaneler, toplu taşıma araçları gizli şifrelerle doludur. Peki ne işe yarar bu şifreler?
“Müfettiş Sands, lütfen kontrol odasına gidiniz.” İngiltere’de herhangi bir metro ya da tren istasyonunda bu anonsu duyduğunuzda sizi ilgilendirmediği için dikkat etmeyeceksinizdir. Ama yolcuların paniğe kapılmasına yol açmadan, binada bir yerde acil bir durum olduğunu personele duyurmak için kullanılan bir şifredir bu.
Hastanelerde kullanılan acil durum şifreleri de vardır. Bunlar genellikle renk kodludur. Kanada’da bir sağlık merkezi bu renklerin ne anlama geldiğini sitesinde yayımladı. “Kırmızı” yangın, “beyaz” saldırgan bir kişi, “siyah” ise bomba riskini ifade ediyor. Bazen de kastedilen şey ya da durum için farklı kelimeler kullanılır. Örneğin hasta yakınlarını üzmemek için morg yerine “Güllü Ev” (Rose Cottage) kullanılır.
Deniz taşıtlarının da kendi şifreleri bulunuyor. Bunlardan biri “Mr Skylight”. Genel acil durum şifresi olarak kullanılıyor. MS Estonya adlı gemi 1994’te batıp 852 yolcunun ölmesine neden olduğunda “Mr Skylight Bir ve İki Numaraya” anonsu yapılarak gemi personeline o su geçirmez kapıların kapatılması talimatı verilmişti.
“Bu şifrelerin varlık nedenini anlayabiliyorum” diyor İngiltere’deki Lancaser Üniversitesi’nden Paul Baker. “Şifreyi kullanan insanlar da o anda tam bilgi sahibi olmadığı için halkı üzmenin gereksiz olduğu düşüncesiyle bu yola başvuruyor olabilir.”
Ancak bu şifreleri sadece resmi kurumlar kullanmıyor. Örneğin alışveriş merkezlerindeki mağaza personelinin kendi arasında mesajlaşmak için, şüphe uyandırmadan polis çağırmak için kullandığı özel şifreler de var.
Örneğin bilim insanları belli dergilerdeki makalelere ulaşmak için kendi aralarında “#I can haz PDF” etiketini şifre olarak kullanıyor. İhtiyaçları olan derginin adının yanı sıra bu etiketi ve kendi e-posta adreslerini ekleyen kişilere, o dergiye kendisi ya da çalıştığı kurum abone olan bir kişi, istenen makaleyi e-postayla gönderiyor. Sonra da telif hakları konusunda sorun çıkmasın diye ilgili bütün tweetler siliniyor. Bu etiketin taraftarları, gelişmekte olan ülkelerdeki bilim insanlarının bu yolla son bilimsel çalışmalardan haberdar olabildiğini belirtiyor.
İnternetteki çöpçatanlık sitelerini kullanan kişiler arasında kullanılan bir şifre de 437737. Harfleri de içeren telefon tuşlarında bu rakamlar “herpes” kelimesine denk düşüyor. Böylece kişiler, başkalarına bilgi vermeden, cinsel yolla bulaşan bir hastalıkları olduğunu kendi profillerinde açıklamış oluyor.
Görsel şifreler
Alfabetik ve sayısal şifrelerin yanı sıra birçok görsel şifre de kullanılıyor. Örneğin birçok kağıt parada EURion takımyıldızı şeklinde bir noktalar topluluğubulunuyor. Birçok fotokopi cihazı bu kodları algılayarak fotokopi işlemini engelliyor.
Etrafımızda gördüğümüz ama dikkatimizi çekmeyen başka görsel şifreler de var. “Hoboglyphs” adı verilen bir dizi şifre, nerede iş varsa oraya giden, bir tür göçmen hayatı sürdüren kişilere ya da evsizlere bilgi vermeyi amaçlıyor. Bunlarla örneğin belli bir yerdeki su kaynağının temiz olup olmadığı, belli bir ev sahibinin yardımsever olup olmadığı gibi bilgiler aktarılıyor.
Grafiti çeteleri bile rakip çetelere kendi kimliklerini açıkladıkları ya da farklı bir mesaj ilettikleri çeşitli şifreler kullanıyor. Öyle ki, polisin bu şifreleri çözmesine yardımcı olan bazı telefon uygulama programları bile geliştirilmiş.
Sokaklarda kaldırımlara ya da caddelere sprey boyayla çiziktirilmiş işaretler ise inşaat işçileri ve mühendisler arasında bilinen anlamlar içeriyor. Örneğin İngiltere’de farklı renkler farklı türden kablo ya da borulara işaret ediyor: Mavi, su borusu; sarı, gaz borusu; kırmızı, elektrik; yeşil, kapalı devre ya da kablolu yayın; beyaz ise telefon kabloları anlamına geliyor.
Bütün bu şifrelerin bir amacı var: Paniğe neden olmamak, çeşitli sosyal grupların üyeleri arasında iletişim sağlamak, kısa yoldan teknik bilgi aktarmak gibi.
Bir kez bu şifrelerin anlamı öğrenildi mi merak duygusu daha da körükleniyor. Bu konuların tartışma forumlarında fazlaca tartışılmasının bir nedeni de bu.
Paul Baker, insanların gizli şeylerden hoşlanmadığını söylüyor. “Mümkün olduğunca çok şey hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz. Bilgi çağında yaşıyoruz ne de olsa.”
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future’da okuyabilirsiniz.
Kaynak: