ALKIM ÜNSAL
KENDİ KENDİNE YETEBİLMEK
Kendine yetmek ne demektir? Kendimize yetmezsek ne olur?
2000 li yılların başında tarımsal üretimde kendi ihtiyacını karşılayan ülkeler arasındaydık. Bu ne demektir diye soracak olursak, dışarıdan domates, soğan, buğday ihraç etmiyorduk cevabını alırız. Sadece bu mu? Saman ihraç etmedik ve bitti mi?
Sorun aslında bu kadar basit değil.Tarımsal üretimi olan ülkeler vatandaşlarını daha ucuza doyuran ülkelerdir. Ama en önemlisi tarımsal üretim içersinde yer alan endüstri bitkileri üretimidir. Örneyin Soya, Pamuk, Fındık, Tütün, Zeytin gibi. Bunlar aynı zamanda hammadedir.
Zeytin, pamuk, üzüm ve fındıkda dünyanın en önemli üreticileri arasındayız. Düz mantıkla bakarsak bu ürünleri ve bunlardan elde edilen endüstriyel ürünleri en ucuz kullanan ülke olmamız gerek. Peki öyle mi? Fındık yağı kaç lira? Zeytin Yağı kaç lira? Kaliteli giyinelim dersek ne kadar öderiz? Şarap, sirke kaç para?
Baklagillerin büyük bölümünü Kanada'dan ithal ediyoruz, samanı Fransadan ihraç ediyoruz, tohum üretemeyip İsrailden GDO lu alıyoruz.
Bu noktaya nasıl geldik?. Yanlış tarımsal politikalar ve en önemlisi zenginin eğlence teknesinden 3 kat fazla fiyata deposuna doldurduğu, fakirin ekmek teknesinin çalışmasını sağlayan yüksek mazot fiyatı ile. Bu kadar mı? Değil. Tarımsal üretimimiz yok çünkü;
Doğrudan gelir desteği ile çiftçilerimiz arazisini ekmeden para kazanıyor
On yaşında çocuğunu okula değil koyunlara çoban olarak dağa gönderiyor ve annesi çocuk parası alıyor
Kömürü makarnası kapısına geliyor
Her ilde Üniversite var, her üniversitede Ziraat Fakültesi ve binlerce işsiz Ziraat Mühendisi
Teknik liseler diploma satan kurumlara döndü, Ziraat Meslek Liseleri kapatıldı
Et fiyatları yüksek çünkü hayvanı otlatacak meralarda TOKİ binaları yükseldi, çiftçi hazır yem kullanıyor ve maliyet artıyor
Devletin çözümü ne? Dışarıdan et ve tarımsal ürün ithal etmek.
Buna ses çıkaran var mı? Yok çünkü ihtiyaçları kapısına getirilen halk biad etmeye alıştırılmak istendi, alışmaya meyilliydi ve alıştı.
Barajlar Başbakanı Süleyman Demirel'e göre Türkiye kendi elektriğini kendisi üretebilecek potansiyele sahip. Durum böyle mi peki? Hayır. İrandan elektrik ihraç ediyoruz! Birde kullandığımız miktar ve ödediğimiz fatura ücretine bakarsak haklarımızı savunmada da kendi kendimize yetemiyoruz!
En acısı da ne biliyor musunuz? "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözünü hiç idrak edemeyip,ülkeyi bir kişiye emanet ediyoruz...! Biad etmeye o kadar alışmışız ki, referandum sürecine girdiğimiz bu günlerde,ülkeyi yönetme konusunda bile kendi kendimize yetemeyip bir kişinin bizi yönetmesini istiyoruz...!
https://twitter.com/TheALKIM