İşte, partilerin üzerinde anlaştığı anayasanın 48 maddesi

İşte, partilerin üzerinde anlaştığı anayasanın 48 maddesi

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bugüne kadar 48 madde üzerinde mutabakat sağlandı.

Üzerinde, anlaşma sağlanan maddeler arasında; Temel hak ve hürriyetler, yasama ile idare ve kamu hizmetlerine dair maddeler bulunuyor.

Yeni anayasa için dört partinin temsilcileriyle oluşturulan TBMM Uzlaşma Komisyonu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in liderler turunun ardından yaz aylarında da çalışma kararı alırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’dan, mutabık kalınan 48 maddeyle ilgili çıkış geldi. Erdoğan, “48 tane mutabık kalınan madde var, bunu çıkarın 68’e 78’e, çıkaramıyorsanız 48 hemen gelin Meclis’ten geçirelim, olağanüstü olarak Meclis’i toplayalım. Ne kadar samimi olduğunuzu veya olduğumuzu orada ispatlayalım” dedi. CHP bu çağrıyı ‘Erdoğan masadan kalkmanın bahanesini arıyor’ diye yorumlarken, MHP parti organlarında konunun değerlendirileceğini ifade etti. BDP ise, bu maddelerin Genel Kurul’a gelmesi halinde ‘yetmez ama evet’ diyeceklerini bildirdi. İşte dört partinin ufak itirazlarına rağmen üzerinde uzlaşma sağladıkları 48 madde:

TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER
“A. Temel haklar ve hürriyetler (özgürlükler)
a) Temel ilkeler
İnsan onur ve haysiyeti
Madde 1. (1) İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır. İnsan onur ve haysiyeti insan haklarının ve anayasal düzenin temelidir.
(2) Devlet, insan onur ve haysiyeti ile insanın maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına saygı duyar, bu değerleri korur ve bunların önündeki tüm engelleri kaldırır.

Gerekçe notu:
(Aşağıdaki not temel hak ve hürriyetlerle ilgili gerekçelerin yazılması aşamasında dikkate alınmak üzere yazılmıştır.)
İnsan onuru ve haysiyeti, insanın sırf insan olmaktan kaynaklanan değerinin tanınmasını, korunmasını ve geliştirilmesini ifade etmektedir.
Devlet kavramı, geniş anlamıyla, kamu yetkisi veya gücünü kullanan bütün organları veya kurumları içermektedir.

Temel hak ve hürriyetlerin (özgürlüklerin) niteliği ve bütünlüğü
Madde 2. (1) Herkes, kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere/özgürlüklere sahiptir.
(2) Temel hak ve hürriyetler/özgürlükler bir bütündür ve birbirini tamamlar.

Gerekçe notu:
(Aşağıdaki not temel hak ve hürriyetlerle ilgili gerekçelerin yazılması aşamasında dikkate alınmak üzere yazılmıştır.)
Bir hakkın Anayasada yer almamış olması onun insan haklarından sayılmasına engel teşkil etmez.


b) Kişi hak ve hürriyetleri (özgürlükleri)

Hayat (yaşam) hakkı
Madde 4. (1) Herkes hayat (yaşama) hakkına sahiptir.
(2) Meşru müdafaa ve suçla mücadele esnasında kanunun cevaz verdiği durumlarda, hayat (yaşam) hakkını ortadan kaldıracak ya da tehlikeye düşürecek ölçüde güç kullanımının kesinlikle zorunlu olması hali istisnadır.

Gerekçe notu: “Iztırar (zorunluluk) hali” madde metni içerisinde yer almamakla birlikte istisnai durumlar içerisinde ele alınır.
Öldürme fiilleri…

İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı
Madde 7. (1) İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasaktır.
(2) Hürriyetlerin (özgürlüklerin) kısıtlanması ve cezaların infazı halleri dahil olmak üzere hiç kimseye insan onur (şeref) ve haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza verilemez ve muamele yapılamaz.

Gerekçe notu: Adli kontrol ve güvenlik tedbirleri, “muamele yapılamaz” ibaresinin kapsamına dahildir.

Zorla çalıştırma ve angarya yasağı
Madde 8. (1) Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. İnsan ticareti ve angarya yasaktır.
(2) Ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi ile vatan hizmeti niteliğindeki veya hükümlülük hallerinde yapılan çalıştırmalara ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

Gerekçe notu: Seçenek tedbir ve yaptırımlar hükümlülük kapsamında değerlendirilecektir.
Demokratik toplum düzeninin gereklerine, ölçülülük ve hakkın özüne dokunulmaması ilkelerine uygun olarak.

Kişi hürriyeti (özgürlüğü) ve güvenliği
Madde 9. (1) Herkes kişi hürriyeti (özgürlüğü) ve güvenliğine sahiptir.
(2) Aşağıda gösterilen haller (durumlar) dışında kimse kişi hürriyetinden (özgürlüğünden) mahrum (yoksun) bırakılamaz;
a) Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi,
b) Mahkemelerce verilmiş yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi,
c) Kişinin kendisinin veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin (özgürlüklerinin) korunması amacıyla verilmiş mahkeme kararının veya kanunda öngörülen idari tedbirlerin yerine getirilmesi,
d) Usulüne aykırı şekilde ülkeye giren veya hakkında sınır dışı etme ya da iade kararı verilen kişinin yakalanması, gözaltına alınması veya tutuklanması,
(3) Yakalama ve tutuklama hâkim kararı ile olur. Tutuklama kararı, hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunan kişilerin, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek amacıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde verilebilir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığı veya isnat edilen suçun ağırlığı tek başına tutuklama nedeni sayılamaz. Tutuklama nedenlerinin varlığı somut olgulara (müşahhas hadise) dayandırılarak gerekçeli olarak belirtilmedikçe ve adli kontrol önlemlerinin yetersizliği açıklanmadıkça tutuklamanın devamı kararı verilemez. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, suçluluğu hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunan kişilerle ilgili olarak yapılabilir. Yakalama ve tutuklamanın usul ve esasları kanunla düzenlenir.

(4) Yakalanan veya tutuklanan kişiye, yakalama veya tutuklama sebepleri ile hakkındaki iddialar ve kanunen kendisine tanınan haklar herhalde yazılı, bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhâl; toplu suçlarda ise en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. Kişi gözaltına alınır alınmaz derhal müdafii ile görüştürülür. Soruşturma evresinde müdafiin dosyayı inceleme yetkisi savunma hakkını ortadan kaldıracak biçimde sınırlanamaz. Müdafii olmayan kişiye baro tarafından bir müdafii görevlendirilir. Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı yakınlarına derhâl bildirilir.

Not: (BDP Önerisi) Anadilini kullanma hakkı ve adil yargılanma hakkı maddelerinde bir uzlaşma sağlanmazsa “tercih ettiği dilde” ibaresinin tekrar eklenmesi önerilmiştir.
(5) Yakalanan veya gözaltına alınan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç, en geç yirmi dört saat; toplu olarak işlenen suçlarda ise en çok doksan altı saat içinde hâkim önüne çıkarılır. Hiç kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden mahrum bırakılamaz.
(6) Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma, ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasına veya hükmün infazını sağlamak için bir güvenceye veya başka yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir.
(7) Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. Yargı mercii kararını vermeden önce hürriyeti kısıtlanan kişiyi dinler. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki tutukluluğa ilişkin azami süreler kanunla belirlenir. Tutuklama hiçbir surette cezalandırma şekline dönüştürülemez.

Gerekçe notu: Akıl hastalığı gibi 1982 Anayasasının 19. Maddesinin 3. fıkrasındaki sebepler
Kadının korunması, 4320 sayılı Kanunda öngörülen ailenin korunması, şiddetin önlenmesi
Maddenin 3. fıkrasındaki “Bunlar gibi” ibaresinden …. kastedilmektedir.
Not: “Çocuğun gözetim altında tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen kararın yerine getirilmesi” çocuk hakları maddesinde müzakere edilecektir.
Not: (1. Öneri: Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde, bu hallerin şartları ile sınırlı olmak kaydıyla toplu olarak işlenen suçlar için uzatılabilir.) (2. Öneri: Bu süreler olağanüstü haller ve savaş hallerinde üç güne kadar uzatılabilir.) (3. Öneri: Böyle bir cümle bulunmasın.) olağanüstü hal ile ilgili maddede müzakere edilecektir.
Not: “Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre devletçe ödenir.” Temel hak ve hürriyetlerin ihlali ile ilgili ayrı bir maddede müzakere edilecektir. Sadece devlet değil, zarara sebebiyet veren kişiye de rücu imkanı değerlendirilecektir.

Kişisel bilgi ve verilerin korunması
Madde 11. (1) Kişisel bilgi ve verilerin gizliliği esastır.
(2) Herkes, kişisel bilgi ve verilerinin korunması hakkına sahiptir. Bu hak; kişisel bilgi ve verileri konusunda bilgilendirilme, bunlara erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar.
(3) Kişisel bilgi ve veriler, ancak kişinin açık rızasına veya kanunla öngörülen meşru bir sebebe dayalı olarak, ayrımcılığa yol açmayacak şekilde toplanabilir, işlenebilir ve kullanılabilir. Kişisel bilgi ve veriler otomatik olarak toplanamaz veya işlenemez.
(4) Kişisel bilgi ve verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller, bu hakkın etkili olarak kullanılmasını sağlayacak şekilde kanunla düzenlenir.

Gerekçe notu: Bu hakkın kullanılmasının basın özgürlüğü açısından doğuracağı sakınca ilgili maddede veya gerekçede yer alacaktır.
Makul süre ve istisnalar gerekçede izah edilecektir.
BDP önerisi olan “Kişilerin ırk, etnik köken, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançları, dernek, vakıf, parti ve sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ile ilgili kişisel veriler toplanamaz veya işlenemez.” kavramları gerekçe notu olarak tartışılacaktır.

Yerleşme ve seyahat hürriyeti (özgürlüğü)
Madde 14. (1) Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine (özgürlüğüne) sahiptir.
(2) Yerleşme hürriyeti, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek, çevreyi ve kültürel varlıkları korumak; seyahat hürriyeti ise genel sağlığın korunması (suç işlenmesini önlemek, kamu düzeni) ve suç soruşturması veya kovuşturması sebepleri ile sınırlanabilir.
(3) Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından mahrum bırakılamaz.
(4) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.
Gerekçe notu: Milli güvenlik konusu ileride mülkiyet konusunda değerlendirilecektir.

Bilim ve sanat hürriyeti (özgürlüğü)
Madde 18. (1) Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, icra etme, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hak ve hürriyetine (özgürlüğüne) sahiptir.
(2) Devlet, bu hak ve hürriyetin (özgürlüğün) önündeki engelleri kaldırmak ve etkili biçimde kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür.
(3) Devlet, sanatı ve kültürel etkinlikleri destekler ve sanatçıyı korur.
Not: Bilimsel özerklik ilgili maddede yazılacaktır.

Düzeltme ve cevap hakkı
Madde 20. (1) Şeref ve haysiyetlerine dokunulan veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılan herkes düzeltme ve cevap hakkına sahiptir.
(2) Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim, ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç kırk sekiz saat içerisinde karar verir.

Mülkiyet ve miras hakkı
Madde 21. (1) Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
(2) Miras hakkı, kamu yararı; mülkiyet hakkı ise kamu yararı ve yabancılar için milli güvenlik sebebiyle sınırlanabilir.
Gerekçe Notu: Bu fıkranın “çevre ve doğal hayat hakkı” içinde görüşülmesi ortak kanaattir. Fikri ve sınai mülkiyet hakları da mülkiyet hakkının kapsamı içerisinde değerlendirilecektir.

Çalışma ve sözleşme hürriyeti (özgürlüğü)
Madde 22. (1) Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
(2) Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal devlet ilkesine uygun yürümesini, güvenlik ve istikrar içinde çalışmasını sağlayacak, tekeller oluşmasını engelleyecek tedbirleri alır.
(3) Her türden teşebbüslerin, doğal kaynakların tüketilmesi, çevre kirliliği, çalışanların iş güvenliği ve iş sağlığı açısından gerekli önlemleri almalarını sağlamak ve denetlemek devletin yükümlüğündedir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
Madde 24. (1) Herkes, önceden izin almadan, silâhsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme ve bunlara katılma hakkına sahiptir.
(2) Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, kamu düzeninin, genel sağlığın, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması veya suç işlenmesinin önlenmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(3) İdari makamlar, kanuna dayanarak toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılacağı yeri, güzergâhı ve zamanını hakkın demokratik işlevini ve etkisini dikkate alarak belirler.


Başvuru ve bilgi edinme hakkı
Madde 26. (1) Herkes kendisiyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bireysel ya da topluca başvuruda bulunma hakkına sahiptir. Başvurulara yetkili makamlar gecikmeksizin cevap verir.
(2) Herkes kendisiyle veya kamu ile ilgili eylem ve işlemler hakkında bilgi edinme hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanımına ilişkin usul ve esaslar eşitlik, tarafsızlık ve şeffaflık ilkelerine uygun olarak kanunla düzenlenir.
(3) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin başvuracağı kanun yollarını, mercilerini ve sürelerini belirtir.
Not: Bu fıkranın uygun bir bölüme aktarılması düşünülecektir.
(4) Yabancıların bilgi edinme hakkından yararlanması karşılıklılık esasına göre kanunla düzenlenir.

