O Hakim Köksal Şengün mü?
Ergenekonun görevden alınan hakimi sert konuştu!
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Can Dündar'ın köşesinde yer verdiği Köksal Şengün, 38 yıllık hâkim...
3 yıl Ergenekon mahkemesinin başkanlığını yaptı. Görev süresi boyunca tutukluluklara itiraz etti, ama azınlıkta kaldı. Sonunda 2011 'de görevden alındı.
Ayrılırken "Bunun yarını da var" demişti.
O "yarın" geldi işte...
Önceki akşam ArtıiTVde "Canlı Gaste"de konuştum kendisiyle...
Yargılanma sırasının bu döneme geldiğini söyledi.
Bu tarihi sözleri paylaşmak istiyorum sizinle...
12 Eylül'de bile olmadı
"Bana göre yapılan yargılamalarda biryığın eksiklik var. Bazı şeyler şimdigündeme getiriliyor. Bu kumpaslar, yanlış deliller, ilave notlar; o zamanyargılananlarca dile getirildi, ama onların sözleri hiç kale alınmadı, incelenmedi.Aleyhte deliller kadar lehte delillerin de toplanması gerekiyordu. Belli araştırmalaryapılmadan birkararverildi. O gün ses çıkarmayanlar şimdi feveran ediyor. O zaman neredelerdi?"
- Meclis Başkanı, yargı bağımsızlığının öldüğünü söylüyor. Katılıyormusunuz?
- Yargı bağımsızlığı ölmedi mi? Görmüyor musunuz olanları? Savcı savcıyla kavga ediyor; polis, savcının kararını uygulamıyor. 38 yıl hâkimlik yaptım, darbedöneminde sıkıyönetim mahkemesinde de çalıştım. Böyle şey görmedim.
- Uzun tutukluluğa hep itiraz ettiniz?
- Tutukluluk istisnai bir olaydır. Hele bu tür, siyasi davalarda bu kadar uzuntutukluluk, zaten şüpheyle karşılanacak bir durum. Yasa, adam öldürme fiilindebile 'tutuklanabilir' diyor.
- O dönemki tahliye talepleriniz kabul edilse belki bugün bunları yaşamayacaktık.
- Haklısınız. Belki yaşanmayacaktı. En azından bu aşamalara gelinmeyecekti. Bu kadar çekişme, ayrımcılık, kutuplaşma olmayacaktı.
Bunları siz getirmediniz mi?
- Yargıtay'da bile 'Cemaat'in imamı' var diyorlar?
- O zamanlar da konuşuluyordu. Son dönem atamalarda daha fazla... Ama bunları ortaya çıkaracak olan, devleti idare edenlerdir. Kime şikâyet edeceksiniz?Biryerlere dinleme cihazı koymuşlarsa sizin zamanınızda yapıldı. Devletinimkânları elinizde... Bunları oralara siz getirdiniz. Ortamı siz hazırladınız. Şimdi size döndü, kötü oldu. Böyle bir ayrımcılığın sonunun nereye varacağını o zaman öngörmeniz gerekirdi.
- Ayrılırken "Bunun yarını da var" demiştiniz.
- Gayet tabii... Nasıl olmaz. Bugün size böyle yapan, yarın başkasına yapar.Nitekim oldu işte. Dün arkasını sıvazladığınız insanlar için bugün neler diyorsunuz. Ama bunları söylerken de maalesef yargı yara alıyor. Yargıyı o zaman bu hale getirdiniz, şimdi tu-kaka yapıyorsunuz; olmaz! İki yanlıştan bir doğru yaratamazsınız. HSYK'den şikâyet ediyordunuz, değiştirdiniz; şimdi yerin dibine batırıyorsunuz. Hayatımı bu mesleğe verdim, ama bunları gördükçe korkunç üzülüyorum.
Kaybettikleri yılları kim verecek?
- Yeniden yargılama bu işi çözer mi?
- Tamam, yeniden yargılama yapalım, ama bu insanlara kaybettikleri 4-5 yılı kim geri verecek? O süreleri yaşama eklemeyolu var mı? "Senin bunca yılının karşılığı budur" diye 5-10 bin lira para verip "Hadi git" mi diyeceksiniz? Insan hayatı bu kadar ucuz mu? Her şeyiyapalım, sonra "yeniden yargılama" adı altında afla bunları çıkaralım. Bunlar ucuzluktur, kolaycılıktır.
Herkes hesabını vermeli. Nasıl ki bugün 80 ihtilalini yargılıyoruz, bu dönem de yargılanacak. Yapılan yanlışlar ortaya çıkacak. Nitekim çıkıyor işte... Ayyuka çıktı. Aynı partinin adamları tarafından söyleniyor. Güneş balçıkla sıvanabilir mi?
- Bu hesaplaşmaya yargıç arkadaşlarınız da dahil mi?
- O hesabın içinde hepimiz varız. Sadece, "Vicdani kanaatimle hareket ettim"demekle de olmaz. Ana unsur delildir. Bir kişiyi müebbetle yargılarken delilkoyacaksınız, vicdani kanaatle olmaz bunlar... Bizim partimiz, şefimizyok, bizinsanımız için, hukuk için çalışıyoruz. Ama siz hukuku ayaklar altına alırsanızolmaz. Iktidarlaryıkılır, biri gider biri gelir; ama hukuk yıkıldı mı devlet de olmaz.
Kaynak: