Kendimize 'Alo Fatih' dedirtmediğimiz için'

Ergenekon Davası'ndan tahliyesine karar verilen emekli Orgeneral Tuncer Kılınç Silivri Cezaevi çıkışında açıklama yaptı.
Kılınç, "Haksız hukuksuz bir yargılamadan sonra 7 ay ben burada görev geçirdim. Tabi bu 7 ayın içerisinde çok değişik bir ortam. Yargının bir kolu infaz kurumu. Burada biz infaz kurumlarının memurlarıyla çok yakın ilgileriyle gerçekten çok samimi bir dönem geçirdik. Öncelikle 5 No'lu cezaevi personeline huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum" dedi. Türkiye'nin bir dönemden geçtiğini söyleyen Kılınç, "Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Türkiye'nin her zaman birliğe bütünlüğe ihtiyacı var. Bu coğrafya daha doğrusu bizi buna zorluyor. Ama maalesef Türkiye son dönemlerde ayrıştırılıyor. İnşallah bu ayrıştırmalar birbirimizi kucaklama fırsatına bir gün dönüşür. Çünkü çevremizde meydana gelen olaylara baktığımız zaman Kuzey'de Ukrayna'da, Kırım'daki, güneyde Suriye'deki olaylar Türkiye'yi son derece sıkıntılı günlere doğru bir beklenti içine sokuyor. Bu arada bizim mutlaka birlik beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Ama maalesef olamıyoruz. Bütün sıkıntımız bu" ifadelerini kullandı. 

"MAALESEF TÜRKİYE YARGI KONUSUNDA HEP KUSURLUDUR, HEP SIKINTILIDIR"

Kılınç, "Burada olduğum sürece kendi durumumdan daha çok tamamen haksız, tamamen mesnetsiz, tamamen vicdansız bir yargılama sonunda ben buradaydım. Bunun bilincindeyim. Ben buraya girmeden önce son yargılamada şunu söyledim dedim ki, 'Siz yargıçlar büyük bir yük yüklendiğinizin farkındayım. Ne sizin yerinizde olmak isterdim ne de bu kürsüde olmayı istedim. Çünkü sizin durumunuz çok daha zor. Siz büyük bir vebal altındasınız. Bizim onurlarımızdan çok yargının onurunu düşünmek durumundasınız' dedim. Ama bir şey anlatamadım. Yani bunu da söylerken Türk yargısı zaman içerisinde hep defolu olmuştur. Yani hiç bir zaman tam bağımsız, tam yansız yargı olamamıştır. Her zaman siyasi güç kimdeyse onun peşine takılmıştır. Oysa devleti devlet yapan ana unsur adalet unsurudur. Adaleti sağlayacak ana unsurda yargı sistemidir. Maalesef Türkiye yargı konusunda hep kusurludur, hep sıkıntılıdır. İnşallah bu dönemde devleti idare eden her kesim kendine bir ders çıkarır. Bu ders ileriye dönük bizim çektiğimiz sıkıntıların başkaları tarafından da çekilmesine fırsat vermeyecek bir sonuca varır" diye konuştu. 

"BİZ KEMALİST İNSANLARIZ. ATATÜRK'ÜN GÖSTERDİĞİ AYDINLIK YOLDAN YÜRÜMEYİ HEDEFLEDİK"

"Türkiye çok güzel bir ülke. Ama hak etmediği şekilde idare ediliyor. Buna üzülüyoruz" diyen Kılınç sözlerini şöyle tamamladı: 

"Bizim büyük sıkıntımız hepinizin çok iyi bildiği gibi çağdaş insanlarız. Biz kemalist insanlarız. Atatürk'ün gösterdiği aydınlık yoldan yürümeyi hedefledik. Halkımızında aynı hedefte yürümesini istedik. Maalesef birileri de halkımızı karanlıklara doğru sürüklüyor. Türkiye bu sıkıntıyı daha çok yaşayacaktır. Ne zamana kadar eğitim düzeyimiz belli bir şeye eriştikten sonra belki insanlarımız eğriyi doğruyu anlayacak. Kimin peşinden gideceklerinin bilincine varacaklardır umuduyla buradan çıkıyorum. İçerde bazı arkadaşlarımız onlarda tamamen haksız, mesnetsiz, vicdansız içerde tutuluyorlar. Onlarada bir gün inşallah bu kapılar açılacaktır. O kapılar açılana kadar biz de onların arkasındayız. Bu mücadeleye devam edeceğiz" diye konuştu. Açıklamanın ardından Tuncer Kılınç Silivri Cezaevi'nden ayrıldı. 

"KENDİMİZE 'ALO FATİH' DEDİRTMEDİĞİMİZ İÇİN TUTUKLU KALDIK 4,5 YIL" 

Öte yandan Ergenekon Davası'ndan tahliyesine karar verilen Gazeteci Deniz Yıldırım da basın mensuplarına açıklama yaptı. Yıldırım, konuşmasının başında bugün hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın acısını yüreğinde taşıdığını belirtti. Yıldırım, "Ben bir gazeteci olarak kendimize 'Alo Fatih' dedirtmediğimiz için tutuklu kaldık 4,5 yıl boyunca. 4,5 yıl boyunca aslında basın özgürlüğü mücadelesi verdik burada. Sesimiz ne kadar duyuldu bilmiyorum ama Türkiye bugün bu gerçeklerle karşı karşıyadır" dedi.