MEHMET BARANSU'YA CASUSLUK SUÇLAMASI
"Arkadaşlar bu bir casusluk faaliyetidir. Ordu karargahından resmen planlarla ilgili bilgiler bir casusluk faaliyetiyle çalınmıştır. Casusluk faaliyeti yerine getirilmişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın" inlerine gireceğiz" demesinin ardından yapılan 14 Aralık operasyonu, sadece 17 Aralık 2013 te yapılan Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu misillemesi olarak kalacak gibi görünüyor. Erdoğan'ın ilk Ergenekon ve balyoz operasyonlarının ilk başladığı dönemde. "bu davanın savcısıyım" dediği ve yıllarca genel kurmay başkanı ve yüzlerce TSK Mensubunun ceza evlerine kapatıldığı Balyoz ve Ergenekon dava mağdurları için hiç bir gelişme yaşanmıyor.
EL KONULAN PARALAR FAİZİ İLE İADE EDİLİRKEN
17 Aralık Yosuzluk ve Rüşvet Operasyonunda ele geçirilip alıkonulan paralar faizi ile iade edilirken. Balyoz ve Ergenekon soruşturmasında hapislerde süründürülenler, intihar eden ve ölenlerin aklanmaları için, hiç bir girişimde bulunulmuyor. O dönemin"bavulcusu" olarak anılan Gazeteci Muhbir Mehmet Baransu'ya hala hiç bir savcı "sen bu delilleri" kimden aldın diye sormuyor. Zaman ve Samanyolu gazetecilerini içeri atan savcılar, Mehmet Baransu'ya dokunmuyor. Ancak "Balyoz Davası" sanıklarının aileleri işin peşini bırakacak gibi görünmüyor.
SESSİZ ÇIĞLIK 116.HAFTASINDA
Balyoz davasından yargılananların ailelerinin başlattığı 'Sessiz Çığlık' eyleminin 116 haftası, yine Beşiktaş'ta bulunan Demokrasi Anıtı'nda yapıldı.
Eyleme katılan eski 1. Ordu Harekat Başkanı Tuğgeneral Süha Tanyeri, Balyoz davasının digital delillerini oluşturan 11 ve 17. CD'ler üzerindeki yazıların kendisine ait olmadığının geçen hafta mahkemeye sunulan bilirkişi raporu ile kanıtlandığını söyledi. Tanyeri, bu iki CD üzerindeki yazıların, CD'leri sunan gazeteci Mehmet Baransu tarafından yazıldığını öne sürdü.
'İKİ CD BAŞTAN İTİBAREN SAHTE
Tanyeri, "Bütün delilleri ihtiva eden 11 ve 17 numaralı CD'lerin üzerindeki yazının bana ait olmadığını mahkeme süresince belgeleriyle defalarca mahkeme heyetine izah ettim. Ama maalesef aldıkları görev gereği bize ceza verebilmeleri için bu iddialarımızı duymamaları gerekiyordu ve ısrarla duymadılar. Ama ne oldu, 4 sene sonra iki CD'nin üzerindeki yazıların benim daha önce not aldığım kağıtlardan tane tane alınan harflerle, harf grupçuklarıyla oluşturulduğu, bunların bir makineyle CD'lerin üzerine aktarıldığı, bilimsel açıklamalarla, bilimsel izahlarla tek tek rapora geçirildi. Bu şu anlama geliyor; iki CD baştan itibaren sahte. Yani romanın kapağı sahte. İçinde ne yazarsa yazsın hiçbir şekilde inanılamaz. O CD'ler gerçekten ordu karargahında temin edilmiş olsa idi, üzerinde yazılar makineyle yazılmış yazılar olabilir miydi" dedi.
BARANSU'YU SUÇLADI
Şimdi mahkemenin makineyle yazdırılan yazıların nereden temin ettirildiğini araştırdığını belirten Tanyeri, "Bu yazıların ne zaman yazdırıldığı ortaya çıkarsa içindeki belgelerin iddia edildiği gibi 2003 yılında hazırlanmadığı ortaya çıkacak. Ne zaman yazıldığı ortaya çıkınca kimin yazdığı da belli olacak. 2010'dan sonra yazılmış bir belgede meşhur Baransu acaba ne diyecek. Ben de o zaman ona soracağım, bu yazı 2010'da yazılmış. Ve bu CD'ler 2010'da sendeydi.
BU SUÇLAMA ÜZERİNE SAVCILAR HAREKETE GEÇECEK Mİ
Dolayısı ile bunu o hazırladı. dedi Tanyeri söz konusu delilleri savcıya bavulla götüren ve gazetesinde çarşaf çarşaf TSK'nın kurumsal kimliğine, söylemedik söz bırakmayan Baransu için sözlerine şöyle devam etti. "Arkadaşlar bu bir casusluk faaliyetidir. Ordu karargahından resmen planlarla ilgili bilgiler bir casusluk faaliyetiyle çalınmıştır. Casusluk faaliyeti yerine getirilmiştir, anlaşılmasın diye de Balyoz planıyla da örtülmüştür. Bu bilgiler basına da verilerek esas verildiği yer gizlenmiştir. Yoksa kalkıp Yunanistan planlarında niye değişiklik yaptı. Niye kıyı hattı boyunca engeller döşedi" diye konuştu.
Kaynak: