İŞTE ASANSÖR KAZASININ GERÇEK NEDENİ

İŞTE ASANSÖR KAZASININ GERÇEK NEDENİ

Rant uğruna solan hayatlar

Türkiye’de günde 4 işçi ölüyor. Asansör kazasıyla(!) 10 işçi daha hayatını kaybetti. Kayıpların bu kadar yüksek olmasının sebebi olarak, alınan güvenlik önlemlerinin bilimsel ve çağdaş olmaması, bu yetmezmiş gibi denetim mekanizmasının da doğru düzgün çalışmaması gösteriliyor.

DAHA FAZLA RANT, DAHA FAZLA ÖLÜM!

İstanbul Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen Stadı’nın yerine rezidans yapılacak binanın inşaatında yaşanan korkunç kazanın ve 10 işçinin hayatını kaybetmesinin yankıları sürüyor. Bu kaza hem iş güvenliği, hem inşaat sektörünün hızla büyümesi, hem de konut stoklarında meydana gelen artışları da içeren bir dizi konuyu tekrar gündeme getirdi. İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Cemal Gökçe, Yurt gazetesinden Murat Öğütçen’e konuştu.

İnşaat sektörünün çılgınca büyüdüğünü, İstanbul’da bu çılgınlığın devasa boyutta yaşandığını belirten ve toplanma alanlarına, çadır kurulması gereken yerlerde dahi inşaat faaliyetlerinin olduğunu ifade eden Gökçe “ İstanbul aynı zamanda deprem bekliyor. 1999-2003 yılları arasında İl Afet Merkez Kurulu’nun belirlemiş olduğu 470 boş alan ve toplanma alanı olması gerek yerler var. Bunların dörtte üçü yapılaşmaya açıldı. Bu yerlerden biri de Ali Sami Yen” diye konuştu.

KONUT STOKU ARTIYOR

Gökçe, Türkiye genelinde büyük bir konut stokunun oluştuğunu söyledi. Konut stokundan en fazla etkilenen ilin İstanbul olduğunu ifade eden Gökçe, “İstanbul’da yaklaşık 250 bin- 300 bin konut stoku olduğu söylenirken, Türkiye genelinde ise 1 milyon konut stokunun olduğu belirtiliyor” diye konuştu. Türkiye ekonomisine yönelik eleştirilerden biri de, ekonominin inşaat sektörü ağırlıklı olarak büyüdüğü yolunda. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, önceki hafta bir televizyon programında yaptığı değerlendirmede, “Sanayi üretiminin ekonomideki payının düşmesi iyiye işaret değil. Para, dönüşü daha kısa olduğu için inşaat projelerine kayıyor. İnşaatta kolay para kazanmanın önüne geçmek için imar yasası ele alınmalı. İmar yasasında yeni düzenlemeler gerekiyor” değerlendirmesinde bulunmuştu.

GÜVENLİĞE KAYNAK AYRILMIYOR

Türkiye iş güvenliği ve işçi ölümleri sıralamasında küresel ölçekte ilk sıralarda yer alıyor. Konuya ilişkin olarak görüşlerine başvurduğumuz Cemal Gökçe, “Her gün 4 insanımız iş kazalarında canlarını kaybediyorlar. Ölümlü kazaların yüzde 35’i de inşaat sektöründe oluyor. Bunun sorgulanması gerekir” dedi. Teknolojik binalar yapılır derken bu kadar insanın hayatını kaybetmesini denetim eksikliğine bağlayan Gökçe şu şekilde konuştu: “Güvenlik konularına yeteri kadar kaynak ayrılmıyor. İşçi sağlığına ve iş güvenliğine harcanması gereken para, fazladan bir harcama olarak görülüyor. Güvenlik konusuna yeteri kadar kaynak ayrılmıyor, yeterli denetim yapılmıyor. İnşaatlar sadece denetleniyor gibi gözüküyor. Denetleniyor gibi gözükmesi sonucunda da iş kazaları ve iş ölümleri meydana geliyor.”

Gökçe, daha hızlı ve daha yüksek binaların yapılmasının bir çılgınlık halini aldığını ifade eden Gökçe, “Daha fazla iş yapmak ve para kazanmak anlayışı bilimsel ölçekte denetim mekanizmalarının ve iş güvenliğinin önüne geçiyor. Bu halkalar birleşince ne yazık ki işçi kazaları ve işçi ölümleri artıyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Bir diğer önemli konusu ise cumartesi günü mesainin saat 18.00’da bitmesi gerekirken, kazanın saat 19.45’te olması. Dolayısıyla işçiler güvenlik önlemlerinin yeterli olmadığı koşullarda, çalışmamaları gereken saatte, iddialara göre kazadan 15 gün önce arıza yapan asansöre binmişlerdi.

‘KONU, DENETİM KONUSUDUR’

Bu tür kazaları yaşayan bir ülke olarak Türkiye’de neler bu tür kazalar yaşanıyor ve neler yapılmalı ki bu tür acı olaylar bir defa daha tekrarlanmasın sorusunu yönelttiğimizde İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Cemal Gökçe, bir sistem sorununun yaşandığını ifade etti. Gökçe, “Siz bütün mekanizmalarından bilim insanlarını, meslek insanlarını, mühendislerini ve mühendislerin bağlı oldukları odaları devre dışı bırakırsanız, sistemin temel öğesi olarak müteahhitlik sistemini ve para kazanma anlayışını en öne koyarsanız bu tür kazalardan kaçamazsınız. Çünkü konu bir denetim konusudur, konu bir uzmanlık konusudur. Konu müteahhitlik konusu değildir. Ama ne yazık ki mühendis ve mimar odaları, inşaat mühendis odaları bu süreçten dışlanmıştır” diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı