Ak Parti Karabük İl Teşkilatı'nın iftar etkinliğine katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de insanların huzur içinde oruçlarını tutuğunu, ancak Ortadoğu'da Müslümanların büyük bir zulüm altında Ramazanlarını geçirmek zorunda bırakıldığını söyledi.

DHA'nın haberine göre; Gazze'de son bir kaç gündür 300'den fazla Müslümanın hayatını kaybettiğini belirten Şahin, "Bu zulmü elimizle düzeltmeyi arzu ederdik. Öyle bir güce, muktedir duruma sahip olmayı arzu ederdik. Şu anda o imkana sahip değiliz. Ama hiç olmazsa buradaki zulme dünya insanlarının dikkatini çekmek için dilimizi kullanabilmeliyiz. Bunu Türkiye kullanıyor. Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, Dışişleri bakanıyla bunu kullanıyoruz. Birleşmiş Milletleri göreve davet eden, oradaki zulme dünya insanlığının dikkatini çeken çalışmaları ve çabaları gösteriyoruz, yetersiz bile olsa. Ve memnuniyetle görüyorum ki, ülkemizde insanlarımız bu zulüm karşısında sesiz kalmadı. Türkiye'nin her yerinde yürüyüşler yapıyorlar. İsrail'in Türkiye'deki büyükelçilik ve konsolosluklarına yürüyüşler yaparak tepkilerini ortaya koyuyorlar, koyabiliyorlar" dedi.

KORKUDAN TEPKİ VEREMİYORLAR

Müslüman ülkelerin tutumlarını da eleştiren Şahin, "Suudi Arabistan'da halk bir eylem içerisinde bulunabiliyor mu? Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunabiliyor mu? Diğer körfez ülkelerinde böyle bir şey var mı? Duymadık. Olsaydı basına yansırdı. Oradaki insanlar, Müslümanlar tepkilerini dile getirmek isteseler bile, korkularından bunu yapamıyorlar. Çünkü oralarda diktatörler iş başında. Türkiye bunu yapıyor, çünkü demokratik bir ülke. Özgür bir ülke. Vatandaşlarımız tepkileri yasalar çerçevesinde özgürce dile getirebiliyorlar" diye konuştu.

ONLARIN TIPIŞ TIPIŞ SANDIĞA GİTMELERİNİ SİZ SAĞLADINIZ

'Cumhurbaşkanını halk seçsin' diye Anayasa değişikliğini yaptıklarını vurgulayan Şahin, "Muhalefet buna karşı çıktı. 'Cumhurbaşkanını halkın seçmesini biz doğru bulmuyoruz. Halkın bu konuda isabetli bir karar vereceği kanaatinde değiliz' diye karşı çıktılar. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ’Türk halkı Cumhurbaşkanı seçemez’ gerekçesiyle bu Anayasa değişikliğini iade etti. Parlamentoda biz yeniden görüştük ve çıkarttık. 2 defa veto hakkı olmadığı için referanduma gitme zorunda kaldı. Biz parlamento da muhalefete rağmen bu anayasa değişikliğini gerçekleştirdik. Referandumda da 'hayır vereceksiniz' diyenler şimdi 'tıpış tıpış oy vermeye gidin' diyorlar. Aslında onların tıpış tıpış sandığa gitmelerini siz sağladınız. Referandumla yüzde 69 oyla" dedi.

TÜRKİYE’NİN İKTİDARLA FREKANSI TUTACAK CUMHURBAŞKANINA İHTİYACI VAR

Şahin, Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı dönemini de eleştirdi. Şahin, "Sezer ve Abdullah Gül’le iki Cumhurbaşkanlığı yaşadım. Ahmet Necdet Sezer bir muhalefet Cumhurbaşkanı gibi hareket etti. Biz AK Parti olarak, en önemli rekorlarımızı, Türkiye’de vesayet rejimini de gerileten bu ülkede, gerçekten demokrasiye geçişle ilgili adımlarımızı, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde yapabildik." dedi.

İHSANOĞLU'NA ELEŞTİRİ

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şahin, "Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ‘İsrail'le ilişkilerin iyi tutulması gerekli’ yönünde daha önce açıklamalarda bulunduğunu ancak İsrail'in Filistin'e saldırdığı zamanda ‘Filistin'in yanındayız’ şeklindeki soruya, ''Sayın İhsanoğlu bir televizyonda sorulara cevap verirken 'biz İsrail-Filistin ihtilafında tarafsız olmalıyız' dedi. Şimdi bu cümle başına bela oldu. Daha sonra açıklamalar yaptı. Ama o arşivde, kayıtlarda aynı şekilde mevcudiyetini muhafaza ediyor.Tabii o cümleyi söyledikten sonra yapmış olduğu açıklamaların hiçbir önemi, hiçbir kıymeti yok. Bizim kafamızda ve gönüllerimizde 'o ihtilafta biz tarafsız olmalıyız' cümlesi kafalarımızda yer alıyor. O bakımdan onun gerçek düşüncesi odur. Daha sonra kamuoyu tepkisi nedeniyle 'efendim şimdi Filistin’in yanında yer almalıyız' demiş olması bir kıymet ifade etmiyor" diye cevap verdi.

Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin düzeyinin sorulması üzerine ise Şahin, şunları söyledi:

"Bizim İsrail ile diplomatik seviyemiz çok aşağılardadır. O bakımında İsrail'in düşürmesi bizim açımızdan bir anlam ifade etmiyor. Bu zulüm karşısında bizim böyle ülkeyle ilişkilerimizi devam ettirmemiz insanlık ayıbı olurdu."