Not: Yabancılar ile ilgili bu fıkra, yabancıların kişi hak ve hürriyetlerini düzenleyen genel bir madde içinde değerlendirilecektir.
Not: Bilgiye erişim hakkı, bilişim özgürlüğü ile birlikte bilgi toplumuna ilişkin haklar olarak ayrıca görüşülecektir.
Not: Kamu denetçisine başvurma hakkı, yasama ile ilgili bölümde değerlendirilecektir.
Not: Anayasa şikâyeti hakkı, Anayasa Mahkemesi ile ilgili bölümde değerlendirilecektir.

Suç ve Cezalara Dair Esaslar
Madde 27. (1) Suçlar, cezalar ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
(2) Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili işlemesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(3) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
(4) Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
(5) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(6) Ceza sorumluluğu şahsidir.
(7) Hiç kimseye aynı suçtan dolayı birden fazla ceza verilemez.
(8) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(9) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(10) Devlet, cezalarının infazında kadınlar için pozitif ayrımcılığı sağlayacak idari önlemleri alır.
(11) Tutuklu ve hükümlülere işkence ve zalimane, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.
(12) İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.
(13) Vatandaş, Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan yükümlülükleri dışında, işlediği iddia edilen bir suç sebebiyle geri verilemez.
Gerekçe notu: 11. fıkranın gerekçe notu olarak;
1) “tedavisi cezaevinde mümkün olmayan ağır hastalıklı tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin cezaevi dışında yapılmaması işkence ve zalimane muamele kapsamındadır” ve
2) “Kişilerin cezaların infazında ve tutukluluk sırasında, inançlarını yaşamaları, kültürel hayatlarını sürdürmeleri ve kendi dillerini konuşmaları devletin güvencesi altındadır.” yazılacaktır.
(MHP, 2 nolu gerekçe notunun temas ettiği konular ilgili maddelerde düzenleneceğinden gerekçede yer almasına karşıdır.)

Yabancıların durumu
Madde 28. (1) Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.
(2) İltica hakkı, Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlülükleri dikkate alınarak kanunla düzenlenir.
(3) Ölüm cezasına veya insan onuruyla bağdaşmayan bir muamele ya da cezaya maruz kalma ihtimali kuvvetli olan kişiler iade edilemez.

d) Sosyal ve ekonomik haklar

Sağlık hakkı
Madde 33. (1) Herkes sağlık hakkına sahiptir.
(2) Hiç kimse temel sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılamaz.
(3) Hasta hakları dâhil sağlık hakkının esasları, yaşam hakkı ile sağlığın korunması da gözetilerek, kanunla düzenlenir.
(4) Her kadın üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konusunda ücretsiz hizmet alma hakkına sahiptir.
(5) Devlet sağlık hakkının gerçekleşmesi için gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Devlet, sağlık alanındaki görevini, kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kuruluşlardan yararlanmak suretiyle etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak, onları denetleyerek yerine getirir.

Not: BDP maddenin 2. fıkrasının formülasyonunda temel sağlık hizmetlerinin sağlanmasında ücretsizlik unsurunun vazgeçilmez bir öğe olarak belirtti ve iradesini sürdürdü. CHP de bu önerinin kabul edilebilir olduğunu beyan etti.
Gerekçe notu: Doğurganlık hakkının doğurmama hakkını da içerdiği belirtilecektir. Genel sağlık sigortasına ilişkin hükme, yasamanın yetkisi dahilinde ele alınacağı varsayılarak, anayasada yer verilmemiştir.

Sosyal güvenlik hakkı
Madde 34. (1) Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
(2) Hiç kimse sosyal güvenlik sistemiyle bağlantısı olmaksızın çalıştırılamaz.
(3) Devlet, sosyal güvenlik hakkının kullanılmasını sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve buna uygun sosyal güvenlik sistemini kurar.
(4) Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimlerinin, malûl ve gazilerin, engellilerin, yaşlıların, korunmaya muhtaç çocuklar gibi toplumsal anlamda güçsüz kesimlerin sosyal güvenlik hakkından yararlanmaları için gerekli özel önlemleri alır.

Not: Ev kadınlarına ilişkin ayrıca bir hükmün bu maddede yer alması hususunda BDP ısrar etmektedir.
Gerekçe notu: Son fıkrada kastedilmek istenen dar anlamda sosyal güvenlik hakkı değil, geniş anlamda sosyal güvenlik hakkıdır. Sosyal güvenlik hakkının etkin kullanılması da vurgulanacaktır.

Konut ve barınma hakkı
Madde 36. (1) Herkes temel insanî gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir.
(2) Devlet bu hakların gerçekleşmesi için şehirlerin ve diğer yerleşim birimlerinin tarihi ve kültürel nitelikleri ile çevre değerlerini de esas alan bir plan çerçevesinde gerekli tedbirleri alır.
Not: Hukuka aykırı (zorla) tahliyelere ve hakkın özüne etki eden ihlallere karşı anayasal güvence getirilmesi konusunda çalışılacaktır.

Devletin sosyal ve ekonomik görevlerinin sınırı
Madde 40. (1) Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek, malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.
(2) Sağlık, sosyal güvenlik ve iş güvenliği hakları birinci fıkradaki mali kaynakların yeterliliği sınırına tabi değildir. Devletin bu haklara ilişkin görevleri, asgari güvenceler sağlanmadıkça yerine getirilmiş sayılmaz.

Temel hak ve hürriyetlerin (özgürlüklerin) sınırlanması
Madde 41. (1) Hürriyet esas, sınırlama istisnadır. Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılır.
(2) Temel hak ve hürriyetler, sadece Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplerle ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, öngörülen amaca, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz; temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz.

Not: CHP’nin “Yasama, yürütme ve yargı organları ile idare makamları, sınırlamanın sınırına ilişkin bu ilkelere uymakla yükümlüdür” biçimindeki fıkra önerisi anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığının düzenleneceği maddede kabul edilecektir.
Not: Temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılması ile ilgili olarak yeni bir düzenleme yapılacaktır. Bu yeni bir madde olabileceği gibi 40. maddeye ayrı bir fıkra olarak eklenebilecektir.

Temel hak ve hürriyetlerin (özgürlüklerin) kullanılmasının geçici olarak durdurulması
Madde 42. (1) Anayasada öngörülen olağanüstü yönetim usullerinin ilan edildiği hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, sınırlandırılabilir veya geçici olarak durdurulabilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen durumlarda dahi, insan onur ve haysiyetine, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse dinî inançlarını, vicdanî kanaatlerini ve düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz, bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalara ilişkin hükümler geçmişe yürütülemez; suçluluğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz ve kimsenin hak arama özgürlüğü ortadan kaldırılamaz.

Temel hak ve hürriyetlerin korunması
Madde 43. (1) Devlet organları, temel hak ve özgürlüklerden herkesin etkili biçimde yararlanmasını sağlayacak her türlü düzenlemeyi yapmak, tedbiri almak ve ihlalini önlemekle yükümlüdür.
(2) Temel hak ve hürriyetlerin ihlali halinde doğan zarardan Devlet sorumludur ve dava Devlet aleyhine açılır. Devlet ihlale neden olan kamu görevlisine davayı ihbar eder. Tazminata mahkûm olması halinde Devlet, ilgiliye derhal rücu eder.
(3) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve hürriyetlere dair uluslararası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi sebebiyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda kanun özgürlükleri daha genişletici hüküm içermediği sürece anlaşma hükümleri esas alınır.
Gerekçe notu: Yasama, yürütme ve yargı organları işlemlerinde ve bunların yorumunda Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmaları esas alır.
(4) Anayasadaki hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devlete veya kişilere, hak ve hürriyetleri yok edecek veya Anayasada öngörüldüğünden daha geniş ölçüde sınırlandırılmasına imkan verecek şekilde yorumlanamaz.

Kıyıların korunması ve kıyılardan yararlanma
Madde 47. (1) Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır; özel mülkiyete konu olamaz.
(2) Herkesin deniz, göl ve akarsular ile bunların kıyılarından yararlanma hakkı vardır.
(3) Bu hak, kamu yararı gözetilerek kanunla düzenlenir.
(4) Kamu yararının gerekli kıldığı hallerde dolgu ve kurutma yoluyla toprak edinilmesine ilişkin usul ve esaslar kanunda gösterilir.

Tarih, kültür ve tabiat varlık ve değerlerinin korunması
Madde 48. (1) Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar; bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bunlardan özel mülkiyet konusu olanlara kamu yararı amacıyla getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.
Gerekçe notu: 1. fıkra tüm uygarlıkları, farklı kültür ve inanç topluluklarının değerlerini ve varlıklarını da kapsar.
(2) Devlet, Türkiye dışında bulunan tarihi ve kültürel mirasını korumak için gerekli tedbirleri alır.
Gerekçe notu: Türkiye’nin sahiplenmesi ve Türkiye’ye getirme hakkı

Doğal servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi
Madde 49. (1) Doğal servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet, çevresel varlıkların korunmasını esas almak kaydıyla, bu hakkını belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebilir. Hangi doğal servet ve kaynağın devletin gerçek ve tüzel kişilerle ortak olarak; hangisinin doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle aranacağı ve işletileceği kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim ve denetimin usul ve esasları ile uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir.

Not: Bu madde devletin görev ve yükümlülükleri başlığı altında yer alacaktır.

Ormanların korunması ve geliştirilmesi
Madde 50. Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz ve kanuna göre buralar Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
Devlet, ormanları ve biyolojik çeşitliliği korumak, orman sahalarını genişletmek, toprağın verimli olarak işletilmesini sağlamak, erozyonla mücadele etmek ve tarım alanlarını geliştirmek amacıyla gerekli tedbirleri alır.

Özel olarak korunması gereken kesimlerin hakları
Madde 52. (1) Devlet, gençlerin, yaşlıların, engellilerin, sürekli hastaların, harp ve vazife şehitlerinin yakınlarının, malul ve gazilerin, dul ve yetimlerin ve özel olarak korunması gereken diğer toplum kesimlerin haklarını korumak; bunların insan onuruna yaraşır bir hayat sürdürmelerini ve toplum hayatına etkin bir şekilde katılmalarını sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Özel olarak korunması gereken toplum kesimlerinin siyasi hayata katılmasını kolaylaştıracak tedbirleri almak devletin görevlerindendir.

Gerekçe notu: Gerekçede dul kelimesinin kadın ve erkekleri kapsayacak şekilde anlaşılmasını sağlayacak açıklama yapılacaktır.

Bilgiye erişim hakkı ve bilişim özgürlüğü
Madde 55. (1) Herkes, bilgiye, internete ve diğer elektronik iletişim ortamlarına serbestçe erişim hakkına sahiptir. Devlet, bu hakkın etkin ve adil bir biçimde kullanılabilmesi için gerekli düzenlemeleri yapar.
(2) İnternet aracılığıyla yapılan haberleşmenin gizliliği esastır. Herkes, internet aracılığıyla paylaştığı kişisel verilerinin korunmasını; düşünce ve kanaatlerinin gizliliğine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.
(3) İnternet ve diğer elektronik iletişim ortamlarına erişim hakkı özel yaşam ve aile yaşamının gizliliği ile kişisel verilerin korunması, haberleşme özgürlüğü, bilgiye erişim hakkı, düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü ve sözleşme özgürlüğüne, çocukların cinsel sömürüye karşı korunmasına ilişkin anayasal esaslar dikkate alınarak kanunla düzenlenir.

Gerekçe notu: 3. fıkrada yer alan anayasal esaslar ifadesinde, ilgili anayasa maddelerinde hak ve özgürlüğe ilişkin yer alan güvence ve sınırlamalar birlikte dikkate alınır.

Makul ve insanca hayat (yaşam) sürdürme hakkı
Madde 56. (1) Herkes toplumsal dışlanmaya ve yoksulluğa karşı korunma, eğitim, barınma, tıbbi bakım, beslenme, temiz suya erişme ile sosyal hizmetlerden yararlanma haklarını da içerecek biçimde makul ve insanca hayat (yaşam) sürdürme hakkına sahiptir.
(2) Makul ve insanca hayat (yaşam) sürdürme imkânından yoksun olan herkes temel gelir hakkına sahiptir.
(3) Devlet, fertlerin (bireylerin) makul ve insanca hayat (yaşam) sürdürmesi için gerekli tedbirleri alır.

Devletleştirme ve özelleştirme
Madde 61. (1) Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde gerçek değeri üzerinden kanunla devletleştirilebilir.
(2) Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller, tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önleyecek şekilde, kanunla gösterilir.
(3) Stratejik açıdan önem taşıyan işletmelerin özelleştirilmesinde kamu yararı esas alınır.
(4) Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla düzenlenir.
(5) Devletleştirme ve özelleştirmede çalışanların haklarını koruyacak önlemler kanunla düzenlenir.

Tüketicinin korunması
Madde 62. (1) Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır; tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder ve destekler.

Yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşlar
Madde 63. (1) Devlet, yabancı ülkelerde yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması için gereken önlemleri alır.

Sporda tahkim
Madde 64. (1) Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı iç hukuk bakımından hiçbir yargı merciine başvurulamaz.

Not: Bu fıkra yargı bölümüne eklenebilir.

Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
Madde 65. (1) Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine ve yerli türlerin çeşitliliğinin korunması esasına uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak ve organik tarım ve hayvancılık yöntemlerini teşvik etmek amacıyla tarım ve hayvancılıkla uğraşanları özel olarak destekler. Bunların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

Not: “Sporda Tahkim” haricindeki üç maddenin anayasada yer alıp almaması üst komisyonda görüşülmek üzere mutabakat sağlanmıştır.

YASAMA

Milletvekilliği ile bağdaşmayan işler
Madde 69. (1) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik, arabuluculuk ve hakemlik yapamazlar.
(2) Milletvekilleri yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir milletvekilinin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır.
(3) Milletvekilleri, bu sıfatlarından kaynaklanan konum ve yetkilerini kendilerine çıkar ve yarar sağlamak amacıyla kullanamaz, üçüncü kişilere doğrudan veya dolaylı ücretli iş yapamaz.
(4) Milletvekilliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.
(5) Siyasi Parti gruplarının bildireceği en kıdemli veya en yaşlı ikişer üyesinin katılımı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin uyması gereken siyasal etik ilkelerini belirlemek ve etik kurallarının ihlaline ilişkin başvuruları incelemek üzere Siyasi Etik Komisyonu kurulur. Görev ve yetkileri kanun ve Meclis İçtüzüğünde gösterilir. Komisyon, mutabakat ve aleniyet esasına göre çalışır. Mutabakat sağlanamaması durumunda raporlama yapılır. Komisyon gerekli gördüğü hallerde gizlilik kararı verebilir.
Gerekçe Notu: Kıdemden Parlamento kıdemi anlaşılır. Komisyonun bütün rapor ve kararları kamuya açıklanır.

Milletvekilliğinin düşmesi
Madde 70. (1) İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, istifanın geçerli olduğunun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesinden sonra, Genel Kurulca karar verilir.
(2) Milletvekilliğinin seçilmeye engel bir suçtan kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle gerçekleşir.
(3) Milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdüren milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla karar verilir.
(4) Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla karar verilir.

İptal istemi
Madde 71. (1) Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine yukarıdaki maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini on beş gün içerisinde kesin karara bağlar.

Görüşmelerin açıklığı ve yayınlanması
Madde 77. (1) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeler açıktır ve tutanak dergisinde tam olarak yayımlanır.
(2) Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğuyla kapalı oturum yapabilir. Bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Meclisin kararına bağlıdır.
(3) Meclisteki açık görüşmelerin canlı ve her türlü araçla yayımı esastır. Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun bir kanalı bu iş için tahsis edilir.

Toplantı ve karar yeter sayısı
Madde 77. (1) Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Meclis, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.
(2) Genel ve yerel seçimler, halkoylaması, siyasal partiler, yerel yönetimler, olağanüstü yönetim usulleri, yargı organı ve bağımsız idari kurullar konusunda çıkarılacak kanunlar bakımından karar yeter sayısı üye tam sayısının salt çoğunluğudur.
(3) Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları oturumlarında, kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy kullanabilir. Gizli oylamalarda vekâletle oy kullanılamaz.
Not: (AK Parti, Başkanlık sistemini önerdiğinden fıkrada geçen Bakanlar Kurulu ifadesine teknik olarak katılmamaktadır.)

İDARE VE KAMU HİZMETLERİ
Yükseköğretim Düzenleme Kurulu
Madde 106. (1) Yükseköğretim Düzenleme Kurulu, bilimsel ve akademik özgürlük, akademik ve kurumsal özerklik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık ilkelerini esas alarak; ülkenin yükseköğretim ihtiyaçları konusunda planlama yapar ve görüş bildirir; yükseköğretim kurumları arasında eşgüdümü sağlar; yükseköğretim kurumlarıyla toplumun çeşitli kesimleri arasında işbirliğini teşvik eder ve niteliği artırıcı önlemler alır; üniversite, fakülte, yüksekokul ve enstitülerin kuruluşları ile programların açılması ve kapatılmasına ilişkin ölçütleri üniversitelerin görüşlerini alarak belirler ve yükseköğretimde değerlendirme ile görevli kurumun raporları çerçevesinde kararlar alır; yabancı yükseköğretim kurumlarından alınan diplomaların ve akademik unvanların denkliğini tanır; yeni üniversitelerin kurulması ile yükseköğretime ilişkin düzenlemeler konusunda görüş bildirir; yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı kadroları ve öğrenci kontenjanları ile ilgili temel ölçütleri belirler; yükseköğretim kurumlarının faaliyetlerini değerlendirir ve gerekli tedbirleri alır.
(2) Kurul, yükseköğretim kurumlarının faaliyetlerini ve görevlerini yerine getirmek üzere planlar, düzenler ve denetler.
(3) Kurul, on beş üyeden oluşur. Kurulun dokuz üyesi, yükseköğretim kurumlarının kadrolarında bulunan öğretim elemanları tarafından profesör unvanına sahip öğretim üyeleri arasından seçilir. Öğretim elemanları tarafından yapılacak seçimlerde her öğretim elemanı bir adaya oy verir. Kurulun altı üyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üye tamsayısının beşte üçü ile seçilir.
(4) Kurulun teşkilatı, görevleri, yetkileri, çalışma esasları ve üyelerinin seçimine ilişkin diğer hususlar kanunla düzenlenir.

Not: Üyelerin seçim usulü hususu daha sonra tekrar ele alınacaktır. TBMM’nin atama niteliğinde yapacağı seçimlerle ilgili genel bir düzenleme oluşturulması halinde aynı düzenleme burada da geçerli olacaktır.
(MHP) Kurul üyelerinin seçimi konusuyla alakalı üniversiteler maddesindeki notta belirtilen kura yöntemini teklif etmektedir.
Gerekçe notu: “Toplumun çeşitli kesimlerinden” sivil toplumun anlaşılacağı yazılacaktır.

YARGI
Mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı
Madde 112. (1) Hâkimler, görevlerinde bağımsız ve tarafsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verir. Hâkimler mesleğin etik kurallarına uyarlar.
(2) Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere hiçbir şekilde emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir davayı etkilemek amacıyla, münhasıran yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili yasama denetimi yollarına başvurulamaz.
(3) Devlet organları, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar, mahkeme kararlarını değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
(4) Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
Not: BDP, 2. fıkranın ilk cümlesinin yeterli olduğunu ve son cümlenin gereksiz olduğunu düşünmektedir.)
Gerekçe notu: 1) Hukuk kavramı, uluslararası hukukun genel ilkelerini de kapsar.
2) 1. fıkradaki “tarafsız” kelimesi hâkimlerin objektif ve sübjektif tarafsızlığını birlikte anlatır. Subjektif tarafsızlık gerekçede genişçe açıklanacaktır.

Savcılık mesleği ve teminatı
Madde 115. (1) Savcılar, adli görevlerinde hâkimlik teminatına tabidir.
(2) Savcılar idari görevleri bakımından Adalet Bakanlığı’na bağlıdır.
Gözden Geçirme Notu: a) Savcıların yargılama faaliyeti dışındaki işlevlerinin çerçevesi ile
b) Savcılık kurumunun mukayeseli hukuk da gözetilerek tanımlanma gerekliliğini (İspanya örneği) Komisyon daha sonra görüşecektir.

Adalet hizmetlerinin denetimi
Madde 119. (1) Adalet hizmetlerinin denetimi Adalet Bakanlığı tarafından yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi
Madde 121. (1) Anayasa Mahkemesi üyeleri bir defaya mahsus olmak üzere ve dokuz yıl için seçilirler. Altmışyedi yaşını dolduran üyeler emekliye ayrılırlar.
(2) Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde ise, Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun kararı ile sona erer.

Anayasa şikâyeti
Madde 127. (1) Herkes anayasada düzenlenen kişi hakları, siyasal haklar ve devlete olumlu edim yüklemeyen sosyal hak ve özgürlüklerinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine anayasa şikâyetinde bulunabilir. Başvuruda bulunabilmek için güncel ve kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olması ve olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Anayasa şikâyeti, olağan kanun yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılır. Anayasa şikâyetinde, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Kamu başdenetçisinin anayasa şikâyeti başvurusu ile anayasa şikâyetine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
(2) Seçme ve seçilme hakkına ilişkin anayasa şikâyeti başvuruları üç gün içinde yapılır. Bu başvurular hakkın kaybını önleyecek ve seçim hukukunun gerektirdiği ivedilikle sonuçlandırılır.

BAŞLANGIÇ, GENEL HÜKÜMLER VE TEMEL İLKELER

Devletin şekli
Madde 152. (1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
Madde 161. (1) Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlar.
(2) Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.