Ülkeyi yöneten “güçler”in en tepesindekilerin tamamı erkek.

Yasamanın, yürütmenin, yargının başındakiler ve de içindekiler erkek.

Bakanlar Kurulunda -daima Aileden Sorumlu olan- 1 kadın var.

Siyasi Partilerimizin üst yönetimleri erkek, aday listelerini belirleyenler de onlar.

AKP’nin belirlediği 81 ilin belediye başkan adaylarından 1 i kadın.

MHP’nin 0.

CHP’nin var bir kaç tane.

Yeni bir şey değil, tablo belki bin yıldır böyle.

Bin yıldır Yolsuzluk, rüşvet, rant konulu olayların kahramanları da erkek. Son örnek 17 Aralık rüşvet operasyonu olup, gözaltına alınan 90 kişiden yalnızca 3 ü kadın, tutuklananların hepsi erkek.

Yönetenler erkek, memleketin geleceğini belirleyenler erkek, yolsuzluk yapanlar erkek, ‘yolsuzlukla mücadele edeceğiz’ diyenler de erkek.

Aile boyu yapılır yolsuzluklar, çünkü bu memlekette zenginlik ve siyasi güç aile olmakla eş anlamlıdır. Siz hiç çoluğu-çocuğu olmayan yalnız adamların yolsuzluk yaptığını duydunuz mu? Ya bilim adamı, ya sanatçıdır onlar, parayla pulla pek işleri olmaz.

Ya kadınlar? Her güçlü erkeğin arkası ..hikayesini hatırlatır birileri, Hürrem Sultan’dan başlar, -1000 yılda 1 tane gelmiş- kadın başbakanı yüzünüze vururlar. Oysa kadınlar bunlar değil dostlar.

Artık hediyelere boğulmak, güçlü erkeğinin arkasında durmak veya öldüresiye sevilmek istemiyor bu kadınlar. Siyasette olabilmek için erkeklerden icazet almak istemiyor.

Hazır kötü olan her şeyin sorumlusu kadındır inancı güçlüyken alıverelim şu sorumluluğu da tam olsun.