NASUH MAHRUKİ'DEN AKP'YE TERÖR RAKAMLARI ŞOKU
Ünlü dağcı ve AKUT kurucusu Nasuh Mahruki son günlerde Türkiye gündeminin yine baş sırasına oturan terör ve şehit haberleri konusunda ilginç bir araştırma yayınladı.
AKP ve Erdoğan'ı şok edecek araştırma sonuçarını rakamlar ve yıllar içerisinde karşılaştırmalı olarak veren Mahruki'nin yazısının içeriğinde çarpıcı sorularda yer alıyor. İşte "Terör son 10 yılda neden coştu?" başlığı ile yayınlanan Mahruki'nin o yazısı.
"BİLİNÇLİ OLARAK COŞTURULDU"
Terör 40 yıldır var, neden 12 yıllık AKP iktidarını suçluyorsun diyen kendi yaşadığı yakın tarihimizi bile doğru okuyamayanlar, ilkokul matematiği kadar matematik bilginiz ve azıcık vicdanınız varsa, PKK terörünün ilk başladığı 1984 yılından bu yana gelişimini ve özellikle AKP döneminde nasıl bilinçli olarak coşturulduğunu rakamlarla okuyabilirsiniz.
TERÖR SON 10 YILDA NEDEN COŞTU?
12 Eylül Askeri Darbesi’nin ve özellikle Diyarbakır cezaevinde yaşanan insanlık suçu işkencelerin ve kötü muamelenin ardından Türkiye, 80’lerle birlikte terörün korkunç yüzüyle tanıştı ve terör belasıyla mücadele etmeye başladı. Amacına ulaşmak için bebek, çocuk, kadın, rastgele herkesi katletmekten çekinmeyen PKK terörü, Türkiye’yi alışılmadık ve çok zorlu, büyük kahramanlıkların yaşandığı korkunç ve acı dolu bir sürece soktu. Bu süreçte, 1984 yılından itibaren giderek artan sayıda şehitler vermeye başladık ve çok daha fazla gaziler...
• 1984 yılında, PKK’nın ilk saldırısı olan Eruh baskınında 26 şehit verdik,
• 1985’de 58,
• 1986’da 51,
• 1987’de 71,
• 1988’de 54,
• 1989’da 153,
• 1990’da 161,
• 1991’de 244,
• 1992’de 629,
• 1993’de 715 ve
• 1994’de ise tam 1145 şehit verdik. Türkiye 90’lı yıllarda terörden çok acı çekti.
• 1995 yılında 772 şehit verdik,
• 1996’da 608,
• 1997’de 518,
• 1998’de 383 ve
• 1999’da 236 şehit verdik.
1999 yılında, Teröristbaşı’nın yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesinden sonraysa terör bütün hızını kaybetti.
• Şehit sayısı 2000 yılında birden 29’a,
• 2001’de 20’ye,
• 2002’de ise 10’a / 7’ye düşmüştü.
MORALİNİ VE ESKİ HAREKET KABİLEYETİNİ BİTİRMİŞTİ
Liderini de kaybeden terör örgütü, artık önemli ölçüde moralini ve eski hareket kabiliyetini yitirmişti.
Terörle mücadelenin ana ekseni, teröristin, terör unsurlarıyla hedefine asla ulaşamayacağı mesajını vermektir. Bu yöndeki umudunu, inancını yok etmektir. Bunun da tek yolu, her ne olursa olsun, ne kadar acılı kayıplar yaşanırsa yaşansın, teröre, teröriste, terörle amacına ulaşabileceğini zannedene, terörden beslenene asla ve asla taviz vermemektir. 80’lerde Türkiye, birdenbire karşısında bulduğu terör örgütüyle mücadelede çok zorluklar yaşadı, çok ağır kayıplar verdi ama asla taviz vermedi. Düzenli bir geleneksel Ordu’nun, sıradan bir vatandaş gibi halkın arasına rahatça karışabilen ama dilediği zaman psikopat bir katile dönüşüp, hedef gözetmeden pusu, tuzak, mayın, bomba gibi alçakça ve kahpece her yerde saldırabilen unsurlarla başa çıkması neredeyse imkansızdır. Hele bir de arkalarında, yabancı ülkelerin istihbarat ekipleri ve lojistik desteği varsa...
GERİLLA İLE GERİLLA TAKTİĞİ İLE MÜCADELE
Genellikle kayıp sayısı, her zaman ve her yerde vurabilecek ve halkın arasına karışıp ortadan kaybolabilecek terör örgütlerinin lehinedir. Buna rağmen Türkiye ve Türk Ordusu, yıllar içinde yeni düşmanını ve sefil taktiklerini daha yakından tanıdı, öğrendi. Bu yeni duruma süratle adapte oldu ve geliştirdiği terörle mücadele yöntemleriyle terörün belini kırdı. Güvenlik güçlerimizin kahramanca, fedakarca ve sonsuz kararlı mücadelesi sonucunda, 1984’ten 1994’e kadar korkunç bir hızla artan ve Milletimize büyük acılar yaşatan PKK terörü, Osman Pamukoğlu’nun kitaplarında anlattığı, gerillayla gerilla gibi mücadele etme konsept değişikliğinin etkisiyle, 1995’ten itibaren zayıflamaya başladı. 2000, 2001 ve 2002 yıllarında ise bitme noktasına getirildi, PKK umudunu yitirme yoluna sokulmuştu...
SON 10 YILDA GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE PALAZLANDI
Ancak son 10 yılda, AKP iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, gözlerimizin önünde terör her yıl güçlendi, çoğaldı, etki alanını artırdı. Her yıl şehit sayımız da artmaya başladı ve bir gün bir baktık ki, terör örgütü Hükümeti, Anayasa’yı değiştirmek üzere masaya oturtabilecek seviyeye gelmiş.
AKP iktidara geldiği 2002 yılında 10’a / 7’ye düşmüş olan şehit sayımız, takip eden yıllarda son derece istikrarlı ve hızlı bir şekilde yeniden artmaya başladı.
• 2003 yılında 21/31 şehit verdik,
• 2004’de 73,
• 2005’de 105,
• 2006’da 111,
• 2007’de 146,
• 2008’de 171,
• 2009’da 135/80,
• 2010’da 106,
• 2011’de 137,
• 2012’de 150’den fazla şehit verdik...
2009 Temmuz’unda Hükümetin ortaya attığı Demokratik Açılım ve Habur’da PKK’lıların davullu zurnalı şovlarını yaparak, pişman değiliz diyerek güya teslim olma rezaletlerinden itibaren, PKK tekrar coştu, yol kesmeler, mayınlar, saldırılar ve şehit sayılarımız giderek artmaya başladı. 1 Ocak 2010 – 16 Temmuz 2012 tarihleri arasında 233 şehit verdik. BDP ise TBMM’de ve her yerde aşırı küstah ve uzlaşmaz tavırlarıyla, süreci hedefleri doğrultusunda yönlendirmeye devam etti.
AKP İKTİDARI İLE PALAZLANDI
Güvenlik güçlerimizin kararlı ve tavizsiz tutumuyla, 1999 – 2002 yılları arasında, neredeyse bitme noktasına getirilen PKK terör örgütü, AKP’nin iktidarıyla birlikte bir palazlandı, bir coştu ki sormayın gitsin. Vurdukça vurdu, çoluk, çocuk, kadın demeden, herkesi hedef alarak katlettikçe katletti ve birdenbire, Analar Ağlamasın gibi çok etkileyici bir sloganın gölgesinde, kendimizi Güneydoğu’da bölge meclisleri ve bölge başkanlıklarını, egemenlik haklarımızdan taviz vermeleri, hatta özerkliği konuşurken bulduk...
12 YIL ÖNCE TERÖR BELASINI SIFIRLAMIŞKEN
Ben kendi adıma bu işten hiçbir şey anlamadım. Anlayan varsa beri gelsin. Biz 12 yıl önce bu terör belasını iyice sınırlamış, daraltmış ve neredeyse savuşturmak üzereyken, liderini de ele geçirip hapse atmışken, bugün nasıl oluyor da birdenbire özerklikten bahsettiğimizi, Güneydoğumuzdaki egemenlik haklarımızdan taviz verme noktasına geldiğimizi anlamakta zorlanıyorum. Biz savaş mı kaybettik ki bugün bunları konuşuyoruz. Sanki Türk Ordusu, Türk Milleti, PKK’nın profesyonel katilleri karşısında yenilmiş, yenilgi almış da anlaşma şartlarını dayatıyorlar Türkiye’ye...
DÜŞÜK ORANLARI SEÇTİM
Şehit sayılarımız, çeşitli kaynaklarda +/- 10 bazen 20 şehit kadar farklı görülebiliyor. Sizlerle paylaşmak üzere aldığım sayılarda düşük olanları seçerek aldım. Çok fark varsa iki rakamı da yazdım. Yine de rakamlar ortada, bu rakamları nasıl yorumlarsanız yorumlayın, içindeki açık gerçeği görmezden gelemezsiniz. Bütün bunların sorumlularının kimler olduğunu, elinizi vicdanınıza koyup kendinize sormanızı dilerim...
Kaynak: